28- Acı

370 26 3
                                    

Her yaşadığımız bir dersti bize! Önemli olan, bu yaşanılanlardan ders çıkarmaktı aslında.

Fakat insanoğlu, nankörlüğü severdi. Kimisi ders çıkarırdı yaşadıklarından, kimsi anlamazdı bile.

...

Evin, dersini almıştı. Her şey, onun toz pembe gözlüklerinden baktığı gibi değildi. Üç gün olmuştu, koskoca üç gün.

Mirza, o gece konağa gelmemişti. Sonraki günler de gelmiş, ama Evin'e bakmıyor, konuşmuyordu bile.

Vardı, fakat yok gibiydi. Konakta sert rüzgarlar esiyor, Mirza sürekli poyraza biniyordu.

Bir keresinde Mirza, poyrazı dört nala koştururken Evin, onu gizlice izliyordu.

'Poyrazın üzerinde ancak fırtına olursun' dedirtiyordu adete Mirza.

Gözünün yaşı dinmiyor, bebeğinin sevincini yaşayamıyordu. O gece öğrenmişti hamile olduğunu, ama yaşadıkları olaydan sonra, ne Mirza'ya söyleye bilmişti, ne de bir başkasına.

...

Mirza, şirkete gidip geliyor, sessizlik yemini etmişçesine susuyordu. Şirkette ise sürekli durmaksızın çalışıyor yaklaşan ihaleye hazırlanıyordu.

Yine bir gün dosyalara boğulmuş, etrafındaki bütün seslere kapatmıştı kendisini.

Masasın da biraz sonra gireceği toplantının son kontrollerini yapıyordu Mirza. Odasının kapısı aniden açıldı, kafasını kaldırdığın da ise, gördüğü manzara kaşlarını çatmasına sebep oldu.

Kapıdan içeriye önce bir adam, ardın da ise, adamı durması için ikna etmeye çalışan sekreteri Selin girdi.

Ayaklandı Mirza, Selin durumu anlatmaya çalışırken Mirza;

- Tamam Selin, sen çıkabilirsin..

Diyerek sekreterini yolladı. Ardından adamın gevşek tavırlarına sabır çekerek adam doğru döndü.

Adam gayet gevşek tavırları ile masanın önünde duran koltuklardan birine oturdu ve bacak bacak üstüne attı.

Mirza, adama doğru ilerleyip boğazını temizledi ve oldukça sert çıkan sesi ile konuştu;

- Kimsiniz? Odama bu şekilde girme cürretini nereden aldınız?

Adam, gevşek olan tavırları yetmezmiş gibi bir de buna gevşek konuşmalarını ekledi ve oturduğu yerden Mirza'ya elini uzattı .

- Aa.. Mirza'cım bu ne kabalık?
Tanışırız, yeter ki sen iste.
Ben Cemal..
Yarın gireceğin ihalenin bir diğer talibi.

Aa.. Çok özür dilerim Mirza'cım yanlış bir konuşma yaptım, hemen düzeltiyorum.

Yarın gerçekleşecek olan, ama senin girmekten vazgeçtiğin ihalenin, bir diğer talibiyim.
Cemal.. Cemal Kozan..

Mirza, sabır çekmeyi bırakmış, zaten bitik durum da olan sinirlerini komple bitirmişti ve adamın yakasına yapışarak konuştu;

- Ne diyorsun lan sen? Ayarlarım zaten kaçmış, seninkini de kaçırmadan defol git buradan.

Sözlerinin bitimin de adamı odasının kapısan doğru fırlattı. Yerden kalkan adam üzerini düzeltti ve gevşek hareketlerine devam ederek konuşup odadan çıkıp gitti;

- Ben söyleyeceğimi söyledim Yusuf Mirza Saraçoğlu, o ihaleye girmeyeceksin! He olur da girersen, olacaklardan ben sorumlu değilim!

...

Akşam olduğun da herkes yemek masasın da toplanmış bir Evin yoktu. Rüstem bey, gelinin yokluğunu fark etmiş, fakat karı koca arasına girmemek adına Mirza'ya değil de Dilek'e sorunu yönelmişti;

Vanilya Kokusu (Tamamlandı) Where stories live. Discover now