23

3.1K 173 41
                                    

*Azem'in Ağzından, fotoğrafı bulmadan bir süre önceki zaman dilimi*

Hiçbir şey bilmediğim bu yerde otururken abimin de uyuyor olması ile yalnız hissetmiş ve ayağa kalkarak pencerenin önüne geçmiştim.

Buraya geleli uzun bir zaman oluyordu ve Evran abi hariç herkese alışmaya başlamış olsam da bu ortamdan fazlasıyla uzak hissediyordum kendimi. Bunun yanısıra anladığım kadarıyla yerim büyüktü ve benim buradan gitmeme izin vermeyeceklerdi, o yüzden gitmek için bir teklifte dahi bulunmamıştım.

Sakince yemyeşil bahçeyi izlerken, derin bir nefes çekip düşüncelerimden sıyırdım kendimi. Tam o esnada da yanıma düşen gölge ile irkilerek dikleşmiş ve bana bakan kahverengi gözlere dönmüştüm.

"Ne düşünüyorsun derin derin?" Diyerek dudaklarındaki minik gülümseme ile yüzümü inceledi. "B-bilmem k-ki" diye kekeleyerek cevap verdiğimde gülüşü büyümüş ve pencereye sırtını yaslayarak bana daha da yakından bakmaya başlamıştı.

"Çok güzelsin biliyor musun?" Dediğinde yanaklarım kızarınca saygısızlık olur mu diye düşünemeden hemen arkamı dönmüş ve kanepelerden birine oturmuştum.

Geldiğimden beri bana uzun uzun bakan bu adam beni fazlasıyla korkutmuştu başta. Hele bir de abimi öldürmeye çalıştığını duyduğumda kanım çekilmişti ama şimdi eskisi gibi gelmiyordu bana. İlk gördüğüm halleri gibi davranmıyor, sakin bir yaklaşımla yanaşıyor, benim için bir şeyler yapmaya çalışıyor, hatta fazlasıyla nazik bir biçimde koruyup kolluyordu.

"T-teşekkür ederim" diye uzaktan uzağa cevap verip, başımı eğerek oynamaya başladığım tırnaklarıma çevirdim bakışlarımı. Endişeli olduğumda tırnaklarımın kenarlarını yırtmadan duramıyordum.

"İltifat alınca utanman da çok tatlı" diyerek tam önüme geçip oturmuştu. Bende duyduklarımdan dolayı utançla dolarken yutkunup gülümsedim nazikçe.

"Tekrar teşekkür ederim" dedikten sonra odaya giren abimle duraksamıştım. Esneyerek odaya dalan çocuk kafasını kaşımış ve gerinerek içeriye girmişti. Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu şu ortamda asla anlayamıyordum.

"Günaydın güzelim" diyerek yanıma gelip, yanağımdan makas almış ve Araz abinin yanına oturmuştu.

"Günaydın abi" derken onun yanımda olmasının içimi güvenle doldurduğunu hissettiğimde tekli koltuğumu biraz daha ona doğru yanaştırdım ve koluna elimi sardım. Ne zaman kendimi güvensiz hissetsem abime koşardım. O kadar seviyordum ki onu, parmağının ucuyla bile dokunması benim için yeterli oluyordu.

"Bu dingil sana abuk subuk şeyler söylemiyor değil mi?" Diyen abime gülümseyerek kafamı iki yana salladım.

"Sanane lan ikimizin konuşmasından" diyen Araz ile kavga çıkar diye endişelensem de abim onu hiç umursamadan bana dönmüş ve alnıma bir öpücük bırakmıştı.

Bunun üzerine odaya giren Evran ile hepimizin bakışları ona dönse de o kimseyi umursamadan tekli koltuğa geçip başını yasladı ve tekrar gözlerini kapattı.

"Oo birileri ateşli geceler geçirmiş, ikisinde yorgun argın odaya giriyor" Diyen Araz ile benim yanaklarım kıpkırmızı olurken abim ensesine bir tane geçirip susturmuştu. Ne kadar ayrı ayrı korkunç insanlar olsalar da bu evde yan yana uzun süredir hapis kaldığımız için arkadaşlık ilişkilerimiz gelişmişti. Bu yüzden kimse abimin yaptığını sorgulamıyordu.

Hemen sonra kimseden ses çıkmazken sessizce odadaki yüzleri izlemeye başladım. Evran abi hala gözleri kapalı bir şekilde uyuyordu, kolu askıda olduğu için rahatsız bir oturuşu olsa da mimiklerini o kadar iyi bir biçimde koruyordu ki kolunun ve göğsünün o halini görmesem sapasağlam bir insan zannederdim. Bir anda irkilerek fazla baktığımı düşünüp, korkuyla gözlerimi abime çevirdim. O da aynı benim gibi uzun uzun Evran abiyi izliyordu. Gözlerinde gördüğüm şefkatli bakışı küçükken hasta olduğum zamanlarda görürdüm hep. Değer verdiği insanlara karşı böyle güzel bakardı abim ve Evran abiye sandığımdan çok daha fazla değer verdiğini burada kaldığımız sürede gayet iyi anlamıştım.

Abim hala Evran abiyi izlediği anlarda gözlerimi Araz'a çevirdim. Onun koyu gözleri de beni karşılarken kızararak yutkundum. Yüzünden herhangi bir duygu okunmasa da gözlerinde gördüğüm parıltı kalbimin heyecanla atmasına neden oluyordu.

Heyecanlandığım için gözlerimi kahverengilerinden çekip vücuduna çevirdi. Kaslı kollarını önünde ilkokul çocukları gibi birleştirmiş, sırtını da kanepeye yaslamış bir biçimde duruyordu. Uzun bacaklarını ise birbirinin üzerine atarak uzatmıştı. Boylarımız neredeyse aynı olsa da yapı olarak benden fazlasıyla iri duruyordu. Ben daha çok ince yapılı bir insandım zaten.

Dalmış bir biçimde onu izlerken Evran abinin kendine has kalın sesini duymamla yutkunarak gözlerimi ona çevirdim.

"Feray gelsene benimle" diye abimi kaldırdığında tuttuğum kolun gitmesiyle boşluğa düşmüştüm. Gitmeden önce beni unutmadan tekrar alnımı öpüp, Evran abinin arkasından ilerlemişti.

Bununla birlikte yine odada Araz ve ben kalmıştık. Onunla her kaldığımda olduğu gibi nefeslerim hızlanırken yutkunup gözlerimi yere indirdim.

Bir süre sessiz kalsak da duyduğum hareketlenme ile yutkunarak başımı kaldırdığım anda gördüğüm yüzle nefesim kesilmişti.

Neredeyse burun buruna geldiğimiz adam elini nazik hareketlerle çeneme ilerletti ve okşamaya başladı. Kocaman ellerinin arasında incecik kalan yüzümü okşarken, sert parmaklarının verdiği his uyuşmama neden oluyordu.

"Azem" diyerek biraz daha yaklaşıp nefeslerimizin birbirine karışmasını sağlayınca ne diyeceğimi bilemeyerek dudaklarımı aralasam da sesim çıkmamıştı bir türlü.

Eli çenemden yavaşça yanağıma ilerleyip bir süre daha nazikçe dokunduktan sonra yaklaşıp dudaklarını yanağıma değdirdi ve geriye çekilip hızlı adımlarla odadan çıktı.

Bense arkasından şaşkınca bakmakla yetinmiştim.

Biraz eğlenelim ve cinsel tansiyonu arttıralım çünkü ilerki bölümlerde çok ağlıycaz sjdjskd

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Biraz eğlenelim ve cinsel tansiyonu arttıralım çünkü ilerki bölümlerde çok ağlıycaz sjdjskd

ZÜMRÜT / GAYWhere stories live. Discover now