"bang lee chan & minho (m)"

1.3K 97 33
                                    

''Minho! Minho iyi misin?''

Biri bana seslenirken gözlerimi açtım ve bana endişeli bir şekilde bakan Chris'i gördüm. Ne yani hepsi bir kabus muydu?

''Beni tanıyorsun değil mi?''

''Elbette tanıyorum Chris sadece kötü bir rüya gördüm.''

''Ne gördün?''

''Beni terk ediyordun.''

''Hepsi kafana gelen o top yüzünden! Nerede o veletler? Keseceğim o toplarını!''

Sinirle konuşurken bir manyaklık yapmaması için kolunu tutup Chris'i sakinleştirdim.

''Ben iyiyim gel buraya. Geçti bitti işte.''

Mezun olmuştuk ve güzel bir hayatımız vardı. Chris'in kıvırcık sarı saçları artık koyu kahverengi ve düzdü. O çocuksu yüzü daha da olgunlaşmıştı. Aynı şehirde yaşıyorduk. Birlikte eve çıkmıştık. Annem yanında olmadığım için üzülse de benim mutlu olduğumun farkına varınca sesini çıkarmadı. Tabii ki onu sık sık ziyaret ediyordum.

Jisung ve Changbin evlenmişti. İkisi de o çılgın hayatlarından ve imajlarından vazgeçmişti. Sanırım evlilik bunu gerektiriyordu ama ikisi de mutluydu ya önemli olan da oydu.

Hyunjin ise Chris'in peşini bırakmıştı. O da Felix ile kendine bir yol çizmişti. Gerçi o iki sevimsiz beni ilgilendirmiyordu. Bizden uzak durmaları elbette güzeldi. Nerede ne yapıyorlar bilmiyorum ama Seungmin ikisinin birlikte olduğunu söylediğinde şaşırmıştım. 

Chris sürekli onların çöpçatanlığını yaparken onunla dalga geçmiştim. Ne var ki Chris'in dediği olmuştu ve eseriyle gurur duyuyordu.

''Sanki sen yaptın aralarını da...''

''Ama bak ne dedim sana? Onlardan iyi bir çift olur dedim değil mi? Ben yanılmam bebeğim.'' Gülmüştü.

Ormanda el ele yürüyorduk ve çok mutluyduk. Evli değildik ama birbirimizi seviyorduk bundan eminim.

Kaldığımız küçük pansiyona geri döndüğümüzde kendimi direkt duşa attım. Sıcak suyun altında rahatlarken duşakabinin kapısı açıldı. Sevgilim belime sarılmıştı.

Dudaklarını öptüm ve ıslak bir öpüşmeyi başlattım. Elimi Chris'in koyu kahverengi saçlarına daldırdım. Uzun zamandır sarıya alışmıştım ancak bu renk de ona çok yakışıyordu. Chris de yeni imajını beğenmişti. 

Parmaklarını deliğimde hissedince istemsizce gerildim. Defalarca sevişmemize rağmen her seferinde çekiniyordum. Chris ise beni öpücükleriyle rahatlatıyordu. 

Bu defa bacaklarımı onun beline sardım ve Chris penisini içime kaydırdı. Çok çok güzel hissediyordum.

İkimiz de orgazm olduğumuzda güzelce temizlendik ve duştan çıktık. Üzerimizde bornozlarımız varken kendimizi yatağa attık. 

Chris'in ıslanmış saçları kıvır kıvır olurken saçlarıyla oynadım. Bu beni çok rahatlatıyordu.

''Seni tanıdığım günü unutamıyorum.''

''Ben de, hayatımın en güzel günüydü.''

''Şaşkın bakışlarınla etrafa bakınırken çok sevimliydin.'' Kıkırdadı.

''Peki ya Changbin'in flörtleşmeniz bittiyse artık gidebilir miyiz demesi?''

''Geleceği görmüş.'' Bu defa kahkaha attı.

Gülümsedim. O kadar çok şey yaşamıştım ki unutmam mümkün değildi. Chris'in beni ilk zamanlar yanlış anlaması, kıskanması, bu yüzden Jisung ile tartışmamız ve sonra Hyunjin'in türlü kıskançlıkları... O zamanlar çok üzülüyordum ama şimdi geriye dönüp baktığımda bu muhteşem adam yanımda olduğu için artık üzülmüyordum. 

Chris beni çok seviyordu. Ben de onu çok seviyordum. Birbirimize baktık ve Chris yeniden üzerime uzandı. Dudaklarımı öptü.

''Sen benim iyikimsin Minho. Hayatımda olduğun için çok şanslıyım.''

''Sen de benim iyikimsin Chris. Ne olursa olsun beni bırakmadığın için çok mutluyum.''

Bu kez yanağımı öptü. Sonra ciddileşti. 

''Bu biraz çılgınca olacak ama...''

Gözlerimin içine bakıyordu.

''Ne oldu?''

''Benimle evlenir misin Minho?''

Aman Tanrı'm doğru mu duyuyordum? Chris onunla evlenmemi mi istiyordu? Bunu daha önce hiç belli etmemişti.

''Çok ani olduğunu biliyorum ama artık benim eşim olmanı istiyorum. Sonsuza dek.''

''Ben...''

''İstemiyorsan bunu anlarım ama yine de-''

Daha fazla saçmalamasın ve kendini kötü hissetmesin diye dudaklarına kapandım. Onu istediğimi her şekilde belli ediyordum. Sonra geri çekildim.

''Seninle evlenmeyi elbette istiyorum Chris ve bunun aması yok. Koşulsuz şartsız seninle evlenmeyi kabul ediyorum.''

''O zaman en kısa zamanda hazırlıklara başlayalım. Annene söyle, ben de benimkilere söyleyeceğim. Bir an önce olsun.''

Onun bu heyecanlı ve hevesli hali beni çok mutlu etmişti. Ciddi ciddi evlenecektim ve annem hayatımı düzene koyduğum için mutlu olacaktı. Jisung çıldıracaktı ve diğer dostlarımız da mutlu olacaktı. 

''Bang Lee Chan ve Minho, sonsuza kadar.''

''Bang Lee Chan ve Minho, sonsuza kadar.''

O gece asla durmadık ve sabaha kadar birbirimize ait olduk.

Bu ficin suyu yeterince çıktı ve daha fazla uzatmanın anlamı yoktu. Saçma bir final ama max bu kadar oldu :> Buneamk dediğinizi duyar gibiyim. Umarım severek okumuşsunuzdur. Başka banginho ficlerinde görüşmek üzere <3


shameless | banginhoTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon