-20-

204 26 12
                                    

Keyifli okumalar...

🌻🌙

"Jisung..."

Burnumda hissettiğim kaşıntıyla sızlanmış ve başımı diğer tarafa çevirmiştim. Bu defa yüzüme dokunan parmakları hissetmiş ve sinirle homurdanmıştım.
Hemen ardımdan kısa bir gülüş duyduğumda uykulu gözlerimi zorlukla aralamıştım.

"Uyan hadi; okula gitmemiz gerek"

Birkaç saniye karşımdaki yüzü seçmeye çalışmış ardından başımda bekleyenin Minho olduğunu anladığımda istemsizce tebessüm etmiştim.

"Bu sabah bana bir yerden tanıdık geliyor"

Kısa bir süre önce yaşadığımız benzer sabahı ima ettiğimde onun da yüzünde minik bir tebessüm yer edinmişti.

"Kalk hadi; herkes bizi bekliyor"

Söylediği şeyle kaşlarımı çattığımda arkadan duyduğum sesle bakışlarımı aşık olduğu yüzünden çekmek zorunda kalmıştım.

"Inanın bu romantik anınızı bozmak istemem ama birkaç dakika içinde aşağıya inmezseniz sevgilim kış uykusundan yeni uyanmış bir ayı gibi kahvaltıya saldıracak"

Felix'in uzun konuşmasıyla kendimi tutamayıp kıkırdamıştım. Minho'nun bakışları beni bulduğunda Felix odadan çıkmıştı. Üstümdeki bakışları kalbimin ritmini bozmaya yetmişken boğazımı temizleyip usulca kalkmıştım yataktan.

Gözleriyle beni takip ettiğinin farkındaydım ama nedense dönüp yüzüne bakmaya utanıyordum. Dolabıma ilerleyip giyecek birkaç kıyafet çıkarmış ardından arkama bakmadan usulca banyoya girmiştim.

Kızaran yanaklarıma saydırdığım küfürlerle kısa bir duş alıp çıkmıştım banyodan. Odama girdiğimde Minho'yu yatağıma oturmuş oyuncak sincabımı izlerken bulmuştum. Elimdeki havluyla saçlarımı kuruturken boğazımı temizlemiştim. Beni farkedip bakışlarını oyuncaktan çekmiş ve yüzündeki tebessümü bozmadan konuşmuştu.

"O gün bunu alabilmek için bütün paramızı jetonlara yatırmıştık."

Söylediği şeyle kıkırdayıp yanına oturmuştum. Bakışlarım oyuncakta gezinirken aklıma dolan anılarla konuşmuştum.

"Yokluğunda çok iyi arkadaşlık yaptı bana"

Amacım tadımızı kaçırmak değildi ama Minho kendini affettirip beni yalnız bıraktığı günleri unutturana dek bu huzursuz anlar hep yaşanacaktı.

"Çok garip..."

Düşünceli sesiyle bakışlarım yüzünü bulurken yeniden tebessüm etmişti.

"Birbirimizi severek üzmüşüz meğerse... Birbirimizin ilacıyken tek yaptığımız daha fazla yara açmaktı"

Başımı sallayıp kucağımdaki ellerimle oynamaya başladım.

"Yüzüğünü neden çıkarttın?"

Birkaç saniyelik sessizlik elime uzanan parmaklarla bölünmüştü. Başımı kaldırmadan ne yaptığına bakarken parmakları işaret parmağımdan asla çıkarmadığım yüzüğe uzanmıştı. Dokunuşu altında küçük bir çocuk gibi hissetmiştim. Sanki sesimi çıkartsam azar işitecektim.

Ince uzun parmakları yüzüğü kavrayıp usulca parmağımdan çıkartırken çatık kaşlarımla sessizce izlemeye devam ediyordum. Minho çıkarttığı yüzüğü kendi parmağına takmış ve ellerimizi birleştirip konuşmuştu.

"Yüzüğünü neden çıkarttın Sung?"

🌻🌙

"Changbin yavaş; boğulacaksın"

Lie/ Minsung Where stories live. Discover now