15- Bir Kez Daha Hoş Geldin

484 38 3
                                    

Hayat yeterince zorken, insanlar daha da zorlaştırıyordu. Yaşanılası kılmıyordu hayatı.!

Yaptığımız bazı şeyler, sevdiklerimizi korumak istediğimizdendir. Fakat, korumak isterken, verilen zararı göremezdik..

...

Evin, üç gündür kalkmadığı salıncakta hala oturuyordu. Yemeden, içmeden geçmişliğini bir kenara bırakmıştı herkes.

Fakat, göz ardı edilmeyecek en büyük sorun, o salıncak üzerinde yarım yamalak uyuyor, uyanıyor oluşuydu.

Rüstem beyin, gelininin haline içi parçalanıyor, fakat hiç bir şey yapamıyordu.

Mirza'dan kimse haber alamıyordu. Sanki sırra kadem basmış, izleri silinmişti.

Çocuklar, bu süreçten en çok etkilenen taraftalardı ki, o güçlü, hırslı, neşe saçan öğretmenlerinden eser yoktu.

Halime hanım, Mirza'nın gidişinden bu yana her gün serum yiyor, tansiyonunu düşüremiyorlardı.

Hastaneye gitmeyi red eden yaşlı kadın, eve gelen doktor kontrolü altında hayatta kalmaya çalışıyordu.

Herkes konağın girişinde bulunan avluda oturuyordu. Sadece Evin, Mirza'nın salıncağında, Yunus ise onun arkasında, onu bekliyordu.

Saraçoğlu konağının ihtişamlı kapısı yavaş yavaş sonuna kadar açıldı. Mirza, konak kapısından içeriye adım atması ile herkes ayaklandı.

Kapının açılma sesi ile Evin, salıncaktan fırlayıp avlunun korkuluklarına dayandığında Mirza'yı gördü.

Gelmişti işte..
Günlerdir beklediği, kendini harap ettiği adam gelmişti..

Koşarak indi onlarca merdiveni. Yanından geçtiği Yunus, ne olduğunu anlayana kadar Evin, avluya inmişti.

Herkes yerinde duruyordu, kimsenin kılı kıpırdamıyor, gelecek olan fırtınayı, esecek olan poyrazı bekliyorlardı sanki.

Evin, avluya indiğinde yavaşladı adımları, ağır ağır ulaştı Mirza'ya. Hissizleşmiş yüzü ve soğuk sesi ile sakince sordu sorunu;

- Neredeydin?

Mirza, sessizliğini korurken Evin, Mardin'i sallayacak şiddette bağırarak sordu bu sefer;

- Neredeydinnnn?

Cevabını bekleyemedi Evin, yaşadığı üç gün, yıpranan sinirleri beklemesine fırsat vermedi.!

Ellerini yumruk yapmış şekilde Mirza'nın göğüsüne vurmaya başladı. Feryadı dilinde, isyanı yumruklarında bağıra bağıra döktü içindekileri..

- Neredeydin sen? Ben burada ızdırap çekerken, sen neredeydin? O salıncağın üzerinde, günü gece, geceyi gün yaparken sen neredeydin?

Beni uykumda bırakıp giderken, uyandığımda neler hissedeceğimi düşünmezken, neredeydin? Üç gün, koskocaman üç gün sen neredeydin Mirzaaaa..

Evin, yorulan kollarını indirdi, ağlamaktan kızarmış gözleri ve siyaha çalmış göz altları ile Mirza'ya baktı. Bağırmaktan kısılan sesi ile son kez sordu;

- Neredeydin Yusuf Mirza Saraçoğlu?

Sorusunu sorduktan sonra, bu yükü daha fazla kaldıramayan Evin, yere yığılacakken Mirza, hava da yakaladı.

Kucakladığı gibi, çardakda ki koltuğa yatırdı. Yaralanmış aslan gibi bağırmaya başladı..

- Evinn.. Evinn.. Evinamın aç gözlerini kurban olayım aç gözlerini..

Vanilya Kokusu (Tamamlandı) Where stories live. Discover now