3.0

22.4K 1K 151
                                    

11K🤍

[bade]

"Mesela şu kombinle elit bir davete katıldığımı düşünürsek... Nasıl olmuşum?"

Üzerimdeki elbiseyle etrafımda dönüp karşımda oturan ikiliye baktığımda Efe'nin bıkkın bir şekilde "Güzel," demesini işittim. Lakin bana bakmamıştı bile.

"Sen sus, Tuğra konuş."

"Köle belledi bizi anasını satayım. İki saattir denediğin yirminci kombin. Çok güzelsin, mükemmelsin, harika! Sal artık bizi kızım ya."

Efe'nin zırlanmasına rağmen Tuğra sesini bile çıkarmadan sakince "Çok iyi," dediğinde yüzümde memnun bir gülümseme oluştu. Beklediğim cevap buydu.

Şu an ne mi yapıyorduk?

Tuğra ile Efe benim odamda oturmuş, televizyona bağladıkları oyun konsollarıyla birlikte korku oyunu oynuyorlardı. Bense kafamdan bir yere gidecekmiş gibi plan yapıp kombin belirliyordum. Sonra da giyinip gelip onlara fikirlerini soruyordum.

Çünkü benimle ilgilenmiyorlardı ve ben de onların yanında çok sıkılmıştım...

Tuğra'nın fotoğraf olayından sonra benim mesajlaşmaları öğrendiğimi belli etmemin üzerinden iki gün geçmişti. O süre zarfında ben hiçbir şey olmamış gibi davranıyordum ama bir şeyler kesinlikle olmuştu, olmaya da devam edecekti.

Sanki hiç o anlar yaşanmamış ve her şey o kadar normalmiş gibi davranıyordum ki bu durumun onu korkuttuğundan emindim. Öyle ki iki gündür normalde laf atacağı ya da itiraz edeceği şeyleri bile sorgusuz sualsiz kabul ediyordu. Bu da benim işime geliyordu açıkçası.

İtaatkâr Tuğra daha katlanılabilir oluyordu. Ancak onunla atışmaktan zevk alan tarafım bu durumdan pek memnun da sayılmazdı.

"O zaman sıradaki kombinime geçiyorum. Lisedeki son yılım ve yeni okul heyecanı. Ama insanların eline koz vermemek için kendimden emin bir şekilde gözükmem gerek. Unutmayın bunu, hemen üzerimi değiştirip geliyorum."

Efe'nin kendi kendisine söylendiğine şahit olsam da umursamayıp dolabımdan lise formalarımı çıkardım. Üzerine ise lisede gittiğim kolejin armalı gömleği yerine beyaz bir gömlek seçtim ve adımlarımı banyoya yönelttim.

Hâlihazırda giyinik olduğum elbiseyi çıkararak kısa süre içersinde belirlediğim kıyafetleri giymeyi başardığımda aynadaki hâlime kısaca bir göz attım.

Gömleğin göğüslerime kadar uzanan düğmelerini açık bırakmış, üzerine de kırmızı kravatı gevşek bir şekilde geçirmiştim. Uç kısımlarını eteğin içersine yerleştirdikten sonra da eteği biraz aşağı çekiştirme gereği hissettim.

Eteğim liseden kalma olduğu için baya bir kısa gelmişti. Direkt olarak kalçamın altında bitiyordu ve en ufak bir hareketimde ya da eğilmemde açılacağı bariz belliydi. Fakat yine de bu hoş görünmeme engel değildi.

Ayağımdaki önceki kombinimden kalan topuklu ayakkabılarımı çıkarıp bir kenara bırakarak çıplak ayaklarımı yere vura vura banyodan ayrıldım.

Odaya girer girmez "Ta daaa!" diye bağırırken onların dikkatini çekmeyi başarmıştım. Tuğra odağını bana çevirmiş bir şekilde kısa bir an bana baktıktan sonra geri önüne dönecekken bakışları hızlıca bir kez daha beni buldu. Bense bu hâline kıkırdamakla yetinmiştim.

socialiteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin