1. Bölüm

43.3K 979 99
                                    

Mihra Çiçek Arslanoğlu

Hoş geldiniiz💅🏻💜

İlk bölümümüz olayları rahatça anlatabilmek için biraz zaman atlamalı oldu. Bu bölümü prolog olarak okuyabilirsiniz. 🧚🏻‍♂️

Oylarınızı ve yorumlarınızı heyecanla bekliyor olacağım.

Keyifli Okumalar🐣💜

"Neden hala uyanmadı doktor"

"Mirzat Bey az evvelde söylediğim gibi ufaklık hasta olduğundan bünyesi şu an çok yorgun ve verdiğimiz ilaçlar uyku yapıyor. İçiniz rahat olsun bir saate kadar uyanacaktır."

"İki gündür aynı şeyler eğer kardeşime bir şey olursa.."

"Vuslat, annecim sakin hepimiz endişeliyiz ama böyle bir yere varamayız doktor bey elinden geleni yaptı zaten daha fazla üzerine gitmeyin lütfen"  Vuslat annesinin titreyen sesini ve yaşlı gözlerini fark edince derin bir nefes alıp yanına adımladı.

Üzüntüsüne rağmen hala kendilerini sakinleştirmeye çalışıyordu ancak onunda elinde değildi kardeşine tekrar bir şey olacak ve onu daha kazanamadan kaybedecek diye korkuyordu.

Gözü yaşlı kadının oturduğu deri koltuğun önünde dizleri üzerinde çöküp ellerini sıkıca kavradı.

"Annem tamam, tamam sakinim ben" Annesinin bu haline kıyamıyordu genç adam, içi gidiyordu ancak elinden de bir şey gelmiyordu.

"Kurban olurum sana ağlama artık sen de kahroldun günlerdir"

Kadının ne yaparsa yapsın dinmiyordu göz yaşları,  koca bir yangın vardı içinde ve muhtemelen  başından ayrılmadığı bu koskoca yatağın içinde kaybolmuş minik beden gözlerini açmadan, henüz duyamadığı sesiyle kendisine anne demeden de sönmeyecekti.

Güzel yavrusu, bebeği yaşıyordu. Ona öyle hasretti ki her şeyden habersiz uyuyan solgun tenine dokunmak bir yana bakmaya dahi kıyamıyordu.

"Güzelim, Vuslat doğru söylüyor hadi dinlen biraz sen de kızımız uyandığı zaman seni böyle görsün istemezsin değil mi ? " 

Karısını ikna etmek istercesine uyuyan kızlarını işaret eden Mirzat Bey özellikle son bir aydır onun günden güne çöküşünü elinden bir şey gelmeden izlemişti.

Artık böyle içli içli ağlamasına tahammülü kalmamıştı. Güzel karısının adeta ruhu çekilmiş gibiydi ne yemek yiyor ne de kızı hariç tek kelam ediyordu.

Gerçi diğer aile bireyleri de pek farksız sayılmazdı. Hepsinin aklı küçük kızlarındaydı tek bir duygu hariç annelerinden farkları yoktu.

Öfke.

Bundan 14 yıl önce Arslanoğlu ailesinin kanadı kırılmış, ailenin son üyesi ve gözbebeği minik kızları henüz üç yaşındayken melek olmuştu.

Daha doğrusu son bir ay öncesine kadar öyle olduğunu sanıyorlardı.

Minik Mihra, Arslanoğlu ailesinin dört erkekten sonra gelen ilk kızı ve en küçüğüydü tüm aile onun gelişini büyük bir heyecanla karşılamıştı.

Abileri bir kız kardeşlerinin olacağını öğrendikten sonra neredeyse her gün annelerinin karnındaki minik ile konuşmaya başlamış anne babasını soru yağmuruna tutmuşlardı.

Mirzat Bey burukça gülümseyip her şeyden habersiz uyuyan bebeğine baktı.

Hala minicikti gözünde üç yaşındaki Mihra'dan hiçbir farkı yoktu.

MİHRAWhere stories live. Discover now