26./Şimdi benim ikinci evim oldu

8.6K 1K 2K
                                    

26. bölüm: "Şimdi benim ikinci evim oldu"

"Demokrasi krallıktan iyidir, krallık hiçbir şeyden, hiçbir şey diktatörlükten." -Nabokov

——-

Sandıklar teker teker açılıyor ve şehir merkezinde sonuçlar yayınlanıyordu. Su Jeong öndeydi. Her zamanki gibi. Tam da tahmin edildiği gibi...

Bütün televizyon programları seçimler dolayısıyla iptal edilmişti. İnsanlar trafiğe kilitlenmişti çünkü Su Jeong'un ikinci kez lider seçildiğinde nasıl bir konuşma yapacağını merak ediyorlardı. Akın akın Su Jeong'a doğru gidiyorlardı. Diğer partiler ya hiç ya da çok az oy alıyorlardı.

Tamamen umutsuz.

Şehirde hükümet karşıtları için hiç umut yok.

Taehyung, seçim sonuçlarının açıklandığı akşamı evde geçirmeye karar vermişti. Başında müthiş bir ağrı vardı. Günlerce havasız kalmış gibi bir ağrı... Parmaklarıyla şakaklarını ovuşturuyor, bilinmeyen bir güçten yardım dileniyordu. Gözleri televizyon ekranındaydı. Liderlik seçimleri umrunda değildi. Sadece elçilik seçimlerinin sonuçları için bekliyordu.

Açılan her sandıkta yüreği ağzına geliyordu. Yüzdelik dilimleri takip ederken matematiğe çiftlikteki öğrencilik senelerinden daha hakimdi. Şu kadar oy alırsa kesin kazanır, diye düşünüyor; kendince bütün ihtimalleri hesaplıyordu.

Bir tarafı umutlanmaması gerektiğini söylüyordu. Sonuçta Jungkook, ses kayıtları yüzünden tehlikedeydi.

Diğer tarafı ise hiperaktif bir çocuk gibi azgındı. Yerinde duramıyordu. Bacaklarını sallıyor, sürekli kıpırdanıyor; Jungkook'un bir kez elçi olduğunu görebilmek için delice heyecanlanıyordu. Bir ara ayağa kalktı. Evin içini turladı. Eliyle, kalbini sakinleştirmek için, göğsünü okşadı. Derin nefesler almaya çalıştı. Tehlike kelimesi kafasının içinde bir alarm gibi rahatsızlık verecek biçimde yankılanıyordu. Jungkook şimdi başarılı olsa bile Su Jeong onu mahveder diye düşünüp kendi umutsuzluğun en derin kuyularına atıyordu.

Yine de ekranda oy sonuçları açıklanmaya başladığında gözyaşlarını tutamadı. Jungkook'un Veniet Bölgesi'nin yeni elçisi olduğunu televizyon kanalları eski bir miting görüntüsü kullanarak açıklamışlardı. Taehyung iki eliyle önce ağzını kapattı ve çığlığını bastırdı. Ardından sekerek telefonuna doğru ilerledi. Elleri titriyordu. Telefonu düşürdü. Sonra yerden alıp Jungkook'u aradı.

Telefon çok uzun bir süre çaldı.

Taehyung böyle önemli bir anda ona ulaşmanın çok zor olacağını zannetti. Sonuçta elçi seçilmişti. Liderden sonra onun da konuşma yapması gerekiyordu. Belki şimdiden konuşma metnini ezberlemeye girişmişti.

Hafiften yağmur yağmaya başladı. Cama isabet eden damlacıkların gürültüsü televizyonun sesine karışıyordu.

Taehyung, kulağına dayadığı telefonla birlikte pencereye koştu. Pencereye düşen yağmur damlalarını izlemeye koyuldu. Jungkook cevap vermeyince telefonu tutan eli, güçsüzce yanına düştü. Pencereden dışarıyı izlemeye devam ederken televizyondan gelen sesi de dinliyordu. Su Jeong konuşma yapıyordu. Halkıyla birlikteydi. İşte şehrin gerçeği buydu. Kurulan hayaller bir yere kadardı. Demokrasi dünya üzerindeki en iyi yönetimdi ancak o da insan icadıydı, karanlık ve kusurlu çok yönü vardı. Taehyung bir birey olarak sandıktaki oyunun yetersiz ve anlamsız olduğunu düşünüyordu.

Yağmur, sağanak yağışa dönüştü. Televizyondaki Su Jeong'a bir şemsiye tutuldu ancak rüzgar, şemsiyeyi itiyordu. Su Jeong ve taraftarları doğaya karşı direnseler de bu kutlama fazla uzun sürmeyecekti.

Do It For Love | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin