20

4.1K 216 62
                                    

Sabah uyandığımda yanımda yatan çocuğun koluma yatmış bir biçimde tavanı izlediğini görmüştüm.

Sarı saçlarının her bir tutamı, beyaz yastığın üzerine bir tablodan fırlamışçasına dağılmışken, aynı renkte olan kaşlarını sertçe çatmış, kahverengi gözlerini ise delik açmak ister gibi tavana dikmişti.

"Azem" diyerek onun tavanla olan münasebetini kesip, işaret parmağımı alnının tam ortasına bastırdım ve kaşlarının yavaşça normal hale dönmesini izledim.

"Abi" durdu ve işaret parmağımı benim aksime küçük olan avcuna alarak bana döndü. Gözlerinde gördüğüm korku ve endişe içeren titreşimlerle, yüzümü dikkatlice izleyip konuşmaya başladı.

"Bir anda neler oldu kavrayamadım ve korkuyorum" dediğinde hissettiğim derin hüzünle birlikte hızla onu sarıp sarmaladım.

"İşler çok karışık Azem, ben bile yetişemez oldum" dememle o da üzüntü ile bir nefes çekmiş ve elini belime sarmıştı.

Kafamda bir sürü düşünce varken dün gece uyuyabilmem aslında bir mucize olmuştu benim için. Gerçi buna uyumak demek yanlış olurdu daha çok iki gündür yaşanan olayların ağırlığına dayanamayarak bayılmıştım.

Bir süre daha sarılı kaldıktan sonra ağrıyan başımla birlikte elimi alnıma attım ve ovalayarak kendimi rahatlatmaya çalıştım fakat bir türlü geçmek bilmiyordu.

"Azem hadi kalkalım" dediğimde kafasını sallayarak yerinde doğrulmuş ve ne yapacağını bilemeden beni beklemeye başlamıştı.

Onunla birlikte ben de kalkıp bir süre dirseklerimi dizlerime dayayarak, avuçlarımı yüzüme bastırdım ve öylece bekledim. Başım dönmeye başlarken, gözlerimi sıkıca kapatıp ellerimin ayalarını sertçe bastırarak dönmeyi durdurmaya çalıştım. O esnada Azem de benim kalkmamı bekliyordu sessizce.

Başımın dönmesi yavaş yavaş azaldığında gözlerimi aralayarak bir kaç kere kırptım ve bulanık görüşümü netleştirerek yerimden kalktım. Bu hareketimle birlikte Azem de benimle birlikte kalkmış ve koluma girmişti.

Onun desteği ile odadan çıkıp, tam karşımızda duran kahverengi kapıya derin bir iç çekerek baktıktan sonda adımlarımı dün oturmuş olduğumuz salona doğru ilerlettim.

Evran ile gece bir süre daha birbirimizi izlemiş, sonrasında ise dinlenmesi gerektiğini düşünerek tekrar yatar pozisyona getirmiştim. Acıdan olsa gerek, yüzünü buruşturarak yatmış olsa da, verilen ilaçlar sayesinde kısa süre sonra derin bir uykuya dalmıştı. Bense artık gücüm tamamen vücudumdan çekilene kadar onun uykudaki yüzünü izlemiştim.

Dün gecenin anıları bedenimi sıcacık yaparken, salona geldiğimde bir elinde kahvesi, diğer elinde sigarası, derin düşüncelere dalmış bir biçimde dışarısını izleyen adama baktım. İnce uzun parmaklarının sigarayı büyük bir zerafetle sardığını görünce canım sigara çekmişti. Azem beni usulca kanepeye otuturdu, hemen ardından da kendisi yanıma sığınıp koluma sarıldı.

"Bana da bir dal versene" dediğimde bizim geldiğimizi çoktan anladığını belirterek kafasını salladı ve arka cebinden bir paket çıkarıp, sigaralı eli ile bana fırlattı. Hızla hareket edip sigarayı tuttuğumda başım tekrar dönmüş ve hızla Azem'e tutunmuştum.

"Abi, dikkatli ol!" Diye beni sıkıca tutan kardeşime sorun yok demek adına elimi sallayınca endişe ile onaylamıştı beni.

"Al şu ağrı kesiciden de bir tane iç" diyerek kucağıma attığı ilaca bakıp yüzümü buruşturdum. "Lan bakma artık öyle, öldürmeyeceğim işte, öldürsem dün hallederdim zaten" diyerek ciddi bir sinirle konuştuğunda yüzümü buruştursam da sonunda pes edip elimdeki ilacı susuz yutmuştum.

ZÜMRÜT / GAYWhere stories live. Discover now