10

5.5K 312 8
                                    

"Evran sana inanmaz" dedikten sonra bir adım gerileyerek akvaryuma doğru yaklaşmıştım.

"Ah doğru daha kendimi tanıtmadım değil mi?" Dedikten sonra elini bana doğru uzatıp, konuşmaya devam etti. "Ben Evran'ın küçük kardeşi Araz. Memnun oldum" duyduğum kelimelerle midemin daha da bulanmaya başladığını hissetmiştim.

Neden bunlar benim başıma geliyordu? Kendi seçimlerimden dolayı mı yoksa hayatın beni sikmeyi sevmesinden mi kaynaklıydı?

Şu ana kadar karşılaştığım bir çok iki ucu boklu değnek olayı vardı ama bu yaşadığım hızla aralarında ilk sıraya yükselmişti.

Eğer bu Araz denen adamla gidip, Evran'a yakalanırsam oyun biter ve Azem'in güvenliğini elimden kaçırırdım. Dediğine göre gitmezsem de aynı sonuçla karşı karşıya kalacaktım ama ona inanmam için herhangi bir neden yoktu.

"Sana güvenmiyorum" duraksayıp derince yutkundum ve bir adım daha gerileyerek sırtımın akvaryum ile bütünleşmesini sağladım. "Ve teklifini reddediyorum, gidip söyleyebilirsin, ayrıca kaçmaya çalıştığımı nereden çıkardın?" dememle yüzünde kısacık bir anlığına şaşkınlık oluşmuş olsa da hemen toparlanıp yaklaştı.

"Evran'ın yanında gelen küçük kölelerden kaç tanesi kaçmak için ayaklarıma kapandı haberin var mı? Her ay senin gibi biri gelir ve en sonunda kaçmak için yalvarır. Kendini özel mi sanıyorsun?" Diyerek sinsi bir gülümseme ile yaklaştı. Bense yüzümü buruşturup kusmamak için midemi tutuyordum.

"Yalan söylüyorsun!"

"Yalan mı? Sen ne biliyorsun ki Evran hakkında? Evran'ın kaçmaya çalıştığını duyduğunda nasıl bir tepki vereceğini bilecek kadar güveniyor musun kendine? Ben anlatayım istersen neler olacağını" Derken burunlarımız neredeyse birbirine değecekti ve o an fark etmiştim ki bu adam Evran'a birazcık bile benzemiyordu. Bu farkındalık ile cümlesine devam etmesine izin vermeden konuştum.

"Kardeşi olduğuna inanmam için bir neden göster" dememle kafasını yana atarak kahkaha atmıştı. Bir adım geriye giderek elini ceplerini yerleştirdi ve üstten bakışları ile yüzüme bakmaya başladı.

"Ah bunu bilirsen işin heyecanı kaçmaz mı?" Demesiyle dişlerimi sıkmıştım.

"Kimsin sen?"

"Bilmem kimim acaba?" Dedikten sonra kapıya doğru ilerlemeye başladı.

"Ya benimle gelirsin, Evran gelmeden önce burada oluruz ve yaşadıklarımız aramızda kalır ya da burada beklersin ve ben anlatmadan önce Evran'ın kaçmaya çalıştığında neler yapacağını bizzat yaşarsın" kapının kulpuna uzandı ve bana döndü. "Seçim senin"

Değneğin uçlarındaki boklar gibi hissederken, kendimi seçim yapmaya zorluyordum. Evran'ın ne kadar acımasız olduğunu ilk zamanlarda gayet güzel anlamıştım, bu yüzden ilk seçenekte bir şansım varmış gibi hissetmekten kendimi alamıyordum. Bu şerefsize güvenmiyordum ama Evran'a da güvenmiyordum, iki gün iyi davrandı diye başta bana yaptıklarını unutamazdım ve kardeşi olmasa bile Araz denen adamla tanışıklığı benden fazlaydı ki bu da bana inanma şansını azaltıyordu.

"Hmm zaman geçiyor ve olan tek şansını da kaybetmek üzeresin" demesiyle küfürler ederek arkasından adımlamaya başladım.

"Zeki çocuk seni" dedikten sonra yol göstererek hızlı adımlarla sağ tarafa dönüp, gelirken gözden kaçırmış olduğum merdivelere doğru yöneldi. Arkasından her adımda ayrı bir küfür ede ede ilerleyen bense ne kadar hızlı o kadar iyi diyerek hiç duraksamadan yürüyordum.

"Şimdi göreceğin kişiler, bizim kumarhanemize gelip bizden para çalmaya çalışan bir takım salaklar" bir anda arkasını dönerek yüzlerimizi yaklaştırdı "Sen sen ol böyle bir hataya düşme tamam mı yakışıklı? Hem ön gösterim olur senin için de. Kaçmaya falan çalışma diye uyarıyorum" Dedikten sonra tekrar ilerlemeye devam etti.

ZÜMRÜT / GAYWhere stories live. Discover now