21

3.6K 202 50
                                    

Odada duran eşyalara bakarken şaşkınlıkla ağzım aralanmıştı.

"Bunlar ne?" Diye elimi uzatarak kartondan yığına bakmak adına eğildim. O sırada Evran ise arkamda dikiliyordu.

"Eşyaların" demesiyle bu sefer gözlerimi kutudan çekip zümrüt gözlere çevirmiştim. "Nasıl yani?" Diye sorduğumda sağ koluyla kafasını kaşıyarak cevapladı beni. "Sen bende kalmaya başlayınca, ihtiyacın olur diye toplatmıştım, istemeyince de kaldı öyle" demesiyle yüzümde istemsiz bir gülümseme oluşmuştu.

Fazla bir şey demesine izin vermeden dizlerimin üstünde eğilip, bana en yakında duran büyük kahverengi kutuyu heyecanla araladım. Uzun süredir görmediğim bu eşyaları şimdi inceleyecek olmak kalbimde küçük bir çarpıntı yaratsa da kendime hakim olup en başta duran kumbaramı aldım.

Evet çocuk gibi para biriktiriyordum. Bu devirde geçim zordu sonuçta değil mi?

Hemen ardından altında gördüğüm küçük fotoğrafla kaşlarım kalkmıştı. Bu fotoğrafı uzun süre önce kaybettiğimi sanıyordum.

"Bu fotoğrafı bile bulduklarına göre, evimin içine edilmiş. Yıllardır arayıp da bulamıyordum çünkü" dememle arkamdan gülen adam eğilerek benim aksime tek dizini yere dayamış ve fotoğrafa doğru eğilmişti.

Eski püskü fotoğrafta ben, Azem ve yanında da ismini unuttuğum ama yıllarca birlikte oyun oynadığımız çocuk vardı. O zamanlar kasabada yaşadığımız için telefonumuz ya da fotoğraf çekmek için teknolojik bir aletimiz olmadığından mecbur fotoğrafçıya çektirip, çoğaltıyorduk. Bu fotoğrafı da o çocuğun annesi çektirmişti hevesle.

Bir süre daha gözüm fotoğrafta oyalandıktan sonra çatık kaşları ile küçük kağıda bakmaya çalışan Evran'ı görünce elimdekini ona uzattım rahatça bakması için. Hemen sonrasında bense diğer eşyalara odaklanmıştım.

"Bu çocuk kim?" Diye sorduğunda omuzlarımı çekerek bilmiyorum anlamında büzülmüştüm.

"İsmini hatırlamıyorum ama o zamanlar en yakın arkadaşımdı. Hatta galiba ona aşıktım" dedikten sonra kendimce gülümseyerek devam etmiştim. "Babası pek sevimli biri değildi galiba, her zaman yüzü gözü kan içinde gelirdi yanıma. Ben de evden gizlice pansuman aletleri alıp, iyileştirmeye çalışırdım onu"

Konuşurken aynı zamanda elimdeki kum saati ile oynuyordum. Kum saatini çevirerek alta doğru dolmasını izlemeye başladım.

"Seninki gibi yeşil gözleri vardı biliyor musun? İlk zamanlarda bir kelime bile etmedi ama sonra bana alışmış olmalı ki konuşmaya başladı" kum saati yarıya kadar gelirken ben hipnoz olmuş gibi izliyordum. "İki üç sene boyunca bu şekilde ilerledi ilişkimiz ama bir anda ortadan kayboldu" kumlar akmayı bitirince gözlerimi hala fotoğrafı izleyen bedene çevirdim. "Günler boyunca durmadan aradım durdum çocuk aklımla. Bulamayınca da haftalarca ağlamıştım. Hem gittiği hem de bana haber bile vermediği için" dedikten sonra ben de yaklaşıp fotoğrafta gezdirdim gözlerimi.

"Küçükken de tatlıymışsın" duyduğumla yüzümü buruşturmuştum. "Sana da bir şey anlatılmıyor" Dediğimde küçük bir kıkırtı bırakıp yerinden kalktı.

Hemen ardından "Abi bunlar ne?" Diyerek odaya giren Azem'e gülümserken Evran yavaşça odadan çıkmıştı.

Yorulmuş olmalıydı. Yaklaşık iki hafta geçmesine rağmen sol kolunu kullanmakta zorluk çekiyordu ama beklediğimin aksine fazlasıyla hızlı toparlanmıştı. İlaçlarını hiç aksatmıyor, yemek yemesine dikkat ediyor, bir dediğini iki etmiyordum bense bu süreçte. Aklıma kötü durumdayken bana nasıl baktığı gelince ise yaptıklarımın az geldiğini düşünerek kendimi yiyor olsam da elimden gelen buydu.

Düşüncelerimden Azem'in kutuları karıştırma sesi ile ayrılırken, gülümseyerek ben de ona katıldım ve bir süre boyunca sadece kutularla ilgilendik.

"Bu ne gürültü be?" Diyerek sinirle odaya giren adamla yüzümü buruşturup, kafamı diğer tarafa çevirdim. "Sanane puşt he-" dememe kalmadan Azem atlamıştı.

"Araz baksana abimin şu pijamasına" konuşurken elindeki tavşanlı pijama üstünü kaldırınca utancımdan kıpkırmızı kesilerek Azem'in elinden hızla aldım. "Bu benim değil, Tuğrul itinin. Karıştırmışlar her şeyi" diyerek saklamaya çalışsam da ikisinin gülüşme sesleri kesilmemişti.

Çoluk çocuğun eğlencesi olmuştuk iyi mi?

"Ulan Feray!" Diyerek kahkaha atmaya devam eden adama saldırmak istesem de kendimi tutarak konuyu değiştirmek adına elimi Evran ile baktığımız ilk kutuya atıp, fotoğrafı çıkarmak için önüme çektim.

Kutunun içindekileri teker teker çıkarken hala görünmeyen fotoğraf ile kaşlarım çatılmış, aynı zamanda arkadaki ikilinin konuşmasını görmezden gelmeye çalışmıştım.

"Abi ne arıyorsun?" Diyerek kutuya yanaşan Azem'i bile umursamadan aranırken, bulamayınca sinirle kaşlarımı daha da sert bir biçimde çattım.

Halbuki kutuya koyduğuma emindim.

"Bizim fotoğrafımızı arıyorum" dedikten sonra son kez yeri incelemiş ve bir şey bulamayınca omuzlarımı düşürerek devam etmiştim. "Çocukken çekindiğimiz var ya, sen, ben bir de benim arkadaşım vardı. İsmi neydi hatırlıyor musun?" Dediğimde kaşlarını çatmıştı.

"Kim anlamadım ki. Bahsetsene biraz daha" Azem konuşurken benim gözüm hala diğer kutuları tarıyordu.

"Yeşil gözlü, siyah saçlı bir çocuk vardı. Seninle hiç konuşmuyordu sadece benimle iletişim kurmuştu" dememle bir haa sesi çıkarıp kafasını salladı.

"Bora abi mi?" Dediğinde şimşek çakmıştı beynimde sanki. "Evet ya o işte, üçümüzün bir fotoğrafı vardı, az önce buldum ama şimdi bulamıyorum. Yine kaybettim" derken hüzünle yüzüm düşmüştü.

"Neyse hadi gelin yemek hazır" diyen Araz ile Azem hemen ayaklanıp peşinden gitse de ben biraz daha aramıştım.

En sonunda kabullenip, yerimden kalktım ve son kez odaya baktıktan sonra kapıyı kapatarak arkamı döndüm.

Aylar sonra öğreneceğim gerçeği bilseydim bu kadar rahat davranır mıydım acaba o fotoğrafı bulmak için?

Aylar sonra öğreneceğim gerçeği bilseydim bu kadar rahat davranır mıydım acaba o fotoğrafı bulmak için?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Şimdilik elimden böyle geçiş bölümleri geliyor ballarım, idare edin olur mu?

Bir de yeni bir kurguya başladım Kaf Dağının Ardında ismi, Bxİ bir kurgu bakmak isteyenleri beklerim.

Hadi hepinizi öpüyorum kocaman kocaman. Görüşürüzz.

ZÜMRÜT / GAYWhere stories live. Discover now