36. Bölüm

6.8K 776 207
                                    

💜Hoş geldiniz 💜

Oylarınızı ve yorumlarınızı heyecanla bekliyor olacağım.

Keyifli Okumalar bebeklerim

****

Genç kız üzerindeki garip telaş ile tabletini çantasına atarken acaba hala bekliyor mudur diye düşünmekten kafayı yemek üzereydi.

Üç saattir dersteydi. Ve tam üç saattir aynı şeyi düşünüyordu. Dersten de hiçbir şey anlamamıştı. Hepsi onun yüzündendi. Sürekli kafasını karıştırıyordu. Hani gidecekti? Üstelik hangi okulda okuduğunu nereden öğrenmişti. Oflayarak ayaklanmıştı.

"Mihra kahve içmeye gideceğiz sen de gelsene."

"Şey benim biraz işim vardı ama bugünlük size katılmasam." Okulda samimi olduğu birkaç arkadaşı vardı. Aslında genel olarak aynı dönemde okuduğu insanlarla arası iyiydi. Lise hayatının aksine oldukça sosyal bir öğrencilik hayatı vardı.

"Tamamdır görüşürüz o zaman."

"Görüşürüüz."

Onlarında çıkmasıyla sınıfta yalnızca Mihra kalmıştı. Bir an önce onun yanına gidip konuşmak ya da bir daha asla yüzüne bakmamak arasında gidip geliyordu. Kimi kandırıyordu ki kalbini çok kırmıştı ancak yine de gidip onu dinlemek ve hak vermek istiyordu.

Ah bu çok zavallıcaydı.

Boş amfide bir sağa bir sola volta atarken kendisini bir anda Yağmur'u ararken bulmuştu. Zira kendi aklı şu an kullanım dışıydı. Bir akıl hocasına ihtiyacı vardı.

"Yağmur imdat."

"Ay ne oldu, ne oldu." Kuzeninin telaşlı sesi anında ona da bulaşmıştı.

"Ali Asaf geldi konuşmak istiyormuş." Mihra hiç uzatmadan küt diye sorununu söyleyivermişti. İçi içini yiyordu.

"Ay götüm, seninle konuşacak bir şeyim yok diyemedin mi? Of kuşum ya ben de bir şey oldu sandım." Telefonun öbür ucundan gelen su sesi ve birbirine vurulan cam sesleri bulaşık yıkadığının habercisiydi.

"Diyemedim."

"Mihra ya hani unutmuştuk aşkım o öküzü iki gün boyunca ne konuştuk biz." Mihra o kadar çok üzülmüştü ki Yağmur ister istemez Ali Asaf'a cephe almıştı. O kimdi ki kuzenini böyle üzüyordu.

"Ama Yağmur ne yapayım gözlerimin içine bakarak öyle bir konuştu ki reddedemedim hem onu affetmedim ki sadece yılların hatırı adına kabul ettim."

"İçin böyle daha rahat edecekse iyi yapmışsın kuşum ben seni yine üzer diye korkuyorum sadece." Yağmur kuzeninin buruk sesi ile mecburen geri adım atmıştı. Onun görevi kuzenini her kararında desteklemekti.

"Hm hm biliyorum."

"Kıyamam sana ya o ses ne kızım Karadeniz'de gemilerin mi battı konuş derdi neymiş öğren ne var bunda. Mihra Arslonoğlu'sun sen kendine gel."

"Aslında biraz garip hissediyorum kendimi." Mihra gergince herhangi bir sıranın üzerine oturmuştu.

"Nasıl yani?"

"Yurt dışına gitmediğini gördüğümde mutlu oldum ben Yağmur." Sanki Ali Asaf onu duyabilirmiş gibi sesini alçaltmış ve devam etmişti. "Kalbimi o kadar kırmasına rağmen onun gitmesini istemedim." Kesilen su sesi musluğun kapatıldığının habercisiydi.

"Neden böyle oluyor ki."

Mihra sevdiği insanlara çok değer verirdi. Ve kendisine yapılan iyiliği de kolay kolay unutmazdı. Bu ailesine karşı da böyleydi. Ne kadar üzülürse üzülsün her ne yaşarsa yaşasın asla onlara küsemez, mesafe koyamazdı.

MİHRAWhere stories live. Discover now