28.Bölüm

7.5K 595 248
                                    

Uzun bir bölüme daha hoş geldiniz bebeklerim
💜🐣

Aşklarım sizi bekletmeyi hiç istemiyorum çok üzgünüm ama elimden bir şey gelmiyor maalesef sizden sadece sabır diliyorum bekleyen herkese çok teşekkür ederim canımsınız🥲

Oylarınızı ve yorumlarınızı heyecanla bekliyor olacağım

Keyifli Okumalar
🧚🏻‍♀️🙋🏼‍♀️

Zaman bir anlıktı. Bazen hiç akmıyormuş gibi gelse de öyleydi. Zaman akıyordu, insanlar büyüyor günler birbirini seyrediyordu. Her yeni gün bir öncekinin tortusu gibi geliyordu. İyi bir hayat ise ancak o gününü kurtarmak ile mümkündü. Bu bir döngüydü.

O günü kurtarırsan zafer senindi.

Mihra'da gününü kurtarmaya çalışıyordu artık. Geçmiş geçmişti, eğer ki iyi bir gelecek istiyorsa önceliği bugünü olmalıydı. Önceden yaşadığı her şey asla unutulmayacak olsa da uzun bir süre açığa çıkmayacak şekilde saklanmalıydı.

Saklanmıştı da.

3 ay sonra

"Annee sarı hırkamı bulamıyorum."

"Kurutmada annecim Nilüferciğim Mihra'ya bakar mısın?"

"Tabi Leyla Hanım ilgileniyorum."

Bu sabah Arslanoğlu ailesi büyük bir telaşla güne başlamıştı. Üç gün sonra Kartal ve İnci'nin nişanı olacaktı. Ve bugün Mardin'e gidiyorlardı. Dünürleri yani İnci'nin abisi ve amcaları birkaç gün öncesinden onları davet etmişlerdi.

Gerçi son bir aydır sürekli bir telaş içindeydiler. Öğrendikleri kadarıyla İnci ablasının aile geleneklerinde bohça denilen bir şey vardı ve nişan zamanı iki ailede birbirine bohça hazırlamalıydı.

Mihra bohçanın ne olduğunu bile bilmezken Leyla Hanım ise yalnızca geline hazırlamaları gerektiğini düşünüyordu. Çünkü onların adetlerinde böyleydi. Damadın ailesi geline gelinin ailesi ise damada hazırlardı.

Ancak dünürlerinden öğrendikleri kadarıyla onlarda nişan bohçası karşı tarafın her bir aile bireyine hazırlanırdı. Yani onlar hepsi için ayrı ayrı bohçalar hazırlamışlardı. Üstelik ısrarla bohça istemediklerini ve bu kadar uğraşmalarına gerek olmadığını söylemelerine rağmen kabul etmemişlerdi. Geleneklerine oldukça bağlılardı.

Hal böyle olunca ben oğlumu aşiretlere ezdirmem diyen Leyla Hanım kollarını sıvamıştı. Onlar yapıyorsa kendisi de pek tabi yapacaktı. Koskoca Leyla Arslanoğlu evladını öylece evlendirdi dedirtmezdi. Hoş kimsenin böyle diyeceği de yoktu ancak Leyla Hanım'ı ikna etmek ne mümkündü.

Tüm bu süreçte ipler tamamen Leyla Hanımdaydı ancak şöyle bir durum vardı ki gelinlerinin anne ve babası vefat etmişti. İnci, abisi ve yengesi ile beraber yaşıyordu bir de onları büyüten amcaları vardı. Bu sebeple Leyla Hanım onlara bohça hazırlamaya karar vermişti. En uygunu böylesiydi. Açıkçası buraya kadar her şey çok güzeldi.

İşin tadını kaçıran amcasının dokuz çocuğu olmasıydı.

Resmen son bir aydır deliler gibi banyo lifi, patik daha bir sürü ıvır zıvır alıp durmuşlardı. Ve sonunda koskoca bir araba dolusu bohça hazırlamışlardı. Onlar uçak ile giderken bohçaları ise arabayla peşlerinden getirilecekti.

"Mihra, anne hadi da uçak kaçacak." Şimdiyse yaklaşık üç saat sonra olan uçuşları için hazırlanıyorlardı. Daha doğrusu beyler hazırlanmış iki hanımefendiyi bekliyorlardı.

MİHRAWhere stories live. Discover now