"oda arkadaşımın arkadaşı"

4.1K 218 252
                                    

18 yaşımda olup üniversite kazanmama rağmen annem yurt odamı düzenlemek için diretiyordu. Ona bunun mümkün olmayacağını anlatmaya çalışıyordum sakince.

"Anne hayır, bunu kendim başarabilirim lütfen. Benim tüm üniversite hayatım boyunca rezil olmamı istemiyorsan bunu yapma."

"Evet ama kalacağın ortamı görmem gerek.''

''Anne lütfen, bana güvenmiyor musun?''

''Sana değil, etrafına güvenmiyorum.''

Her ebeveynin hayatında bir kez de olsa çocuğuna söylediği o sihirli cümle:

Ben sana değil etrafına güvenmiyorum.

''Etrafımdakiler de benim gibi birer insan. Endişe etmene hiç gerek yok.''

''Minho uzatma lütfen. Beni neden bu kadar istemediğini anlamış değilim. Madem yanlış bir şeyler yok, madem her şey dediğin gibi normal, o halde gelmem için hiçbir sakınca yok.''

Annemin bana karşı bu kadar tutucu ve korumacı olmasının sebebi babamın olmamasıydı. Babamı küçük yaşta kaybettim. Oldukça küçüktüm aslında ama hayatın zorluklarına erken alışmam gerekmişti. Annem de babamın yerini aratmamak için bu kadar sıkıyordu.

İnsanlar gerçekten kötü kalpliydi ve hiç acımadan birbirlerini satabiliyorlardı. Bu yüzden anneme hak verebiliyordum aslında.

Bavullarımı bagaja yerleştirdikten sonra annemin yanına ön koltuğa oturdum. Emniyet kemerimi bağladıktan sonra yolculuk için hazırdık. Annem arabayı çalıştırdı ve yola çıktık.

Üniversite ve kalacağım yurt yaşadığım şehre dört saat uzaklıktaydı. Bu da demek oluyordu ki annem her aklına estiğinde çıkıp gelemeyecekti. Ben de sık sık kalkıp gitmezdim. Hem mesafe uzundu hem de otobüs fiyatları gerçekten pahalıydı.

''Yol uzun diye seviniyorsun değil mi?''

Bu kadın kesinlikle aklımı okuyabiliyordu.

''Yoo.'' Yalan.

''Yetişkin bir bireysin Minho. Doğruyu ve yanlışı, yapmanla yapmaman gerekeni ayırt edebilecek erginliğe sahipsin. O yüzden karşımda çocuk varmış gibi nasihat vermeyeceğim.''

''Bu konuşan kadın, evden çıkmadan önce yurt odanı ben düzenleyeceğim diyen kadınla aynı mı yani?''

Güldü.

''Aman tamam ellemem odanı ama oda arkadaşını göreceğim Minho itiraz etme.''

''Pekala tamam.''

Onu daha fazla kırmamak için onayladım. Bir merhaba der giderdi zaten ne olacaktı ki?

Yolda bir mola yerinde durduk ve annem bir şeyler yedi. Uzun süre aç kalırsa şekeri düşüyordu çünkü. Ben de bu arada tuvalete gittim ve işimi gördüm. Geri döndüğümde yola devam etmek için hazırdık ikimiz de.

Neyse ki pek fazla bir şey kalmamıştı. Navigasyonun tahminine göre kırk dakikaya yurtta olurduk. Yaklaştıkça heyecan basıyordu.

Nihayet geldiğimizde navigasyonu kapattım ve telefonumu çantama koydum. Annem el frenini çekti ve arabadan indik. Ayaklarım şişmişti resmen.

Bagajı açtım ve bavulları indirdim. Annem birazını almayı denese de reddettim. Zaten ufacık bir şeydi ve neredeyse kendisi kadar olan bavulları taşımasına müsaade edemezdim.

İçeri personele adımı söyledim ve anahtarımı teslim aldım. 0325 numaralı odada kalacaktım ve bir oda arkadaşım vardı. İki kişi kalacaktık yani.

shameless | banginhoWhere stories live. Discover now