''yıllar sonra''

673 79 77
                                    

Üç yıl sonra

İlk yılı bir şekilde atlatmıştım. İkinci ve üçüncü sınıfı da öyle böyle geçirdim derken ufukta mezuniyet görünmeye başlamıştı bile. İlk yılın sonunda Jisung ile eve çıktık. Changbin ile ilişkileri ilerlemişti ve mezuniyetten sonra evlenmeyi planlıyorlardı. Seungmin ve Jeongin ile de arkadaşlığım ilerlemişti. Hatta en iyi arkadaşlarım onlar olmuştu. Her zor anımda bana destek oluyorlardı. Onlara minnettardım.

''Minho, ne yapıyorsun?''

Gece balkonda otururken Jisung'un sesini duymamla ona döndüm ve gülümsedim.

''Hiç, öylesine takılıyorum işte.''

Yanıma gelip oturdu. Bakışlarım yine karanlık gökyüzünü bulmuştu.

''İnan sana nispet yapar gibi görünmek istemiyorum ama yarın akşam Changbin ile dışarı çıkacağım. Sen de gelir misin?''

Yeniden ona baktım.

''Evde kalıp finallere çalışsam daha iyi olur. Beni düşündüğün için teşekkürler Jisung.'' Sesimin titrememesi için çok çaba sarf ediyordum.

''Minho...''

''İyiyim ben, neden hastaymışım gibi davranıyorsun?''

''Chris-''

''Chris tercihini yaptı Jisung. Hayatında önemli bir yerde değilmişim ki beni çabucak gözden çıkardı.''

''Bunu isteyerek yapmadı bence.''

''İsteyerek ya da değil. Sonuçta tercihini yaptı. Lütfen siz de endişelenmeyin artık. Siz böyle yaptıkça ben de kötü hissediyorum.''

''Sadece seni düşünüyorum.''

Sıkıca sarıldım ona. Jisung kalbimi kırmazdı biliyorum.

''Biliyorum canım benim, biliyorum. Beni boş ver de mezuniyetini ve nişanını düşün. Her şey harika olacak.'' Kıkırdadım.

''Mezuniyet balosuna geliyorsun değil mi?''

''Hayır gelmeyeceğim. Son final sınavı da bittiğinde buradan gideceğim.''

''Minho yapma!''

''Jisung lütfen, artık hiçbir şeyin anlamı yok.'' Gözlerim doluyordu.

Jisung'un da gözlerinden yaşlar akarken burnunu çekti. Ağlanacak bir haldeydim çünkü.

Chris ile ayrılmıştık ve o Avusturalya'ya dönmüştü. Bunu kabullenmem uzun zamanımı aldı. Önce her şeyin kötü bir kabus olduğunu düşündüm. Tıpkı üniversitenin ilk yılında kayak tatiline gittiğimiz zaman otelde gördüğüm o kabus gibiydi ama o gerçekten bir kabustu ve uyanmıştım. Bu ise gerçekti ve asla uyanamamıştım. Ben o kabusun içinde yaşıyordum.

''Artık uyusam iyi olacak. İyi geceler.''

''İyi geceler canım.''

Odama geri döndüm ve yavaş yavaş toplamaya başladığım eşyalarıma baktım. İki hafta sonra final sınavları bitecekti ve ben mezun olacaktım. Sınavlardan sonra derhal eve geri döneceğim için şimdiden toplanmaya başlamıştım. Zaman kaybetmek istemiyordum.

Banyoda işlerimi hallettim ve bu kez gerçekten yatağa girdim. Pikeye sarılırken uyuyakaldım.

O gece yeniden Chris'i gördüm ve bakışlarındaki çaresizliği de gördüm.

***

Kampüsün bahçesinde az sonra gireceğim sınavın son tekrarlarını yapıyorum. Mayıs ayının son haftasında hava oldukça sıcak ve güneşliydi. Etraf kalabalıktı ve ben de bir köşede dikilmiş birkaç şey daha ezberlemeye çalışıyordum. Önümdeki kağıtlara bakmaya devam ettim. Bir yandan da yavaş yavaş adımlıyordum.

shameless | banginhoWhere stories live. Discover now