1.3

25.3K 1.2K 613
                                    

[bade]

"İnsanlara öldürecekmiş gibi bakmasan diyorum?"

Yanımda ilerleyen Tuğra'ya uyarı dolu bir bakış atarken aynı zamanda da emirlerimi sıralamaya devam ettim.

"Elini belime koy. Ayağımdaki topuklularla o merdivenleri çıkabileceğimi sanmıyorum," dedim ama mekândaki yüksek sesten dolayı beni duyabilmesi için kulağına eğilerek bağırmak zorunda kalmıştım.

Tuğra söylediğimi yapıp ellerimizi ayırdıktan sonra elini belime yerleştirdi ve üst kattaki localara ulaşmak amacıyla ondan aldığım destekle yavaşça merdivenleri çıkmaya başladık.

Meriç ve diğerleri geldiklerini çok önceden mesaj atmışlardı. Biz ise Tuğra ile ancak gelebiliyorduk.

Çünkü motoru bakımdaydı ve ben araba kullanmayı bilmiyordum. O nedenle babamın 18. yaş doğum günümde benim için aldığı arabayı kullanması için onun gelip beni evimden almasını beklemek zorunda kalmıştım. En nihayetinde de geç kalmıştık işte.

"Onların yanında kendini rahatsız hissetmene gerek yok. Çocuklarla tanıştın zaten, tanımadığın en fazla beş altı kişi olur. Onlarla da muhatap olmak zorunda değilsin."

Merdiven basamaklarını çıkmayı bitirdiğimizde her zaman oturduğumuz tarafa doğru ilerliyor, bir yandan da Tuğra'ya telkinlerde bulunuyordum. Çünkü kendisini rahat hissetmediğinin farkındaydım ve o bu denli gerginken ben de sakin kalamıyordum.

Bir aksilik çıkıp da sevgililik oyunumuzun ilk haftasından kavga ederek başkalarının diline düşmek şu an istediğim son şey bile değildi. Okulun magazin sayfası bizim hakkımızda bir şeyler paylaştığından beri diken üzerindeymiş gibi hissetmek yeterince sinirlerimi bozuyordu. Bir de popülarite için yanımda takılan kız arkadaşlarımın ithamlarıyla uğraşamazdım.

Derin bir nefes alıp hemen ilerimizde bizi fark eden ve el sallayan Ece'ye yapmacık gülümsemelerimden birisini gönderdim.

Üzerimdeki fazlasıyla kısa ve göğüs dekolteli olan elbisemi son kez düzeltip Tuğra'ya herhangi bir aksilik çıkarmaması için uyarı dolu bir bakış attım. O sırada kısaca onu süzmeden de edememiştim.

Üzerindeki kıyafetlerle güzel gözüküyordu. En azından birbirimizi tamamlayacak şekilde giyinmiştik. Yanımda sönük kalmıyordu.

Onların oturduğu kısma ulaşır ulaşmaz Tuğra'nın kollarının arasından sıyrıldım ve halihazırda ayakta beni bekleyen Ece'ye sarıldım.

Onunla sarılmam bittikten sonra da kızların hepsiyle kısaca selamlaşmamın ardından Tuğra'ya çevirdim bakışlarımı. O sanki beni anlamış gibi anında masadakilere yönelik "Merhaba," dediğinde yüzümde memnun bir gülümseme yer edindi. Çabuk öğreniyordu.

"İnanmıyorum kızım! Gerçekten sevgilisiniz..."

Ecmel'i başımla onaylayıp Tuğra'nın elinden tuttum ve deri koltuklardaki bizim için ayrılan boş tarafa yöneldim.

Kalabalık oldukları için zar zor sığdıkları koltukta ikimiz için yeterli bir yer olmadığını fark etsem de Tuğra'nın oturmasını bekledikten sonra ben de kalan küçücük yere yerleşerek bacak bacak üstüne attım. Ardından rahat bir pozisyon alabilmek için bir bacağımı Tuğra'nın bacağına yasladım.

socialiteHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin