-15-

277 37 127
                                    

🌻🌙

"Başlayalım mı?"

Bay Kim'in sorusuyla derin bir nefes alıp oturduğum koltukta dizlerimi kendime çektim. Daha rahat olduğuma kanaat getirdikten sonra başımı sallamıştım.

"Bir önceki seansta sana düşünmeni söylediğim şeyi düşündün mü?"

Usulca onu onaylanıp konuşmak için cümleleri kafamda toparlamaya başlamıştım.
Bir önceki seansta ailemden bahsetmiştim. Beni yalnız bıraktıklarında ne hissettiğimi sormuştu Bay Kim.
İçimde onlara karşı biriken bir duygunun varlığından emindim. Ama bunun kırgınlık mı, kızgınlık mı yoksa başka bir şey mi olduğunu ayırt edemiyordum. Emin olduğum tek şey; onlara karşı kalbimde bir yerlerde hala bir sevgi kırıntısı vardı.

Annemin bana benden nefret ettiğini söylediği her gün belki akşamında pişman oluyordur diye düşünürdüm. Ama o her gün bıkmadan bana nefretini kusmaya devam ederdi. Babam yönelimimi öğrendiğinde beni öldürme dahi bir sürü tehditte bulunmuştu. Babam geleneksel bir ailede büyümüştü. Ona göre ben Tanrı'nın gönderdiği lanetli bir sınavdım.
Kötü birşey yapmadığıma emindim; kimseye bir zararım yoktu. Kendi dünyamda yaşıyordum her şeyi. 

"Sanırım onlar tarafından terk edilmek bana çok şey kattı"

Kısılan gözleri her an bir soru sormak için hazırda bekleyen aralık dudakları bana sorguda gibi hissettirmişti.

"Biz onlarla hiçbir zaman aile olamadık. Annem hiçbir zaman üstümü örtüp iyi geceler demedi. Babam hiçbir zaman beni okuldan almaya gelmedi. Veli toplantılarında benim sıram hep boş kaldı. Ben onlar için ikinci hatta üçüncü plandaydım. Bu evde hiçbir zaman bir aile sıcaklığı olmadı. Ocakta pişen bir yemeğin kokusunu duymadım mutfaktan veya spikerlerin mükemmel diksiyonlarıyla sundukları haberlerin sesi yankılanmadı bu salonda. Birbirlerini severek evlendiklerini söylemişti büyükannem. Şimdi gelin de evlerinde onlarla beraber yaşayan beni inandırın bu yalana"

Konuştukça rahatladığımı hissediyordum. Bay Kim elindeki deftere hızlı hızlı notlar alırken derin bir nefes aldım.

"Peki evden ilk gittikleri gün, ne hissettin?"

Aklıma dolan anılarla huzursuzca kıpırdanmıştım yerimde. Minho'ya ulaşmak için attığım sayısız mesajları tekrar ederken babamın annemle tartışıp evden gittiği günü anımsadım. Hemen ardından annem de çıkmış; uzun bir süre dönmemişlerdi. Annem günler sonra eve dönüp babamın gelmediğini öğrenmiş ve evde büyük bir yaygara koparıp bana yüklenmişti. Sanırım o zaman bitmişti annem ile aramdaki herşey.
Bana ölmem gerektiğini söyleyip gitmişti; onu sevmeye nasıl devam edebilirdim ki?

"Ne hissettiğimi bilmiyorum. Bunu kelimelere dökmek garip hissettiriyor. Dediğim gibi onlar evdeyken de pek mutlu değildim. Beni terkettiklerinde sadece bekledim."

"Neyi bekledin?"

Yüzümde buruk bir tebessüm yer edinmişti.

"Geri dönmelerini. Pişman olmalarını. Daha reşit bile olmayan çocuklarını hatırlayıp geri dönmelerini... Sonra zaman geçti ve ben dönmeyeceklerini yavaş yavaş anladım. İçimde garip bir huzur yer edindi sonra. Sanırım özgür hissediyordum. Sanki iyi hissetmem için gitmeleri gerekiyormuş gibi"

Bay Kim boğazını temizlemiş ve elindeki defterde yeni bir sayfa açıp konuşmuştu.

"Peki sana nasıl davranmalarını isterdin? Bunların hiçbirini yaşanmamış sayalım; nasıl bir ailen olmasını isterdin?"

Yutkundum.

"Istemezdim."

Kaşlarını çatmıştı Bay Kim. Hiç düşünmeden verdiğim cevabı beklemediği aşikârdı.

Lie/ Minsung Where stories live. Discover now