''korkuyorum''

1.2K 146 75
                                    

Bugün yanlışlıkla bölüm yayınladım ve hemen kaldırdım çünkü yanlış bölümü atmıştım. O yüzden sorry :(

Aradan birkaç hafta geçti ve ben etrafıma mutluyum pozları veriyordum. Jisung ile barışmıştık ama o cümlesi aklıma geldikçe kalbim kırılıyordu. Biriyle küstükten sonra barışsam bile o ilk samimiyeti bulamıyordum. 

Chris'i arada okulda görüyordum. Yalnızca bakışıyorduk ancak ikimiz de konuşmak için adım atmıyorduk. 

Bir sabah dersin başlamasını beklerken Felix Hyunjin ve ben kafede oturuyorduk. Hyunjin'in keyfi yerindeydi ve benimle konuşuyordu artık. Felix ve Hyunjin konuşurken ben etrafıma bakınıyordum. Derken Jeongin yanında bir çocukla kafeye girdi ve bizim yanımıza geldiler. Jeongin çok mutlu ve heyecanlıydı.

''Günaydın canım arkadaşlarım! Günaydın! Nasılsınız bakalım?'' 

Zaten neşeli ve pozitif bir çocuktu ama bugün ayrı bir mutluydu. Felix Jeongin'in yanındaki çocuğu baştan aşağı süzüyordu. Ah bir de belli etmeden yapsa şunu.

''Günaydın Jeongin.'' Gülümsedim.

''Şey size arkadaşımı tanıştırayım, Seungmin. Seungmin bunlar da Minho, Felix ve Hyunjin.''

Karşılıklı memnun oldumlaştık. Seungmin de tıpkı Jeongin gibi güleç yüzlüydü. Seungmin'e bakan Jeongin'in gözleri parıldıyordu resmen. 

Bize de böyle bakan çıkar mı be?

Çıkmaz Minho. Herkese bakan çıkar ama sana bakan çıkmaz. O yüzden salakça hayallere kapılmadan gerçek dünyaya dön.

Ben kendimi azarlamaya devam ederken bana seslenenleri duymadım bile.

''Hu huuu! Uçmuş bu resmen. Minho bizi dinliyor musun sen?'' Felix elini sallarken gerçek dünyaya döndüm.

''Evet, gece uyumadım fazla o yüzden dalgınım biraz çok affedersiniz.''

''Cumartesi gecesi Hayal Kafede canlı müzik var. Sahne alacağım. Müsaitseniz bekliyorum.'' Seungmin kibarca konuştu.

''Seungmin'in sesi tek kelimeyle harika. Kesinlikle beğeneceksiniz.'' Jeongin heyecanla konuştu.

''Yok canım amatörce takılıyorum öylesine.'' Seungmin utanmıştı.

Jeongin ve Seungmin birbirlerine bakarken ben yine saçma sapan hayallere dalıyordum. Bir an Chris ile kendimi-

Birinin beni tokatlamasına ihtiyacım vardı. 

''Benim işim yok gelirim. Ben geliyorsam Felix de gelir. Öyle değil mi aşkım?'' Hyunjin kolunu Felix'in omzuna attı. Felix sanki utanmıştı.

''Geliriz tabii.'' Felix gergince gülümsedi.

Ben de ağzımı açıp bir şey söylemeliydim.

''Ben de gelirim. Eminim çok güzel bir gece olacak.''

''Harika! Jeongin zaten geliyor.''

''E herhalde.''

Jeongin'in söylediğine hepimiz güldük. 

''O zaman cumartesi gecesi için anlaştık. Diğer arkadaşlarınıza da söyleyin. Hepinizi bekliyoruz.''

Hepimiz onayladık ve ders başlamak üzere olduğu için kalkmak zorundaydık. Onlara gittikçe daha çok alışıyordum. Yanımda Jeongin olduğu için yalnız hissetmiyordum. Hyunjin ve Felix elbette birbirine daha çok bağlıydı ki bu normaldi. Birbirlerine gösterdikleri samimiyeti bana da göstermelerini bekleyemezdim. 

Dersim bittiğinde biraz kampüste takılmaya karar verdim. Hava ılıktı ve rüzgar esiyordu. Böyle havaları seviyordum.

Yeşilliklerin olduğu alana gittim ve sırtımı ağaca yaslayarak oturdum. Gözlerimi kapatıp rüzgarın tatlı tatlı yüzüme vurmasını hissettim ve gülümsedim. Saçlarım uçuşuyordu.

shameless | banginhoWo Geschichten leben. Entdecke jetzt