-8-

452 49 83
                                    

Keyifli okumalar..

Jisung'un dinlediği şarkıyı medyaya da bıraktım. Lütfen şarkıyı dinleyip öyle okuyun bu bölümü♡

Indila- Love Story

🌻🌙

"Sen salak mısın Soojin? Sınıfına kim giriyor çıkıyor bilmiyor musun?"

Changbin'in sesini değiştirerek söylediği şeyle gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırmıştım. Minho'nun attığı mesajdan sonra Seungmin ve Changbin'le beraber Minho'nun sınıfının önüne gelmiştik. En azından sınıfında bulabilme umuduyla..

Soojin ve Changbin'in laf atışması devam ederken Seungmin daha fazla bu işkenceye dayanamamış olacak ki elimden tutup beni sınıfa çekmişti. Ben daha ne olduğunu anlayamadan avuçları arasına sıkıştırdığı elimle Soobin'in oturduğu sıraya gelmiştik.

"Soobin merhaba! Minho'yu gördün mü? Bugün okula gelmiş ama göremedik biz"

Soobin'in gözleri ikimiz arasında saşkınca gezinirken kalın dudaklarını zorla da olsa aralamış ve konuşmuştu.

"Evet geldi ama öğle arasından önce ki derse girmedi. O saatten beri görmedim zaten"

Gözlerim Soobin'in işaret ederek konuştuğu sıraya kayarken masanın üstünde bir kitap boş olduğu her halinden belli olan bir sırt çantası vardı. Minho'nun olmalıydı.
Seungmin Soobin'e teşekkür ettikten sonra yine beni sürükleyerek sınıftan çıkarmıştı. Kapıya geldiğinde boştaki eliyle de Changbin'in kaslı kolundan tutmuş ve nereden geldiğini anlayamadığım bir güçle ikimizide sınıfa sürüklemişti.
Changbin kolunu bırakmasını söylese de Seungmin aldırmadan sınıfa sokmuştu ikimizide.
Felix ve Jeongin biten tostlarının çöplerini temizlerken sınıfta bizden başka iki kişi daha olduğunu görmüştüm. Sıralarımıza geçtiğimizde Felix elindeki çöpleri Jeongin'in eline tutuşturmuş ve Changbin'i elinden tutup yanına oturmuştu.

Bu haline göz devirip sırama geçmiş ve kollarımı kalorifere yaslayıp başımı üstüne koydum. Seungmin Soobin'in söylediklerinden şüphelendiği ile ilgili birşey anlatırken Changbin ve Felix birbirlerine yapışık bedenleriyle Seungmin'i dinliyorlardı.
Jeongin gelip hemen arkamdaki sıraya otururken saçlarımda parmaklarını hissetmiştim. Bunu ne zaman yapsa uyuyakalırdım. Bugün yeterince uyumuş olmama rağmen hala yorgun hissediyordum.
Seungmin'in konuşmaları uğultuya dönüşürken Jeongin'in parmaklarının hareketlerinin yavaşladığını hissetmiştim. Kendimi daha fazla kasmadan uykuya daldım.
Yorgun değildim; sadece kendime düşünecek vakit bırakmak istemiyordum.

🌻🌙

"Merak etme Seung; evimin yolunu biliyorum. Çocuk değilim"

Seungmin'in onaylamaz bakışlarına daha fazla dayanamayarak elimdeki son kozu kullanmaya karar verdim.

"Bu arada Chan hyung bana sürekli seni soruyor. Artık sohbetlerimizin vazgeçilmez bir parçası haline geldin resmen. Sizin aranızda ne var Seung?"

Seungmin duyduğu şeyle hızla kızarırken gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"N-ne olacak aramızda Jisung? S-saçmalama lütfen"

Çantasının kulpunu tutan parmaklarının boğumlarının beyazladığını gördüğümde başımı iki yana sallamıştım.
Yaptıkları resmen çocukluktan başka birşey değildi. Bir elimi koluna koyup hafifçe okşadım.

"Duygularından hiçbir zaman utanma Seung; birbirinize karşı olan hisleriniz gözlerinizden okunuyor. Gidip açıl diyemem ama kendini geri tutma. Aşk bekletilecek bir duygu değil."

Lie/ Minsung Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu