1.1

24.7K 1.1K 132
                                    

[bade]

Sonunda derslerim bitmiş, beni neredeyse bir saattir okulun kafesinde bekleyen Tuğra'nın yanına gelmiştim. Çok geçmeden de kafenin tam ortasındaki masalarda oturan onu görmüştüm zaten.

Ben onu beklettiğim için sinirli olur ya da söylenir diye bekliyordum ama şu an gördüğüm manzara bunun tam tersiydi. Yaman ile Meriç'le baya sıkı fıkı bir sohbet içersindelerdi. Hatta öyle bir sıkı fıkılardı ki kahkahalarla bir şeyler konuşuyorlardı.

Öylece kafenin girişinde dikilmeye son vererek adımlarımı harekete geçirdim ve onların oturduğu masanın önünde duraksadım. Hepsinin dikkatleri anında benim üzerime çevrilirken ben bizim çocukları umursamadan Tuğra'ya çevirdim odağımı.

"Sevgilim?"

Yaman ile Meriç'in hiçbir zaman benim sevgilim diye tanıttığım kişilerle iyi anlaşamadığını göz önünde bulundurarak şu anki durumu sorgularcasına ona baktım.

Tuğra ise hiçbir şey söylemeden oturduğu yerden ayaklanmış, ben de bizimkilerin dikkatini çekmemek için onun boyuna yetişmek amacıyla ayaklarımın üzerinde yükselerek kollarımı onun boynuna dolamıştım. Ardından da yanağına ufak bir öpücük kondurdum.

Arkadaşlarımın bu ilişkinin gerçek olduğuna inanması gerekiyordu. Çünkü her an aileme bir şeyleri ötebilirlerdi. Yaman ve Meriç'te bu potansiyel olmasa da Duru ile Ece için aynı şeyi söyleyemeyecektim. O yüzden en ufak bir açık bile vermememiz gerekiyordu.

Ben tam geri çekilmek için hareketlenirken Tuğra sarılışıma karşılık bir elini hafifçe belime yerleştirdiğinde bir süre daha öyle kaldık. Ben de bu süre zarfında sadece onun duyabileceği bir şekilde "Bana burada bizimkilerle oturduğunu söyleseydin keşke," diye mırıldanmadan edememiştim.

"Beni yalnız başıma otururken görünce yanıma gelmişler. Arkadaşlarının sevgilisiyim ne de olsa, öyle değil mi?"

Bir şey söyleme gereği duymadan sarılma faslımızı bitirmek maksadıyla boynuna sardığım kollarımı geri çektim ve ayaklarımın yere tamamen temas etmesine sebep oldum. Ardından geri çekilip masadaki boş yer olan Tuğra'nın yanında yerimi aldım. Lakin o an etraftaki birkaç kişinin şaşkınlıkla bizi izlediğini fark etmiştim.

Sanırım Tuğra ile sevgili olduğumuzu dedikodu sanıp inanmamayı tercih etmişlerdi ve şimdi de yalan olmadığını idrak ediyorlardı.

"Bakıyoruz da pek bir özlemişsin sevgilini."

Meriç'in yüzündeki gülümsemeyle söylediği şeye karşılık gözlerim onları bulduğunda bize imalı imalı baktıklarını görmezden gelmeye çalışarak "Ya ya, çok özlemişim. Şu bir saatlik ders bile ölüm gibi geldi," dedim abarta abarta.

Tuğra'nın hemen yanımda güldüğünü işittiğimde masanın altından ayağımla bacağına vurdum. O da hemen toparlanıp oturduğu yerde biraz daha dikleşmişti.

Konuyu dağıtmak amacıyla "Kızların dersi ne zaman bitecekmiş?" diye sorduğumda Meriç anında söze atlamıştı.

"Onları boş ver de, Tuğra ile çıkmanız çok iyi olmuş Bade. Sizin ikiniz... asla aklımıza gelmezdi lan!"

Ona yapmacık bir gülümseme gönderdim. Yaman da bir şey söyleme gereği hissetmiş olacak ki bu sefer de o konuşmaya başlamıştı.

"Sonunda sevgili olarak adam akıllı birisini buldun be kızım. Senin Tuğra'nın tipi olduğunu hiç düşünmezdim. Hatta esmerlerden hoşlanıyor sanıyordum ama çocuğu ne kadar etkilemişsen artık."

"Ne yapalım Yamancım? Ben de sarışınlardan hoşlanıyordum ama aşk işte bu. Ota da konuyor boka da."

Cümlemi bitirir bitirmez yanımda oturan Tuğra'ya çevirdim bakışlarımı. Ardından yüzümdeki yapmacık gülümsemeyle "Öyle değil mi sevgilim?" diye sordum. Onun kastettiğim şeyle yüzü bozulurken ifadesiz bir şekilde cevap vermişti bana.

"Öyle."

Aldığım onayla birlikte uzanıp masanın üzerinde duran elini tuttum. Arkadaşlarımın bakışları anında masanın üzerindeki ellerimize kayarken Meriç "Olmuş bunlar olmuş," dediğinde Yaman da başıyla onaylamıştı.

Onları sahte sevgilicilik oyunumuza inandırmış olmak rahat bir nefes almama neden olmuştu. Demek ki dışarıdan gerçek bir sevgili gibi gözüküyorduk. Bu da ailemi inandırma konusunda işime gelirdi.

"Eee, akşam mekâna gidiyor muyuz? Bugün dj getiriyorlar, kaçıramayız bu fırsatı."

Meriç'in hatırlattığı konuyla heyecanla "Gidiyor muyuz Tuğra?" diye sordum. Kesin bir şey söylemediği için henüz gelip gelmeyeceğini bilmiyordum. Tek temennim gelmesini ummaktı.

Eğer akşam yalnız başıma gidersem bu sefer de kızlar aramızda bir problem olduğunu düşünecek ve dedikodularına beni de alet edeceklerdi. O yüzden Tuğra'nın bu akşam beni yalnız bırakmaması gerekiyordu.

"Mekânı görsen feci ateşli kızlar geliyor diyeceğim de senin başın bağlı be kardeşim. Şansına küs artık."

Yaman'ın gülerek söylediği şeye karşılık Meriç de "İyi işte, Bade'nin sorumluluğu onun üzerinde artık. Biz de kıza asılan olacak mı diye başını beklemek zorunda kalmaz, keyfimize bakarız," dedi. Bense gözlerimi devirmekle yetinmiştim.

"Aynen Meriç, tek düşündüğümüz buydu oğlum."

"Neyse, dağıtmayın konuyu. Geliyor musun akşama Tuğra?"

Üçümüz de Tuğra'nın ne cevap vereceğini beklerken Tuğra da sonunda dayanamayıp "Gelelim bakalım. Sevgilimizi yalnız bırakacak değiliz," dedi keyifli bir ifadeyle.

Neyse ki onun alayla söylediği 'sevgilim' kelimesini benden başka kimse fark etmemişti...

socialiteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin