10°

2K 155 35
                                    

"Sizin ağzınızdan çıkanı kulağınız duyuyor mu Bay Kwang?" Taehyung karşısındaki yurt müdürüne sinirle kükrüyordu.

Arkadaşı sürtük olabilecek en son kişi bile değildi.

"Tabiki duyuyor doğruları söylemek suç mu oldu?" Karşısındaki adamın susmaya ve Taehyungu burdan göndermeye hiç niyeti yoktu.

"Boşver Tae benim yüzümden yurttan atılacaksın." Jimin arkadaşını her ne kadar evine götürmek istesede onun dönünce kalabileceği bir yeri kalması lazımdı.

"Neyini boşvereyim chim! Adamın kullandığı kelimeye bak." Taehyung adamın üzerine doğru yürüdüğünde Jimin kolundan tutarak onu durdurmuştu.

Kapının birden açılmasıyla herkesin bakışları oraya dönmüştü. İçeriye tüm ihtişamıyla Jungkook girmişti.

"Evet beyler Taehyungun eşyalarını hazırlattım sizde imzaları attıysanız artık gidebiliriz." Yurdun müdürü tek kaşını kaldırarak Jungkooka bakınca Jungkookun kaşları çatılmıştı.

Anlaşılan burda bir şeyler dönüyordu ve olaya hemen el atması gerekti.

"Neler oluyor burda?" Taehyung ağzını açmış herşeyi söyleyecekken Jimin son anda Taehyungun ağzını kapatmayı başarmıştı.

"Bay Kwang Taehyungu alamayacağımızı söyledi." Jimin kısaca cevap verdiğinde Jungkookun kaşları daha çok çatılmıştı.

"Ben istersem onu bile satın alırım. Ne demek Taehyungu bir kaç günlüğüne almamıza izin vermiyormuş?" Taehyung duyduğu şeyle sinsice gülmüştü.

Eniştesini şimdiden çok sevmeye başlamıştı.

"Burda kararları ben veririm." Bay Kwang sesini yükseltmemeye dikkat ediyordu ama Jungkookun dediği şey sinirini bozmuştu.

"Taehyung burda duracak!" Jungkook için bu son nokta olmuştu. Eşi ondan bir kaç günlüğüne arkadaşının onlarda kalması için izin istemişti ve bu adam eşinin istediği şeyi yapmasına engel oluyordu.

"İlla kaçır diyorsun müdür." Jungkook tek kaşını kaldırarak alay eder gibi konuşuyordu.

"Jungkook lütfen Taehyung geri buraya dönecek. Ona çok kötü davranırlar." Jungkookun kaşları bu sefer çatılmıştı.

Birde geri döndüğünde kötü muamelemi göstereceklerdi.

"Bak Arkadaşın nasıl da biliyor neler yapabileceğimi. Şimdi sürtük arkadaşınıda al ve defolup gidin yurdumdan." Az önce bu müdür bozuntusu eşine sürtük mü demişti?

Jungkook artık kendini tutmayı bırakarak adamın yüzüne okkalı bir yumruk geçirmişti. Hırsını alamamış olacak ki üstüne çıkıp yumruklarının devamını getirdi.

"Sen benim eşime nasıl sürtük dersin orospu çocuğu" Jimin ve Taehyung Jungkooku tutmaya çalışıyorlardı ama nafileydi.

Sonunda adamın yüzü kanlar içinde kaldığında ancak çekebilmişlerdi Jungkooku.

"Birde insan gibi senden izin istiyoruz. Şerefsiz." Jungkook arkasındaki bedenlere dönüp kafasıyla dışarı çıkmaları için işaret vermişti.

" Kapıma kimi dayarsan daya Taehyung bir daha buraya dönmeyecek" Jungkook sinirle adama bir tekme daha geçirmişti. "Sende burda durmayacaksın orospu çocuğu"

Bu son cümlesi olmuştu. Kapının pervazında ona bakan bedenlerin yanına ilerleyip onlarla beraber dışarı çıktı.

-

"Orospu çocuğuna bak birde eşime sürtük diyor!" Jungkook arabayı son gaz sürerken hala adama sövüyordu.

"Kook lütfen yavaşla çok hızlı gidiyorsun." Jimin elini Jungkookun viteste duran elinin üzerine koyup okşamaya başladı.

Bu iri cüsseli adamın sakinleşmesi gerekiyordu yoksa kaza yapmaları an meselesiydi.

"Şey ben özür dilerim benim yüzümden kavga ettiniz. Keşke orda kalsaydım bunlar olmazdı." Taehyung ufak bir çocuk gibi cam kenarına geçmiş başını eğerek elleriyle oynuyordu.

Jungkook sonunda kendine gelerek elinin üzerindeki minik elleri sıkıca tuttu.

"Senin bir suçun yok biz istemeseydik seni ordan almazdık. Sakın bir daha böyle düşünme." Taehyung kısaca başını sallamış ve bakışlarını dışarıya çevirmişti.

-

"Kook hangi odayı Taehyunga vereceğiz?" Jimin yatakta uzanan bedene doğru ilerleyip yanına oturmuştu.

"İstediğin odayı verebilirsin Jimin-ah. Ama yurtta hep küçük odalar vardı bence ona aşağıdaki geniş odalardan birini verebilirsin" Jimin eşinin düşüncesine hayran kalmıştı.

Küçük bir oda vermektense geniş bir oda vermek gayette mantıklıydı.

"Tamamdır kook-ah teşekkür ederim." Jimin heyecanla aşağıda onu bekleyen biricik arkadaşının yanına doğru koşmuştu.

-

Sonunda odayı hazırlama işini bitirince Taehyungu yanına çağırdı minik beden.

"Chim burası çok büyük ve çok güzel" Taehyung etrafa hayran hayran bakarken Jiminde arkadaşını yüzündeki tebessümle izliyordu.

"Ben çıkayım sende odanın tadını çıkar Taehyung-ah~" Taehyungun yanağına minik bir öpücük bırakarak odanın kapısına doğru ilerledi.

"Bu arada dolap tıka basa dolu. İstediğin şeyleri alıp yiyebilirsin" Taehyung kısaca teşekkür etmiş ve kendini yatağa bırakmıştı.

-

Jimin yatak odasına girdiğinde Jungkook arkasını dönmüş bir şekilde uyuyordu.

Geldiklerinde eline pansuman yapmış tüm yaralarını sarmıştı.

Belliki yorulduğu içinde Jimini beklemeden uyumuştu. Jiminde yatağın içine girip Jungkooka arkadan sarılıp kendini uykunun kollarına bıraktı.

Yarın başlarına nelerin geleceğini bilmeden huzurlu bir şekilde uyumuşlardı.

-

Aman aman neler oluyorr.

Umarım beğenmişsinizdir <3

D e c i s i o n sWhere stories live. Discover now