16./Yine de sen bir zamanlar

12K 1.5K 4.3K
                                    

16. bölüm: "Yine de sen bir zamanlar"

"Ben bir ilham perisi değilim. Ben bir insanım. Siktiğimin hikâyesinin sonu."
-Daisy Jones ve The Six, Taylor Jenkins Reid

———-

Taehyung'un hayatında bu kadar hız yaptığı, kuralları çiğnediği bir an olmamıştı. Makas atarak gittiği yolda her arabanın korna sesini ayrı ayrı işitiyor, hepsinden bambaşka bir küfür öğreniyordu. Otoyola girdiği anda arabanın bütün kapasitesini kullanarak gaza bastı. Hız yapmaktan hoşlanan bir adam değildi. Ne zaman hız yapsa yüreği yerinden çıkacakmış gibi hisseder, kendisine veya birilerine zarar vermekten korkardı. Bugün korkularıyla yüzleştiği o gündü çünkü hem kendisi hem de çevresindekiler çoktan zarar görmüşlerdi.

Hızı iki yüzü aştığında Jungkook'un seyir halindeki aracını görebilmişti. Kornaya abandı. "Jeon Jungkook, sensin! Az önce doğru gördüm. Şerefsiz herif... Bunu nasıl yapabildin?!"

Önce arkasından onu takip etti. Plakayı okuyabilecek kadar yakındı. Jungkook, Taehyung'un kullandığı arabayı daha önceden hiç görmemişti. Bu yüzden farkında olmadan bu yabancı arabanın kendisine yaklaşmasına izin verdi. Sol aynadan baktığında hızla yan şeride geçen aracı fark etti. Bu kadar hızlı sürerken sinyal vermeden şerit değiştiriyorsa ya aklını kaçırmıştı ya da Taehyung'un bizzat kendisiydi.

Ne yazık ki iki seçenek de doğruydu.

Taehyung aklını yitirmiş gibi araba kullanıyor, Jungkook'a yetişmeye çalışıyordu.

Jungkook, hızla yaklaşan aracı Taehyung'un kullanıyor olmasından şüphelendiği için hızını arttırdı. Yine de yeterli olmadı. Hızını arttırmak konusunda biraz geç kalmıştı. Artık Taehyung'un sürdüğü araba hemen yanındaydı. Jungkook kafasını çevirdiği anda öfkeden deliye dönmüş olan adamın suratını gördü.

Aptal gibi davranmaya karar verdi. Bakışlarını yola çevirdi ve ona yol vermek istemiyormuş gibi hızını biraz daha arttırdı. Taehyung ise tek eliyle telefonuna uzandı. Onu güzel rüyalarından sonra aramalıydı. Böyle olmamalıydı. Yine kavga ediyor, birbirlerini kışkırtıyorlardı. Oysaki denizde baş başa geçirdikleri o günden sonra aralarının iyi olması gerekirdi...

Tek eli direksiyonda olan Jungkook, telefonuna uzandı ve aramayı cevapladı. "Neden beni takip ediyorsun? Sapık olduğunu düşünmeye başlayacağım."

"Sen yaptın! Seni gördüm! İzliyordun... Bizi izliyordun."

Taehyung arabayı kullanıyor gibi değildi... Daha çok koşarken Jungkook'u aramış gibiydi. Nefes nefeseydi. Öfkeden göğsü sıkışıyordu.

"Neden bahsettiğini bilmiyorum." Jungkook sakinlikle cevaplıyordu. "Sen iyi misin?"

"Kes şunu kes!" Taehyung telefonda avazı çıktığı kadar bağırıyordu. "Suçlu değilsen hızını düşür."

"Ne suçu?"

"Jungkook, yangını sen çıkartmadıysan hızını düşür!"

"Ne yangını?"

"Seni elime geçirirsem..."

"Ah, arabayı park ettiğim bölgede bir yangın vardı. Tabii... Hatırladım. Neden benden şüphelendin ki?"

"Dünyayı umursamıyormuş gibi sigara içen tek kişi sendin! Herkes itfaiyeyi arıyor, yardım etmeye çalışıyordu. Bir tek sen... Sadece sen yaptığın kötülükle gurur duyuyordun."

"Bekle..." dedi ve kahkaha attı. "Kötü olan ben miyim Taehyung?"

"Ya içeride birisi olsaydı?"

"Herkesin dışarı çıktığını gördüm."

Do It For Love | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin