28

837 40 101
                                    

"Anne! Bu ne güzel sürpriz böyle. Hangi rüzgar attı sizi buraya?"

"Sen anlatacaksın onu bize küçük hanım."

"Anlamadım."

"İçeri al önce istersen bizi."

"Ah tabii geçin siz. Ben ocağı kapatıp geliyorum."

Mutfağa gidip Altay'a acil durum bakışımla sarıldım.

"Aşkım sanırım seni biraz kovmak zorundayım."

"Neden? Daha yemek pişmemişti bile."

"Biliyorum ama..."

Derin bir nefes aldım devam etmeden önce.

"Annemler geldi. Ciddi bir şey var. Anlamadım ama hislerime göre birazdan burada kıyamet kopacak."

Muzip bir gülümsemeyle beline sardığım elimi tutup üzerinde parmağını dolaştırdı.

"Hangi hislerine göre? Annelik hislerine göre mi?"

"Altay şaka yapmıyorum."

"Tamam işte, ben de selam vereyim bir kayınvalidem ve kayınpederime."

"Olmaz!"

"O niye?"

"Babam seni evimde görürse kıyameti koparır hemen şimdi."

"Biz nişanlıyız."

"Ona göre bu hiç önemli değil kaleci. Sen bu kapıdan çık, ben seni ararım sonra."

"Ocağı kapatmak bu kadar uzun sürmüyor Sevgi. Neredesin sen?"

"Görüşürüz sevgilim."

Altay'ı kolundan tuttuğum gibi mutfağın bahçeye açılan kapısından dışarı çıkardım.

"Sevgi!"

"Geliyorum anne."

"Nerede kaldın sen?"

"Fıstık'a mamasını verdim sonra hava bir soğudu gibi geldi de kapıyı kapattım."

"E hadi gel içeri, bekliyoruz seni. Üzerine de kalın bir şeyler giy, karnını soğuk tutma."

Ne alakaydı şimdi?

"Peki anneciğim."

Sonra biricik dostum, köpüşüme döndüm ve hazin sona yaklaştığımı gösteren yüzümle eğildim yanında.

"Bu kez ne gibi bir skandalın içindeyim bakalım Fıstık'cığım."

Başını okşayıp salona geçtim.

Tekli koltukların birine annem birine babam geçmiş ve bacak bacak üstüne atmış, kollarını birbirine bağlamış duruyorlardı.

"Hoş geldiniz canlarım da bu surat neyin nesi böyle ikinizde de?"

"Sen hiç magazin takip etmez misin?"

"Bugün hiç bakmadım. Yine ne olmuş? Tarkan yeniden baba mı oluyormuş?"

"Yok. Altay Bayındır ve nişanlısı Fenerium'dan bebek forması almış."

Başımdan aşağı kaynarsular dökülürken babamın da sohbete katılmasıyla iyice gerilmiştim.

"Ayrıca bir de çocuk eldiveni."

"Ha evet, öyle bir şeyler oldu."

"Ne gibi şeyler oldu Sevgi?"

"Şey anneciğim şöyle açıklayayım..."

Nasıl açıklayayım???

Şey anne biz Altay'la aylardır birlikteyiz. Her anlamda birlikteyiz, sokakta, evde, ıssız caddelerde ve yatakta...

"Ceyda hamileymiş."

Ceyda beni kıtır kıtır kesecek. 

Yavrum senin doğmanı çok isterdim ama ben çok büyük haltlar yiyorum galiba doğamayacaksın.

"Kimden?"

"Ay anne kimden olacak? Rıdvan'dan."

"Sizde iki doğma büyüme Beşiktaşlıya Fenerium'dan Jr.Bayındır yazılı forma ve eldiven aldınız öyle mi?"

Bunları da bir ikna edememiştik bizden olmaya. Hayır Rıdvan'ı iç güveysi de alırdık, hiç sorun olmazdı.

"Esprili olur diye düşündük..."

"Sevgi senin karşında çocuk mu var?!"

"Karşımda yok ama karnımda var!"

Ne olacaksa olsundu.

İşte bu kadar da ağzı sıkı bir insandım. Çat diye ötüvermiştim hemen.

"Neden önce bize söylemek yerine çocuk gibi elaleme malzeme vererek hareket ediyorsunuz acaba?"

"Makbule bile Kemal'im yapmaz derken biz Sevgi'miz yapmaz diyemiyoruz. Çünkü kızımız yerinde durmuyor ki. Ne yaptığından sadece televizyonlardan haberimiz oluyor. Bir sabah uyanıyoruz ünlü kaleciyle öpüşüyor, bir bakıyoruz o ünlü kaleciyle bebek kıyafeti alıyor... Ben de diyorum niye acele ediyor bunlar evlenmekte. Meğer sebepleri varmış da bizim ruhumuz duymamış."

"Anne yeter!"

Bir anda sözünü kesmiştim ağlamaya başlayarak.

Teşekkür ederim yavrucuğum sayende hormonlarım bir işe yaradı.

"İkiniz de geri dönün. Lafınızı söylediniz, kalbimi kırdınız, şimdi müsaadenizle yalnız kalmak istiyorum."

"Yok öyle şey küçük hanım. Çağır kaleciyle de bir hasbihal edelim."

"Bu kadar konuştuğunuz yeterli bence. Dediklerinizi ben aktarırım."

İkisi de sinirle kalkıp kapıya gittiklerinde içimdeki hırsla tekrar bağırdım.

"Ayrıca küçük hanım da demeniz fazlasıyla yersiz. Ben yetişkin bir kadınım ve ne yaptığımı, ne yaşadığımı biliyorum."

"O zaman kendi başının çaresine bakarsın bizsiz."

"Zaten şimdiye kadar da pek farkı yoktu. Sizin 'aman o ne der', 'aman bu ne der' den başka bir şey söylediğiniz yoktu."

Kapıyı çarpıp çıktıklarında üzerimden tır geçmiş gibi hissediyordum. 

Ellerimle karnımı sardım ve ağlayarak bebeğimin babasını aradım. Şu an bana ondan başka kimse iyi gelemezdi.

💙

İki gündür depresyonda gibiyim o yüzden biraz karıştırdım ortalığı sorry.





Kapının Ardında | Altay BayındırDonde viven las historias. Descúbrelo ahora