Bağlanma

33.1K 1.8K 319
                                    

Uykudan uyanıp gözlerimi açtım ve komodinin üzerinde duran saate baktım. Saat akşam altıyı gösteriyordu. Bu demekti ki bayağı çok uyumuştum. Yatakta gerinip kendimi oldukça zinde hissederek ayağa kalktım.

Banyoda işlerimi halledip üzerime kot pantolon ve siyah bir tişört giyerek aşağıya indim. Ev boştu. Ama dışarıdan sesler geliyordu.

Kapıyı açıp dışarı çıktığım anda, Cenk dahil herkesin burada olduğunu gördüm. Hepsi bir konu hakkında hararetli bir şekilde tartışıyorlardı. Yerde de hareketsiz şekilde yatan biri vardı.

Meraklı bir ifadeyle "Burada neler oluyor böyle?" diye sordum.

Cenk "Ben de tam seni uyandırmaya geliyordum. Omegalar ormanda devriye gezerken, bu adamı saldırıya uğramış bir şekilde bulmuşlar," dedi.

Adamın yaralarına bakmak için yanına gittim. Sarı saçlarının bazı yerlerine kan sıçramış ve kızıla dönmüştü. Giydiği yeşil gömleğin ön tarafı parçalanmıştı. Parçalanan yerden göğsünden bir parça et koparıldığı görünüyordu. Yaralanan bölgenin rengi koyulaştığı halde, kan sızmaya devam ediyordu. İşin ilginç yanı göğsündeki et parçasının bir pençeyle koparılmasıydı. Vücudunda da tırnak izleri vardı. Adam vahşi bir hayvan tarafından saldırıya uğramıştı.

Üzerine eğilip yarasını kokladığım anda et ve kanın kokusuyla birlikte, kurt kokusunu da aldım. Ama bu koku, bizim sürüden birine ait değildi.

Ayağa kalkıp herkesin gözlerinin içine sırayla baktım.

"Bizim sürüden olmayan bir kurt tarafından saldırıya uğramış. Adama likantropi virüsü bulaşmış olabilir. Vücudu sağlamsa yakın zamanda kurda dönüşecek," diyerek edindiğim ilk izlenimi aktardım.

Kuzey ukala bir şekilde gülümsedi. "Onun biz de farkındayız. Kendi aramızda sen görmeden adamı öldürelim mi yoksa sana söyleyip iyileşmesine izin mi verelim?" diye tartışıyorduk.”

Adamın bir kurtadama dönüştüğünde sürüme uyum sağlayıp sağlamayacağını bilmiyordum. Ama sonuçta Cenk için de daha önce böyle bir karar alınmıştı ve şimdi sürümüzün betası olarak görev yapıyordu.

Doğu yanındaki diğer üç erkeğe baktı. "Bence Umay adamın ölmesine izin vermeyecek."

Batı "Sana hayır izin verecek diyerek, bahse girmek isterdim ama ben de senin gibi düşünüyorum dostum," dedi.

Gözlerimi kıstım ve onlara baktım. "Açık kitap gibiyim galiba. Ben adamı iyileştirdiğimde buraya uyum sağlamazsa gitmesine karar veririz," dedim.

Cenk, kendinin de bu şekilde hayatta kaldığının bilinciyle "Bu sürünün lupası sensin, neyi emredersen onu yapacağız," diye bana olan bağlılığını tekrar dile getirdi.

Yere eğildim ve bilinçsizce yerde yatan adamın göğsündeki yaranın üzerine elimi koydum. Elimin hızlı bir şekilde ısınmasıyla yara da iyileşmeye başladı. Artık iyileştirme yeteneğimi devreye sokmak için beklemek gerekmiyordu. Sahip olduğum yeteneklerin ve gücün seviyesinin arttığını hissediyordum.

Yaranın tamamen kapanmasıyla birlikte adam yattığı yerde kıpırdanmaya başladı. Ayağa kalkıp karşısında dikilmeye devam ederek iyice kendine gelmesini bekledim.

Bir süre sonra gözlerini kırparak açtı. Bir kaç saniye bana bakıp güçsüz bir şekilde "Cennette miyim ben?" diye sordu.

Ona sakin bir şekilde kendimi tanıttım. "Ay Işığı Sürüsü'nün topraklarındasın. Ben Umay.”

Adam kendini zorlayarak doğrulmayı başardı. "Ne oldu bana? Niye buradayım?"

Anlaşılan adam geçici olmasına dua ettiğim bir bilinç kaybı yaşıyordu. Onun hatırlamasına yardımcı olmak amacıyla "Omegalarım seni yaralı bir şekilde ormanda bulmuşlar. İyileştirmem için de bana getirmişler," dedim.

Sürünün Lupası (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin