13

4.8K 261 25
                                    

"Bugün benimle geliyorsun" diyen Evran'a şaşkınca bakıp artık hiç çıkmadığım yorganın içinden başımı uzattım.

"Nasıl?" Dememle şaşkın bakışlarının aksine bana sertçe bakarak kravatını bağlamaya başlamıştı. Uzun, kıvrımlı parmakları kravatın üzerinde hızla hareket ederken kendimi büyülenmiş gibi hissetmiştim. O ise bana hiç aldırmadan öldürücü bakışları ile beni cevapladı.

"Benimle geliyorsun dedim, kalk ve hazırlan" demesiyle sevinmem mi yoksa üzülmem mi gerektiğine karar veremeyerek yorganı sıyırdım üzerimden.

"Peki" dedikten sonra sözüne itaat edip kalktım ve banyoya gidip basit işlerimi hallettikten sonra odaya adımladım. Evran muhtemelen aşağıya inmişti, bense benim için hazırlanmış olan kıyafetleri yavaş yavaş giyerek uyuşuk adımlarla yanına gitmek için hareketlendim.

Artık düşünmeyi bırakmıştım, sadece günlük temel ihtiyaçlarımı karşılıyor, Evran eğer bir şeyler derse yapıyor onun dışında da sadece yatakta yatıyordum. Eğer Evran'ın zoru olmasa yemek yemek dahi hiçbir ihtiyacımı karşılaşmadan öylece uyurdum. Aslında; zaten hiçbir şey düşünmeden sadece uyuyordum, saatlerce, günlerce belki de haftalarca bilmiyorum. Artık zaman kavramını kaybetmiştim. Hangi gündeydik? Ya da hangi tarihti bugün? On üçü müydü yoksa yirmi biri mi? Hatta acaba hangi yıldaydık? Ne kadar süredir buradayım ki ben?

Düşüncelerime aldırmadan kapının önüne geldiğimde Evran'ı sigara içerken bulunca gözlerimi bir iki saniye onda dolaştırıp kafamı eğerek yönlendirmesine izin verdim. Beni gördüğünde sigarasını söndürüp arabalarından birine doğru ilerlemeye başlayan adam ve onun arkasından ördek gibi ilerleyen ben dalgın dalgın yürürken havaların ne kadar soğuduğunu fark etmiştim.

Uzun bir süre sonra açık havanın beni kucaklamasını rüzgar kadar hevesle karşılayamamış olsam da bu kadarı bile hayatta olduğumu hatırlatmaya yetmişti.

Arabaya geldiğimizde sessizce yerleşip, yol sonuna kadar aynı sessizlikle beraber oturmuştum.

"İş yerime gideceğiz, odamda bekleyeceksin sadece. Bir kere daha bir yerlere gitmeni istemiyorum ve eğer olur da gidersen, sonuçları eskisi gibi olmaz" dediğinde titreyen ellerimi birbirine sarıp, bacaklarımın arasına alarak gizledim ve kafamı onaylar anlamda salladım usulca.

Bana anıları unutmamız gerektiğini söyleyen adamın, kullandığı kelimeler canımı sıkarken açılan kapıyla birlikte adımlarını takip edip şirketten içeri girdim.

Kısa süreli bir asansör yolculuğu ardından artık odasına gelmiştik. Geniş odanın içi çok ferahtı, bir taraf boydan boya kitaplarla doluyken geri kalan duvar hariç her yanımız camla kaplıydı. Cama yakın kısımda Evran'ın masası, yanında da ikili deri koltuk duruyorken, önünde iki küçük tekli koltuk vardı. Bir de tuvalet olduğunu düşündüğüm kapı yer ediniyordu kitaplığın yanında.

"Otur" diyen adamla birlikte, gösterdiği ikili koltuğa ilerlemiş ve ellerimi bacaklarımın altına koyacak şekilde oturmuştum.

"Az sonra geleceğim, bir yere gitme. Hatta mümkünse o koltuktan bile kalma. Zaten bu sefer koruma koydum, gidersen görüşürüz" dediğinde burnumu çekip kafamı sallamıştım.

