22.Bölüm

9.9K 756 159
                                    

Mihra Çiçek Arslanoğlu

Hoş geldiniz bebeklerim💜🐣

Oylarınızı ve yorumlarınızı heyecanla bekliyor olacağım.

🧚🏻‍♀️Keyifli Okumalar🧚🏻‍♀️

"Sana en başından anlatmalıydım canım biliyorum ama amacım seni uzak tutmaktı anlıyorsun değil mi?" Buz gibi limonatasından koca bir yudum daha alan Mihra, Alev ablasının sabahtan beri kırılmadığını söylemesine rağmen kendisini anlatmasından bunalmıştı.

"Ya Alev abla tamam anlıyorum ben seni, hem abimle de konuştum eğer gerçekten böyle olmasaydı sence benim şu an burada olma ihtimalim var mıydı?" Trabzon'dan döndükleri hafta Ateş abisi tamda söz verdiği gibi Alev ablası ile görüşmüştü. Yani aslında tam olarak böyle olmamıştı. Mihra döner dönmez abisinin başının etini yediği için işler biraz hızlı ilerlemişti. Hem ne yapsındı eğer duyduğu şeyler doğru ise Alev ablası o pislik adam ile nasıl yaşardı.

Aklına bir sürü kötü şey geliyordu ve bunu bile bile birkaç gün daha geçiremezdi. Evet belki Alev ablası ile uzun yıllardır tanışmıyorlardı fakat o en zor anlarında yanında olmuştu ve ona değer veriyordu.

"Orasını biliyorum kuzum abin sağ olsun iki günde tanıttı bana kendisini." Mihra, Alev ablasının devirdiği gözleriyle kıkırdamıştı. Abisi olanları bizzat Alev ablasından öğrendikten sonra daha fazla saklamamış ve ailesine anlatmıştı. Çünkü Kartal abisinden yardım almaları gerekiyordu. Tabii iş Kartal abisinin de yardımıyla resmiyete dökülünce ister istemez biraz sık görüşmeleri gerekmişti.

İşin garibi olan biten her şey açığa çıktıktan sonra Ateş bir an olsun Alev'i yalnız bırakmamış ve dava süreci boyunca da yanında olacağına dair söz vermişti.

O adam, yani Trabzon'da tersaneye gelen adam Alev ablasının üvey abisiydi. Alev ablasının öz babası o henüz küçükken başka bir evlilik yapıp yurt dışına gitmişti. Alev ablası bu yaşına kadar annesinin ikinci evliliği olan bu adamın yanında kalmıştı. Açıkçası üvey babası ile bugüne kadar pek bir sorun yaşamamışlardı. O adamın daha çok annesi ile beraber uzun seyahatler yaptığını ve hayatının büyük bölümünü abisi ile geçirdiğini öğrenmişti.

Abisi ile aralarında on yaş vardı ve küçüklüğünden bu yana hep abiye emanet edilen, küçük kardeş olmuştu. Annesi ilgili bir anne olmamalıydı, ki Mihra bunun nasıl bir şey olduğunu gayet iyi bilirdi. Yıllarca küçük kızını kendisi de çok büyük sayılmayan bir abi ve dadılar ile büyütmüştü.

Alev ablasının hayatını öğrendikten sonra kendisini ona çok daha yakın hissetmişti Mihra, sanki onu bu dünyada anlayabilecek tek insan kendisiymiş gibiydi. Zira Ateş abisinin hatta olayı öğrenen tüm ailesinin de ona bu denli sıcak yaklaşmalarının sebebi de buydu, biliyordu.

O adam kumar bağımlısı ve anladığı kadarıyla adını anmak bile istemediği fakat kan donduracak işler ile uğraşan hastalıklı bir insandı. Şu anlık Alev ablasının anlattıkları kadarını bilseler de o adamdan psikolojik şiddet gördüğü ortadaydı. Hatta sırf bu yüzden psikolog olmak istediğini, her şeye rağmen tutunacak tek dalının önce kendini daha sonra kendi gibi olan herkesi iyileştirmek olduğundan bahsetmişti.

Bunca yıl annesini kaybetmemek uğruna, her şeye ama her şeye sessiz kaldığını sırf onun evliliği kendisi yüzünden bozulmasın diye sustuğunu söylemişti. Fakat onu asıl kahreden Trabzon'daki olayı öğrendikten sonra bu kadarına göz yumamayıp annesine her şeyi anlatması ve ondan hayatı boyunca ilk kez bir destek beklerken abisine iftira atan bir yalancıymış gibi muamele görmesi olmuştu.

MİHRAWhere stories live. Discover now