3.9

20.4K 979 270
                                    

20K!! 🫀

bölümü medyadaki müzikle okursanız mutluş olurum :)

[bade]

Okulun bahçesinde üzerimde hissettiğim Tuğra'nın bakışları eşliğinde Aksel'in yanına doğru ilerlerken diğer herkesin ne düşündüğü umrumda değildi. Hoş, zaten Aksel'in eski sevgilim olduğunu arkadaş çevremden başka kimse de bilmiyordu. O yüzden rahattım.

Onun oturduğu çardağın başında durduğumda yanındaki konuştuğu birkaç kişi onu dürtmüş, beni işaret etmişti. O da çok geçmeden konuştuğu şeye son vererek varlığımı fark etmişti zaten.

Bakışları beni bulduğunda yüzüme yapmacık bir gülümseme yerleştirerek gülümsedim. Az önce Tuğra ile mesajlar yoluyla kavga ettiğimiz için hâlâ daha üzerimde onun gerginliğini taşıyordum ve Aksel sinirimi ondan çıkartmam için mükemmel bir araçtı.

"Bade?"

Beni beklemediği her hâlinden belli olurken "Konuşmamız lazım," dedim olabildiğince net bir ifadeyle. O da neyi kastettiğimi anlayıp arkadaşlarını yanımızdan göndermişti.

"Otursana."

"Gerek yok, iyi böyle."

O sırt yaslama kısmına yerleşmiş, bankın oturma yerlerine de ayaklarıyla basarken ben hemen karşısında dikiliyordum. Şu anki hâlimiz garip olsa da çok fazla burada kalmayacağım için üzerinde durmadım. Hatta bir an önce söze girmeye karar verip konuştum.

"Amacınız ne Aksel, bu basit numaralarla aramızı bozmak mı? Gönderdiğiniz o fotoğrafla beni, senin gibi birisinden mi kıskanacaktı yani? Tuğra seni ne kadar önemseyecek de kıskanacak bir düşün bakalım."

Teorik olarak Tuğra ile aramız zaten bozuk olsa da bunu dışardan birisine yansıtacak değildim. Aksel'in söylediklerim karşısında basbaya moraran suratından sonra daha da emin olmuştum bu kararımdan. Kesinlikle aramız iyiymiş gibi devam etmemiz gerekiyordu.

"Bana şu an o burslu çocuğu mu savunacaksın gerçekten güzelim? Senin böyle insanlarla takılacağını hiç düşünmezdim Bade. Ne yaptılar sana ben yokken?"

Saniyeler önceki bozguna uğramış ifadesini alay yoluyla atlatmaya çalışsa da bu durum ondan daha da fazla tiksinmeme neden olmuştu. Yüzümü buruşturup hızla ona ağzının payını verdim.

"Burslu diye küçümsediğin çocuğun sınavda yaptığı dereceyi sen götünü yırtsan yapamazsın. Anca böyle parasını öder gelirsin bu okula."

Güldü.

"Görmeyeli ağzın da bozulmuş. Varoşlarla takıla takıla küfürbaz mı oldun sen bakayım? Gerçi Tuğra denilen herifin seni soktuğu ortamları düşünüyorum da senden mahalle kızı yaratmadığına şükretmeliyiz sanırım."

Ona bir şeyleri anlatmaya çalışmak ölüm gibiydi âdeta. Sinirden olduğum yerde tepinmemek için zor tutuyordum kendimi. Ne diye ona laf anlatmaya çalışırdım ki?

"Sevgilimi aşağılamaya son ver! Bu uyarıyı da son kez yapacağım seni aptal. Ece sürtüğü de sen de bizden uzak durun! Aksi takdirde olacaklardan ben sorumlu değilim."

"Ne o, mahalle abisi havalarıyla ortalıkta dolaşan kabadayı sevgiline beni mi dövdürteceksin?"

Gerçek olmadığı kilometrelerce uzaktan belli olan bir kahkaha attım. Lakin çok geçmeden yüzümdeki gülümsemeyi bozarak ciddi bir ifadeye büründüm ve onun olduğu bankı terk etmeden hemen önce son sözlerimi söyledim.

socialiteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin