"sana karşı koyamıyorum (m)"

2.4K 134 167
                                    

O geceden sonra Chris ile aramızda bir sır oluştu. İkimiz de bu öpücüğü saklamaya karar vermiştik.

O sarhoş edici öpücükten sonra Chris beni yurda geri bıraktı ve gitmeden önce hızlıca bir kez daha öptü dudaklarımı.

"Seni öpmek ne kadar güzel bir şey."

"Yapma Tanrı'm biri görecek Chris."

"Görsünler ne var bunda? Ben güzelimi doya doya öpemeyecek miyim?"

Bu kez yanağımı öptü. Kıkırdadım.

"Öpeceksin ama her yerde değil."

"Kaçmaca diyorsun yani." Göz kırptı.

Sarı kıvırcık saçlarıyla oynadım ve sarı buklelerini parmağıma doladım. Çok güzeldi gerçekten.

"Sen bana böyle bakarsan ben dayanamam ama."

"Hadi hadi şımarmak yok. Şimdi ben içeri giriyorum ve sen de doğru eve gidip yatıyorsun tamam mı? Bir yerlere oturup içmek falan yok."

Söylediğime güldü.

"Neden içeyim bebeğim? Keyfim gayet yerinde."

Son kez öpüştük ve Chris bu defa gerçekten gitti. Ben de arkasından salak salak baktım ve sonra ben de içeri girdim.

Çok mutluydum. Bok gibi moralle başlayan gece muhteşem bitmişti. Acaba Jisung ne yapıyordu? Onu da öylece bırakıp gitmiştim acaba ayıp olmuş muydu? Aramaya karar verdim.

"Meraktan öldürdün beni Minho!"

"Sana da merhaba Jisung."

"Hiç dalga geçme benimle. Kaç tane mesaj attım hiçbirine bakmadın."

"Birazcık... Kendimle baş başa kaldım diyelim."

"Sesin o kadar da kötü gelmiyor. Ben aradığımda daha kötüydün sanki."

Kıkırdadım. Neler olduğunu bilmiyordu tabii.

"Sen neredesin şimdi?"

"Changbin geldi onunlayım."

"Hani içmeye gidecektiniz?"

"Felix'in çenesini ve Hyunjin'in suratsızlığını çekemezdim hiç. Diğer iki elemanı tanımıyorum zaten."

"Anladım. Ya sana da ayıp oldu. Bırakıp gittim öylece."

"Benim aklım senin üzgün olmana takıldı aslında."

Gülümsedim.

"Ama şimdi iyiyim merak etme."

"Uyuyacak mısın?"

"Bilmiyorum belki uyurum. Sen gelmeyecek misin?"

''Changbin bırakmıyor.'' Kıkırdadı.

''O hâlde yarın görüşürüz. İyi geceler.''

''İyi geceler.''

Telefonu kapattım ve kendimi yatağa bıraktım. Makyajı silmekle uğraşmayacaktım hiç.

Üzerimdeki kıyafetlerle ve yüzümdeki makyajla öylece uyumuş kalmışım. Berbat göründüğüme hiç şüphe yoktu. Makyajımı sildim ve yüzümü yıkadım.

Tam derse gitmek istemiyorum diye kendi kendime isyan edecektim ki bugünün pazar olduğu aklıma geldi.

İşte bu be!

Saate baktığımda ona çeyrek vardı. Chris uyuyor muydu acaba? Eğer uyuyorsa da uyanırdı canım ne yapayım.

Numarayı çevirdim ve beklemeye başladım. Hayal kırıklığı ile kapatmak üzereydim ki uykulu bir ses cevapladı beni.

shameless | banginhoWhere stories live. Discover now