3.5

22.1K 1.1K 206
                                    

[bade]

Tuğra ile buluşma yerine geldiğimizde çok geçmeden bizimkilerin oturduğu masalara ulaşmış, hepsiyle selamlaşmıştık. Henüz Meriç, Yaman, ben ve Tuğra gelmiş olmamıza rağmen yarım saat içersinde herkesin burada olacağından emindim.

Geldiğimiz mekân bir otelin teras katına aitti. Fazlasıyla lüks dizaynıyla masraftan kaçınmadıkları bariz belliydi. Oldukça hoş bir ambiyansa sahip olan mekânın içi de ne çok kalabalık ne de çok sakindi. Arkada çalan sakin müzikler ile tam da güzel vakit geçirip içkimizi içebileceğimiz bir yere ev sahipliği yapıyordu.

Etrafı yeterince incelediğimde daha fazla üzerinde durmamak için Tuğra'ya yönelik "Engin ile Berkcan da gelecek mi?" diye bir soru yönelttim. O da anında cevaplamıştı sorumu.

"En son öyle haberleşmiştik. Yolda olmaları lazım."

Başımla onaylayıp oturmamdan dolayı şekli bozulan elbisemi düzeltme hissiyatı ile göğüs kısmından yukarıya çekiştirdim. Beyaz tenime uyumlu olduğunu düşündüğüm pudra pembe elbisenin içersinde kendimi çok güzel hissediyordum ve bu günümün de güzel geçeceğini gösteriyordu. Çünkü kombinim güzeldi bir kere.

Elbisemle ilgilenmeyi bitirmemin ardından bakışlarım hemen yanımda koltuğa yayılmış bir şekilde oturan Tuğra'yı bulduğunda onun elinde gördüğüm telefonumla istemsizce güldüm.

Pembe leopar desenli telefon kılıfım ve rengarenk boncuklu telefon askımla süslü olan telefonum elinde o kadar emanet duruyordu ki gülmemek elde değildi.

"Yine o oyunu mu oynuyorsun Tuğra?"

Bakışlarını ekrandan çekmeden "Hımm," diye onaylayan bir mırıltı çıkardı. Ben de başka bir şey sormadan arkama yaslanıp onun oyunu oynayışını izledim.

Telefonuma yüklediği bu oyunu ara sıra ben de oynuyordum ama kesinlikle Tuğra kadar bayıldığım söylenemezdi. Şu oyundan ne zevk alıyordu anlayamıyordum gerçekten.

Biz yaklaşık 15 dakika kadar sırayla oyunu oynarken Meriç ile Yaman da her zamanki gibi futbol maçları hakkında muhabbet ediyordu. Ara ara Tuğra da onlara katılmayı ihmal etmiyordu tabii.

"Ecmel geldi. Bir dakika, yanında diğerleri ne alaka?"

Bakışlarım onun işaretiyle yanımıza doğru ilerleyen Ecmel, Engin, Berkcan üçlüsüne kaydı. Çok geçmeden masamızın önünde durduklarında "Biz de kapıda karşılaştık," dedi Ecmel. Tırnakları ile oynaması ve gözlerini kaçırması dikkatimden kaçmazken şimdilik bunun üzerinde çok durmamaya karar verdim.

Hepsiyle tek tek selamlaştıktan sonra neredeyse kadro olarak tamamlanmıştık. Abim de geleceğini söylemişti ama kim bilir ne zaman gelecekti. Onu bekleyecek değildik.

"O zaman ufaktan geceyi başlatıyorum. Bir shot atarız diyorum ben?"

Meriç'in önerisini herkes onayladığında o da içkileri almak için yanımızdan ayrılmıştı. Ben ise o sırada diğer tarafımda oturan Ecmel ile her zamanki konulardan sohbete dalmıştım. Çünkü diğerleri kendi arasında hiç de ilgimizi çekmeyecek bir konuyu tartışıyorlardı.

Meriç dakikaların ardından elindeki tepsiyle yanımıza gelmiş, tuz ve limonları ortaya koymuştu. En son da tekila şişesini kenara bırakmıştı.

socialiteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin