Yeni Gelenler

25K 1.5K 81
                                    

Kahvaltımızı yapar yapmaz yeni gelenleri görmek için alana gittik.

Yeni gelenlerin hepsi bir grup oluşturmuş kendi aralarında sohbet ediyorlardı. Cenk de onlara eşlik ederek bizim gelmemizi bekliyordu.

Sürü üyeleri ise ikili üçlü gruplar halinde hem kendi aralarında konuşuyor hem de yeni gelen kurt adam ve kadınları uzaktan inceliyordu.

Henüz kimseyi tanıyıp güvenmedikleri için de alanda oyun oynayan çocuk bulunmuyordu. Hepsi büyük ihtimalle vereceğim kararın sonucuna göre çocukların alana çıkmasına izin verecekti.

Yeni gelenlerin yanına yaklaştım ve "Hoş geldiniz," dedim.

Benim sesimi duyunca kendi aralarında konuşmayı bırakarak tüm ilgilerini bize yönelttiler.

Hepsi başını sallayarak selamıma karşılık verirken, aralarından biri grup adına konuşur gibi selamımı aldı. "Hoşbulduk."

Konuşan kişi, pahalı olduğu üzerindeki duruşundan belli olan koyu renk keten pantalon ve krem rengi bir gömlek giymişti. Düzgünce taranmış kısa kahverengi saçları ve ela gözleriyle bir sürüye değil de, bir şirketin patron koltuğuna ait gibi görünüyordu.

Biz sırayla onların dış görünüşlerine bakarken, onlar da aynı şekilde merakla bizi inceliyordu.

"Ben Ayışığı Sürüsü'nün lupası Umay. Cenk'le yani sürümüzün betasıyla tanışmışsınız zaten. Bunlar da sürümüzün komutanı Kuzey ve benim korumalarım Doğu ve Batı."

İsmini söylediğim başıyla selam vererek kendini tanıtıyordu.

"Cenk bana sizin sürüye katılmak için geldiğinizi söyledi. Neden bize katılmak istediğinizi öğrenebilir miyim?"

Daha önce grup adına selamımı alan kişi öne çıktı. "İsmim Alp. Biz doğuştan değil, serserilerin saldırısı sonucu likantropi virüsü kaparak kurt adama ve kurt kadına dönüştük. Benim geçen gece yaktığınız eski fabrikanın beş kilometre ilerisinde bir çiftliğim var..."

Konuşmasına daha fazla izin vermeden hemen araya girdim.

"Bir dakika, fabrikayı bizim yaktığımızı nerden biliyorsun?"

Alp büyülenmiş gibi gözlerimin içine bakarak konuşmaya devam etti. "Çünkü seni gördüm. Sen o gece insan formundaydın. Saçların geceyi aydınlatan bir fener gibi parlıyordu. O halinle kurt formunda gezerken dikkatimi çektin. Seni uzaktan izlemeye başladım. Fabrikadan içeri girmeden önce sadece ellerini kurt pençesine çevirdin ve o iki serseriyi acımasızca öldürdün. Bunu yaparken kendinden emin ve çok güzel görünüyordun. Hayatım boyunca gördüğüm en muhteşem görüntüydü bu."

Kuzey daha fazla dayanamadı ve boğazından güçlü bir kükreme sesi çıkarıp sinirli bir şekilde Alp'in yanına yaklaştı. İki eliyle Alp'in gömleğini avuçlayıp onu sarsmaya başladı. Bir yandan da "Umay benim ilerde eşim olacak. Bunu o kalın kafana iyice sok. Daha sürüye kabul edilmeden seni öldürmemi istemiyorsan konuşmalarına dikkat edeceksin," dedi.

Araya girip Kuzey'e müdahale etmeden Alp'i sarsmasını seyrediyordum. Bu şekilde tepki göstererek beni sahiplenmesi çok hoşuma gitmişti. Yine de memnuniyetim dışarıdan belli olmasın diye, yüzümdeki ciddi ifadeyi korumak için bayağı zorlanıyordum. Batı ve Doğu araya girdi ve Alp'i Kuzey'in elinden kurtarmaya çalıştılar.

Batı "Dostum bırak artık onu. Umay'ın sana ait olduğunu herkes biliyor," dedi.

Doğu ise "Yeni geldiği için onun hiç bir şeyden haberi yok. Şimdi o da öğrendi. Sakinleş artık," dedi ve Kuzey'i ikisi birden zorla Alp'ten uzaklaştırdılar.

Alp, Kuzey'den kurtulunca buruşan gömleğini elleriyle düzeltip, sinirli bir şekilde Kuzey'in arkasından bağırdı. "Onun üzerinde hiçbir hak iddia edemezsin. Daha ona bağlanmamışsın bile. Onda senin kokunu almıyorum. Hala kendisi gibi kokuyor," dedi.

Kurtlar birleştiği zaman, erkeğin kokusu dişiye sindiği için sürüdeki diğer erkek kurtlar artık onu rahat bırakırdı. Kuzey'le henüz birleşmediğimden diğer erkek kurtadamlar beni hala bekar olarak görüyordu.

Kuzey, Alp'in sözlerini duyunca Doğu ve Batı'nın ellerinden kurtulup tekrar Alp'in üzerine yürümeye çalıştı. Ama ikisi de gitmesine izin vermedi. Zorla da olsa onu alandan uzaklaştırdılar.

Alp'e hoşnutsuz bir şekilde baktım. "Ben bu sürünün lupasıyım. Benim hakkımda konuşurken kullandığın kelimelere dikkat edersen iyi olur. Lupasına saygı duymayan sürü üyesinin sonu iyi olmaz. Kuzey'de benim ilerideki eşim ve aynı zamanda sürünün komutanı. Ona karşı da gereken saygıyı göstereceksin."

Alp yaptığı hatanın farkına vardı. Yüzünde okunan pişmanlık ifadesi gerçek gibi görünüyordu. "O geceki hareketlerinizi gördüğüm anda, uzaktan size hayran olmuştum. Sizi böyle karşımda görünce de heyecanlandım ve dikkat etmeden konuştum. Sizi kırdıysam özür dilerim."

"Bir daha tekrarlanmaması şartıyla özrün kabul edildi. Devam edebilirsin. Seni dinliyorum."

"En son çiftliğimden bahsediyordum galiba. Bana virüs bulaştıktan sonra ailem benimle teması kesti. Babam çok zengin olduğu için bana orayı satın aldı ve beni kendi sosyal ortamından uzaklaştırdı. Muhtemelen tüylü bir yaratığa dönüşebildiğimden artık benden utanıyordu. Ben de hayatımın geri kalanını benim gibi likantropi virüsü kaparak dönüşen insanlara yardım etmeye adadım. Buradaki arkadaşlarımın hepsi benim gibiler. Hiç birisinin ailesi onları kabul etmedi. Hep beraber benim çiftliğimde yaşıyoruz. Öldürdüğünüz o serseriler sürekli çiftliğe gelip bizi rahatsız ediyorlardı. Kaç defa orayı basmaya çalıştılar ama çiftlikteki son teknolojik aletlerle onların gelişini erken fark ettim ve silahlarla onlara karşı koyduk. Artık öldükleri için çiftliğin içinde hapis hayatı yaşamak istemiyoruz. Bir sürünün parçası olmak ve kabul göreceğimiz bir yerde yaşamak istiyoruz."

Gruptaki diğerlerine dönerek hepsinin yüzüne sırayla baktım. "Buradaki herkes Alp gibi mi düşünüyor?" 

Sarışın, mavi gözlü, üzerinde siyah bir mini elbise bulunan oldukça güzel kız, "Adım Seren. Hepimiz Alp gibi düşünüyoruz. Artık kendi ırkımızla bir arada yaşamak ve güçlü bir sürünün parçası olmak istiyoruz," dedi.

Toplumda likantropi virüsü kapan insanlara karşı güçlü bir ön yargı vardı. Aileler yırtıcı bir hayvana dönüşen bu insanlara vebalı muamelesi yaparak yanlarından uzaklaştırıyordu. Doğamız gereği dört duvarın arasında yaşayamazdık. Bizim rahatça dönüşebileceğimiz ortamlara, kurt adam ve kadın olarak aralarına kabul edileceğimiz bir sürüye ve özgürce koşturup avlanabileceğimiz ormanlara ihtiyacımız vardı. Bilerek kendi ırkımdan birilerine hapis hayatı yaşatamazdım. Yine de onları iyice tanıyıp güvenene kadar hissettirmeden gözetim altında tutacaktım.

Bakışlarımı yeni sürü üyelerinin üzerinde gezdirdim.

"Ayışığı Sürüsü'ne hoş geldiniz."

Sürünün Lupası (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin