25°

1.5K 118 12
                                    

"KOOK!" Jungkook gecenin bir vakti Jiminin sesiyle yattığı yataktan sıçrayarak uyanmıştı.

Yan tarafına baktığında eşinin terin suyun içinde kaldığını görmüştü.

Aklına bebeklerinin bugün yarın doğacağı gelince minik bedenin sıkıntısını anlamış hemen altına pantolon üzerine tişört geçirmeye çalışmıştı.

"Bebeğim derin derin nefes al ver."

"SANKİ BEN FARKLI BİR ŞEY YAPIYORUM!" İri beden heyecandan üzerini zar zor giymiş ve eşini kucağına alarak arabaya yerleştirdi.

Bebekleri için hazırladıkları çanta her zaman için arabanın arkasında duruyordu.

Evet koskoca dokuz ay geçmişti ve beklenen an gelmişti.

Dokuz ay içerisinde ne kavgalar, ne kıskançlıklar ve ne sevinçler yaşanmıştı.

Jimin hormonları üst seviyede yaşamış ve Jungkooka çok çektirmişti.

Jungkook bunlardan asla şikayetçi değildi çünkü eşi onun bebeğini taşıyordu. Sonuçta Jimin bunu tek başına yapmadı diye düşünüp istediği her şeyi yapmaya çalışıyordu.

En önemlisi de eşinin mutluluğuydu.

-

Hastanenin önünde arabayı durdurmuş ve hızla inmişti.

"DOKTOR, HEMŞİRE YA DA HER KİMSE EŞİM DOĞURUYOR YARDIM EDİİN!" Sesini duyurma çabaları başarıyla sonuçlanırken titreyen elleriyle minik bedenin kemerini çözmeye çalışıyordu.

Yanlarında duran sedyeyle minik bedeni kucaklayıp yatırmıştı.

Arka koltuktan bebek çantasını alıp hızla sedyeye yetişip eşinin ellerini tuttu.

"Geçecek güzelim. Bebeğimiz gelecek tüm ağrılarını alacak. Biraz daha sabret sevgilim." Gözünden akan yaşlara engel olamazken eğilip eşinin alnına öpücük kondurdu.

Jiminde göz yaşlarının arasında gülümserken doğum haneye almışlardı minik bedeni.

Jungkook duvarın dibine çökerek başını ellerinin arasına almış ağlamaya devam etmişti.

"Tanrım ona yardımcı ol fazla acı hissetmesin." Göz yaşlarını silerek başını duvara yasladı.

Aklına hyunglarına haber vermek gelmişti fakat saat çok geçti onları rahatsız etmek istemezdi.

İçerden Jiminin acı bağırışlarını duyduğunda dahada kötü olmuştu.

"Dayan güzelim. Lütfen tanrım yardımcı ol ona." Derin bir nefes aldı. "lütfen... lütfen.... lütfen"

Kendi kendine sayıklarken içeriden gelen ağlama sesiyle gözleri şokla açılmış donup kalmıştı.

"Bu ses.. Tanrım benim kızımdan mı geliyor?" Ayağa kalkıp kapıya yumruklarını geçirmeye başladı.

"Hey açın bende gelmek istiyorum." Bir kaç vuruştan sonra açılan kapıyla içeriye bakmaya başladı.

"Üzgünüz bayım sizi içeriye alamayız. Fakat birazdan kızınızı getirirler." Genç kadın başıyla selam vererek oradan ayrıldı.

Jungkook bir oraya bir buraya yürürken birden kapı tekrar açılmıştı.

Bu sefer hemşire kucağında bir bebekle çıkmıştı.

İri beden direkt adımlarını oraya yönlendirmişti.

"O..o benim kızım mı?" Hemşire şaşkın ve heyecanlı bedeni başıyla onaylamış bebeği ona doğru uzatmıştı.

D e c i s i o n sOù les histoires vivent. Découvrez maintenant