17- Asmin

451 30 5
                                    

Yanan canlar, acısı dinsin diye bekler! Ama kimi acılar vardır ki, ne acısı diner, ne sızısı geçer!

Gülüşlerimiz ile örtmek isteriz çoğu zaman bu acılarımızı! Bu yüzdendir ki, hep söylenir ya;

' Çok gülen insanlara iyi davranın, çünkü onlar yalnız kaldıkların da ağlarlar'

...

Fıratın kenarın da oturmuş, fıratı izleyen Kerem, kendinden geçmişti adeta.

Arkasın da onu izleyenlerden habersiz, yasını tutuyordu. İçindeki acı, ilk gün ki gibi taze, ilk gün ki gibi diri duruyordu.

...

Mirza, Enes ile olan konuşmasının ardından alelacele durumu anlatmış ve hep birlikte fırata gelmişlerdi.

Hamile olduğu için Dilek evde kalmış, Evin'de Elvan'ı uyandırıp ayak üstü durumu anlatmış, Dilek'in yanında Elvan'ı bırakmışlardı.

Fıratın kıyısına gelen Mirza'lar arabadan koşarak indiler. Mirza, soluğu Enes'in yanında aldı ve sık solukları arasın da sordu;

- Nerede? Bir şey yapmadı dimi?

Enes, kafasını sağa sola sallarken, aynı zamanda da Kerem'in oturduğu yeri göstererek konuştu;

- Hayır.! Saatlerdir orada oturuyor ve fıratı izliyor.! Ben olası bir durum için seni aradım. Konaktan çıktığımız da pek iyi gözükmüyordu, ben de tek kalmaması için takip ettim buraya geldi.

Saatler geçti, Kerem öylece orada bekledi. Ben de daha fazla beklemeden seni aradım.

Mirza, derin bir soluk aldı, elinin birini Enes'in omuzuna koyarak cevap verdi;

- Eyvallah kardeşim..

Bir süre daha uzaktan izlediler Kerem'i, daha fazla dayanamayan Mirza, yanına doğru ilerledi.

Oturdu arkadaşının yanına. Kerem, fark etmişti Mirza'nın gelişini, arkadan gelen ayak seslerine bakılırsa diğerleri de buradaydı.

Konuşmadılar bir süre, kimseden ses çıkmıyordu. Nefes almayı unutmuşçasına.!

Geçen uzun zamanın ardından Kerem, Evin'e seslendi;

- Evin yenge.!

Evin, ona seslenmesi ile şaşırmış olsa da kendini anında toparlayıp, titreyen sesi ile en içten şekil de cevap verdi.

- Efendim yengem..

Gülümsedi Kerem, ne güzel kalbi vardı bu kızın. O sesi nasıl titriyordu öyle, cevapladı Evin'i;

- Fırat türküsünü bilir misin yenge?

Evin, duyduğu türküden sonra titreyen çenesini durdurmaya çalışarak cevapladı Kerem'i;

- Bilirim yengem!

Başını salladı Kerem, gözleri fırata bakarken, ellerini oturduğu taşların üzerine koydu konuştu;

- Söyler misin yenge?

Evin, Kerem'in görmediğini bildiği halde, salladı kafasını onaylarcasına.

Derin bir nefes çekti ciğerlerine, ardından zaman zaman ağladığından olsa gerek, dağılan sesi ile döktü dilinden fırat türküsünü.!

( Türkü Sözleri)

Şu Fırat'ın suyu akar serindir oy oy
Ölem ölem derdo ölem akar serindir oy oy

Yarimi götürdü kanlı zalımdır ölem ölem
Kanlı zalımdır nasıl gülem oy oy oy

Vanilya Kokusu (Tamamlandı) Where stories live. Discover now