Öyle bir niyetim yoktu zaten, sadece burada oturup gidene kadar da aynı şekilde duracaktım.

Dönüp bir daha bana bakmadan ilerlemiş ve kapıyı ardından kilitleyerek gitmişti. Bense yine uykumun gelmesi ile birlikte kanepeye büzüşerek uzandım. Pek uyumak istemesem de camdan şehri izlerken gözlerimin yavaş yavaş kapanmasıyla kendimi karanlığın derin kuyusuna doğru bıraktım usulca.

~~~~~~~~~~~~

Saçımda hissettiğim tüy kadar hafif olan dokunuşla birlikte elimi atmıştım bana dokunan o şeye. Uzattığım elimin, nazikçe tutup öpülmesi, içimdeki bir şeyleri harekete geçirirken gözlerimi araladım.

Karşımda gördüğüm Evran, bana uzun süredir görmediğim şefkatli bir gülümseme ile baktığında rüyada olduğumu anlayıp ben de gülümsedim.

Bu kısacık sürede bana takındığı güzel tavırlar sadece rüyalarımda oluyordu ve ben bu zamanları kaçırmamak için daha fazla uyumak istiyordum. Belki de günlerce durmadan uyumak istememin sebebiydi bu rüyalar.

"Feray" fısıltı şeklinde söylediği kelime kulağımı okşarken elini daha sıkı sarıp kendime çektim ve sıcak avuç içini nazikçe yanağıma yasladım. Bu his içimi gıdıklarken küçük bir gülümseme ile tekrar gözlerimi kapatmıştım.

"Keşke sadece rüyalarımda değil de hep böyle davransan bana" dememle karşı taraftan derin bir iç çekme sesi gelmişti. Hemen ardından yüzümdeki el çekildi ve karşımda duran adamın sıcaklığı tamamen yok oldu. Hissettiğim dondurucu soğukla birlikte uyanmış olmanın korkusunu iliklerime kadar duyumsarken, hızla gözlerimi aralayacaktım ki bir anda kucağa alınıp havalandığımda yüzümü halinden memnun bir gülümseme kaplamıştı.

"Seni uyanıkken böyle sevemem, sana bu şekilde dokunamam, sadece rüyalarında ulaşabilirim sana" dediğinde acıyla yutkunup başımı omzuna koydum ve biraz daha sokuldum kucağında olduğum bedene.

"Ama neden?" Ağlamaklı bir sesle konuştuktan sonra devam ettim. "Neden beni kendine bağlayıp bırakıyorsun? Bir sen varsın yanımda zaten, bırak en azından seninle mutlu olayım" dedikten sonra tekrar gözlerimden yaşlar damlamaya başlamıştı. "B-ben, ben ilk defa huzurlu hissettim ve o kadar güzeldi ki. Neden hemen aldın elimden o küçük huzuru?" Ağlamaya devam ederken ellerimi yumruk yapıp gömleğini sıkmıştım. O kadar gerçekçiydi ki karşımdaki beden, acı da olsa bu an sonsuza kadar sürsün istiyordum.

Karşıdan beklendiği gibi hiçbir cevap gelmeyince, kendimi daha da bastırarak sarıldım. Her zaman rüyalarımda sadece sarılırdık ama bu sefer benimle konuşmuş, bana uzun cevaplar vermişti. Bu his bile içimde yaşayan kelebeklerin hareketlenmesini sağlayınca dudaklarıma değen yaşlarla birlikte gülümsedim.

Şimdilik bununla idare edebilirdim.

Çiçeklerim kurgu durağanlaştı iki bölümdür biraz toparlayacağım umarım, bir de küçük bir tarafım bu kurgunun angst olması yönünde ilerliyor, asla kesin bir durum yok ama oladabilir bilin istedim. İlerleyen bölümlerde kesinleşirse haber ederim ama sanmıyorum. Kararlılık seviyem ajdskdn

Neyse bu kadardı çiçekler, şimdilik bölümü bırakıp kaçayım, öptüm hepinizi. Görüşürüzz.

 Görüşürüzz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ZÜMRÜT / GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin