20°

1.9K 113 34
                                    

Hastanedeki sevinçlerinin ardından biraz daha oturmuş ve Taehyungu evine bırakıp kendileride evlerine gelmişlerdi.

Doktor Kim Jiminin vitaminlerinin biraz düşük olduğundan dolayı halsizliğinin falan çok olacağını söylemişti.

Jungkookta Jiminin değerlerini yükseltmek için güzel beslenmesi gerektiğini çıkarmıştı bu cümleden.

Şimdi ise Jimini yatağa yatırmış uyuyana kadar başında beklemişti. Ardından arabanın anahtarını alıp alışveriş yapmaya çıktı.

Jimin için en güzel şeyleri almayı düşünüyordu.

Ve öylede olmuştu. Tüm marketleri, kasapları, manavları dolaşmış aklına gelip gelemeyecek herşeyden almıştı.

Evin önüne geldiğinde bu kadar şeyi nereye  sığdıracağını düşünüyordu. Arabaya zar zor sığdırmıştı fakat eve?

Aklına gelen fikirle asistanını aramış ve eve büyük bir buzdolabı göndermesini söylemişti.

Arabanın içerisinde çok oyalandığını düşündüğünde hemen inmiş ve poşetleri eve taşımaya başlamıştı.

"Minik bebeğim bunlara bayılacak. Umarım uyanmamıştır. Ona güzel bir sofra hazırlamam gerekiyor."

Poşetleri taşıması bittiğinde yerleştirebildiği kadarını dolaba yerleştirmiş, yerleştiremediklerinide kenara koymuştu. Nasıl olsa gün içinde buzdolabı gelirdi.

Yukarı kata odalarına çıkıp küçüğünü kontrol etti. Aralık kapıdan baktığında mışıl mışıl uyuyan bedeni görünce yüzünde anlamsız bir tebessüm oluşmuştu.

Aralık kapıyı tekrar kapatıp mutfağa indi.

Büyük masanın üzerini çeşit çeşit yemeklerle doldurmuş şimdi ise eşini uyandırmaya gidiyordu.

Bu süreçte çok yorulmuştu ama Jimin ve Jiminin karnındaki kendi bebeği için herşeye değerdi.

Yatak odasına girip küçük bedenin yanına yattı. Biraz daha ona doğru yaklaşarak arkası dönük olan eşinin beline sardı kollarını.

"Güzelim~" boynuna sayısız öpücüklerini sıralarken bir yandan da sevgi sözcükleri mırıldanıyordu.

Ellerinden birini eşinin karnına götürüp okşamaya başladı.

Eş zamanlı olarak dudaklarınıda boynundaki ince deriye bastırıp emmeye başladı.

"Mmmh" Jimin küçük bir inleme bırakıp ağzını şapırdattı.

"Hadi bebeğim uyanman gerek." Jimin gözlerini açarak nerde olduğunu anlamaya çalışmıştı.

Eşinin kokusu burnuna dolduğunda yüzüne tebessüm kondurup arkasını dönerek eşine baktı.

"Kook~ ne kadar çok uyumuşum ben." Jungkook karşısındaki dolgunluklara sert bir öpücük kondurdu.

"Çünkü yoruldun sevgilim. Hem artık iki canlısın." Minik beden buna kıkırdamıştı. Doğru ya iki canlıydı bir bebek vardı karnında.

"Aşkım! Bu çok güzel içimde bir bebek yaşıyor. Çok tatlı!" Sevinçten yatakta yuvarlanırken yatağın kenarında olduğunu fark ettiğinde düşmesine çok az kalmıştı fakat kaslı kollar onu tutup geriye doğru çekmişti.

"Güzelim dikkatli ol lütfen düşüyordun." Jimin başını suçlu bir çocuk gibi eğdi.

"Özür dilerim. Fark edemedim." Dudaklarını büzdüğünde Jungkook minik bedenin başını kaldırıp büzülen dudakları öpmeye başladı.

D e c i s i o n sWhere stories live. Discover now