Tehlikeli Yakınlaşma [BXB]

|65|

Medya Cengiz'in annesi. Bunu editleyen ve instadan bana atan bebeğe teşekkür ediyorum.

*

Birbirine karışmış nefesler, adeta yapışan bedenler kırışık saten çarşafın üzerinde büyük bir aşk ateşi ile sevişiyorlardı. Bir otel odasında gününü gün etmiş sevgililerin zevkten gözleri dönüyordu. İçilmiş şarap şişeleri, yenmiş yemek ve yere saçılmış kıyafetler...

Üzerindeki adamın boynuna kollarını sıkıca dolarken içine giren penisini sert vuruşu alt dudağını zevkle ısırmasına neden oluyordu. Esmer adam, altındaki çocuğun dalgalı saçlarını eliyle çekiştirirken en derinlerine inmek istermiş gibi açlıkla sikiyordu. Öylesine muhteşem hissediyorlardı ki, tarifi mümkün değildi.

Çıplak bedenleri terden nemlenmişti. Ahmet dudaklarını çocuğun dudaklarına bastırdığında sevişmeye ara vermeden öpüşmeye devam ettiler. Aletini saran deliğin sıkı duvarları onu orgazmın eşiğine getiriyordu fakat bu zevki daha fazla yaşamak için kendini boşalmamak adına zor tutuyordu. Hele ki sevdiği şu an yanında ve koynundayken aldığı hazzın tarifi yoktu. Uzun süredir birbirlerine açlardı, özlem dolulardı.

Cengiz'in doğum günü için sürpriz yapan adam çocuğu gerçekten şaşırtmıştı. Cengiz böyle bir incelik beklememişti ondan açıkçası. Hatırlamasına bile şaşırmıştı. Kendisi yirmi bir yaşını kutlamayı düşünmezken, Ahmet'in onu sürpriz bir şekilde geceyi geçirmek için getirdiği otel odasındaki süslü odayı görünce itiraf etmeliydi ki inanılmaz hoşuna gitmişti ve mutlu olmuştu.

Bu günlerde iyi hissetmeye çokça ihtiyacı olduğu dönemde iyi gelmişti açıkçası. Ona karşı olan kırgınlığı içten içe devam etse de buna direnemiyordu. Kendini inanılmaz yalnız ve bunalımda hissettiği bu dönemde tutunacak dal olarak bu adamı gördüğü için küs kalamıyordu. Zaten Cengiz, Ahmet'e hiçbir zaman tam anlamıyla küs kalamazdı ki.

"Mmh," Adamın ağzından iştahlı bir inleme çıktı. Emdiği dudakların tadı öylesine lezzetliydi ki doyamıyordu.

"Ahhh, orası evet." Öpücüklerin arasından mırıldanan Cengiz kafasını geriye atmış, tatlı noktasına çarpan penisin verdiği hazzı iliklerine kadar yaşıyordu.

Son kez çocuğun dudaklarına öpücük kondurduktan sonra hafif kafasını geri çekip onun tatlı noktasına asılmaya başladı. Altında kıvranan beden ona yardımcı olmuyordu, boşalacaktı.

"Geleceğim." dedi, bu sırada durduramadığı inlemeleri dilinden dökülmeye başlamıştı Ahmet'in.

"Biraz daha."

Zevkle gözlerini kapatmış avuç içinde çarşafı sıkan çocuğun dalgalı saçları başının altındaki yastığın zeminini okşarken zevkle söylenmişti. Bu görüntü karşısında zevkten titreyen penisi mümkünmüş gibi daha da sertleşti adamın.

"Cengiz seni sabaha kadar çok fena sikerim bak böyle yapmaya devam edersen."

"Sik." dedi çocuk zevkle kıvranırken. "Nefesimi kes."

Adamın göğüs kaslarındaki, boynundaki ve kollarındaki damarlar şişmişti. Siyah saçları sağınıktı, esmer teninden süzülen ter damlaları kasıklarına doğru akıyordu.

Dişlerini sıktı Ahmet, bu çocuk fena zorluyordu kendisini. Böyle altında kıvranmaya devam ederse elinden kaza çıkacaktı.

Cengiz adamın elini bileğinden yakalayıp ağzına götürdü ve parmaklarını ağzına alıp iştahla emdi.

Kara gözler kendisine zevkten yaşlanmış ve kısılmış gözlerle bakan çocuğun parlayan kahvelerindeydi.

"Bakma şöyle yatağa gömeceğim yoksa." dedi adam sikmeye devam ederken.