Doğum & Özel Bölüm

29.8K 1.7K 250
                                    

Bağlanma törenimiz üzerinden tam 74 gün geçmişti. Kuzey her zamanki gibi yapacağını yapmış ilk geceden beni hamile bırakmıştı. Şimdi yavrularımızı kucağa almak için heyecanla bekliyorduk.

Biz Lukoilerde hamilelik süresi, insan kadınların hamilelik süresi gibi dokuz ay boyunca sürmüyordu. En fazla iki buçuk ayda yavrularımızı kucağımıza almış oluyorduk. Bu süre bazı hamile kurtkadınlarda iki aya kadar inebiliyordu.

Annem ve babam beraber çıktıkları ikinci balayından yeni dönmüşlerdi. İkisi de bir an önce torunlarını görmek için sabırsızlanıyordu. Annem benim doğum yaptığım günü rüyasında gördüğünden, balayından dönmek için son güne kadar beklemişti.

Annemin rüyasında gördüğüne göre bir saat içinde yavrularımı kucağıma alacaktım. Sancılarım iki saat önce başlamıştı. O zamandan beri yatak odamızda her sancı geldiğinde ondan destek almak için Kuzey'in ellerini sıkıyordum. Zavallının elleri benim yüzümden yara bere içinde kalmıştı.

Doğumumu sürümüzün ebesi ve en yaşlı kurtkadını Dolunay Ana yaptıracaktı. Sürünün kadınları doğum yaparken kendilerini ondan başka kimseye emanet etmezdi. Annem de Dolunay Ana'ya doğum esnasında yardımcı olacaktı.

Annem Kuzey'e "Alfam, doğum birazdan başlayacak, sen dışarı çık istersen. Yavrular doğunca sana haber veririz," dedi.

Kuzey her zamanki gibi inatçıydı. "Kimse beni eşimin yanından gönderemez. Doğum bitene kadar burada bekleyeceğim," dedi.

Acıdan inleyerek "Ahhh!! Sevgilim sen çık istersen. Ahh!!! Hem Doğu ve Batı seni merak etmiştir," dedim.

Kuzey endişeli bir sesle "Emin misin Umay? Senin acı çekmeni engelleyemiyorum ama en azından burada kalıp elini tutabilirim," dedi.

Ona, "Ahhh!! Evet eminim. ÇIK DIŞARI KUZEY!" diye bağırarak karşılık verdim.

Bana "Tamam canım. Sen yeter ki sinirlenme, ben hemen kapının önündeyim," diye cevap verdi.

Kuzey dışarı çıkar çıkmaz Dolunay ana "Doğum başlamak üzere lupam. Şimdi bütün gücünüzle ıkınmanızı istiyorum," dedi.

Dolunay Ana'nın söylediklerini yapmak için tüm gücümle ıkınmaya başladım. İlk yavrum beni fazla uğraştırmadan hemen geldi. Odanın içinde bir ağlama sesi duyuldu. Annem sevinçle "Bir oğlun oldu kızım," dedi.

Dolunay ana göbek bağını keserek temizlenmesi için oğlumu anneme verdi.

Kısa bir aranın ardından yine sancılarım artmaya başladı. Dolunay Ana yine tüm gücümle bebeği itmemi söyleyince ikinci doğumum da çabucak gerçekleşti.

Annem "Bir oğlun daha oldu kızım. Oğullarının ikisi de babasına benziyor, onun gibi siyah saçlı siyah gözlü," dedi.

Babasına benzeyen iki bebek sahibi olmuştum. Tanrıçalardan başka ne isteyebilirdim ki?

Sancılarım tekrar başlayınca kısa süre içinde bu sefer kızım dünyaya geldi. Diğer dişi yavrum da kardeşini çok fazla bekletmek istemediğinden fazla zaman geçmeden kardeşini takip etti.

Annemin söylediğine göre dişi yavruların ikisi de bana benziyordu. Onların da beyaz saçları ve kehribar rengi gözleri vardı. Kuzey'le ikimiz kendi kopyalarımızı dünyaya getirmiştik. Yorgun ama çok mutluydum.

Yavruların dördünün temizliği yapılarak kundaklarına sarıldı. Ele avuca gelene kadar yavruların üzerinde kundaktan başka hiç bir şey olmayacaktı.

Doğum işi bitince annemin yardımıyla duş aldım ve üzerime uzun kırmızı bir elbise giydim.

Hazır olduğumda beşiklerinin yanına gittim ve yavrularımı kokladım. Hepsinin kokusu birbirlerinden farklıydı. Artık bir anneydim ve dünyanın en güzel kokularına sahip olan yavrular benimdi. Dünyada en sevdiğim koku olan Kuzey'in orman kokusu, bebeklerimin kokusundan sonra artık son sıraya yerleşmişti.

Sürünün Lupası (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin