19°

1.7K 130 58
                                    

Sabahın erken saatlerinde Jungkook işe gitmiş Jiminde kahvaltı sofrasında oyalanıyordu.

Canı çok şey istiyordu ama kokularından bile midesi bulanır olmuştu.

Daha fazla midesini bulandırmamak için sofrayı toplamış büyük salondaki koltuğa yerleşmişti.

Yanında duran telefonu alıp biricik arkadaşına yanına gelmesiyle alakalı mesaj attı.

Taehyungdan olumlu cevap gecikmeyince ellerini sevinçle çırpıp koltuğa uzandı.

Uzandığı koltukta uyuya kalan bedeni çalan zilin sesi uyandırmıştı.

Ne ara uyuduğuna anlam verememişti ama kapıdaki kişiyi bekletmemek adına koşarak kapıyı açtı.

Kapının ardında gördüğü yakın arkadaşının boynuna sarılıp yanağına bir sürü öpücükler kondurdu.

"Seni çok özledim Tae~" Taehyungda ellerini ince bele sarıp kendine doğru çekti minik bedeni.

"Bende seni özledim bebeğim~" Jimin mutlulukla gülümseyip sarıldığı boyundan ayrılarak arkadaşının içeriye girmesi için yana kaydı.

"Ee nasıl gidiyor Seokjin hyungla yaşamak." Taehyungun bu soruyla gözleri parlarken sevinçle koltuğa attı kendini.

"Min aynı senin gibi çok iyi bir arkadaş. Geçen gün sevgilisiyle tanıştım o kadar iyi biri ki anlatamam. Tıpkı Seokjin hyung gibi benimle çok ilgileniyor."

Jimin arkadaşının mutlu olmasına sevinmişti. Yıllar sonra ilk defa başka birileri tarafından mutlu edilmişti ve bu çok güzel bir şeydi.

"Senin adına çok sevindim bebeğim." Minik beden tebessüm ederek ayağa kalkıp mutfağa doğru ilerledi.

"Ne yemek istersin?" Uzun boylu çocukta onu takip ederken canının hiç bir şey çekmediğini söyledi.

"Ama öyle olmazki. Bir şeyler yemeliyiz." Taehyung başını salladı.

"O zaman ben bize ramen yapıyım. Seokjin hyung çok güzel bir tarif öğretti." Jimin kıkırdayarak geri çekildi.

"Pekala ben oturayım o zaman. Sahne senin bebeğim. Göster marifetini!" Taehyung kıkırdayarak minik bedenin yanağından makas aldı.

Taktığı önlüğünü iplerini bağlaması için Jiminin önüne geldi. Minik beden hemen bağlayıp Taehyungu geri işinin başına gönderdi.

Hızlı bir şekilde öğrendiği şeyleri uygulayıp hazırladığı ramenleri masaya koydu.

"Buyrun efendim en güzel şekilde yemeğiniz hazır." Jimin gülmek istese bile ramenin içindeki haşlanmış yumurta kokusu yüzünden gülememiş yüzünü burusturmustu.

"Hadi ama cidden o kadar kötümü görünüyor?" Jimin başını onaylamaz şekilde salladı.

"Hayır Tae. Sadece-" cümlesini bitiremeden gelen bulantıyla banyoya koştu.

Ne olduğunu anlamayan Taehyungda Jimini takip ederken minik beden çoktan klozetin önüne çöküp içindekileri çıkartmaya başladı.

"Min iyi misin? Noldu bir anda?" Jimin kusmanın verdiği rahatlıkla banyonun duvarına sırtını yaslayıp gözlerini kapattı.

"Bilmiyorum Tae. Ama hiç halim kalmadı." Taehyung yerde oturan bedeni kucağına alarak ağzını yıkamıştı.

Artık birbirlerinin her türlü şeylerini gördükleri için Jiminin kusmasından Taehyung iğrenmiyordu.

"Sen buraya otur ben Jungkook hyungu arayacağım." Salonun koltuğuna oturttuğu bedene açıklama yaparak ceketinin cebinden çıkardığı telefonla Jungkookun numarasını tuşladı.

D e c i s i o n sWhere stories live. Discover now