"Dünyanın en tatlış annesini arıyorum."
"Buyrun benim!"
"Hadi alışverişe gidelim."
"Ne alışverişi Cey?"
"Nişan alışverişim hayatım."
"Bugün olmak zorunda mı?"
"Evet!"
"Tamam tamam, sakin ol bağırma. Gebeyim ben, ağlarım susturamazsın."
"Aman ağlama aşkım hadi geliyorum yarım saate hazır ol."
"Görüşürüz."
Ah ah gençlik heyecanları işte. Biz de geçmiştik o yollardan.
Gören de sanar yıllar geçmiş aradan ama bir yıl bile geçmedi...
Ceyda geldiğinde montumu da üzerime alıp kapıdan çıktım. Arabaya bindik binmesine ama söylediği yerin tam tersine gidiyorduk.
"Nereye gidiyoruz Cey?"
"Uğramamız gereken bir yer var. Oradan hemen geçeriz dedim."
"Ay söyleseydin acele etmezdim önce oraya gidip sonra beni alırdın."
"Geçti artık, geldin bile."
Küçük stüdyo benzeri bir yerin önünde durmuştuk.
"Burada ne işin var senin?"
"Benim değil aslına bakılırsa, senin var. Ama tabii senin yanında ben de faydalanacağım."
"Hadi canım! Bunu da yapmış olamazsın değil mi?"
"Sadece ben değil, işin içinde kıvırcık da var maalesef."
"Ya cidden ağlayacağım şimdi."
"Sakın ağlama, Altay bana kızar sonra."
"Tamam tamam, ağlamıyorum. Ağlarsam makyajım akar. Rezil olurum gidemem içeri."
"E hadi! Bizi bekliyorlar içeride."
Stüdyoya girdiğimizde elim ayağım titriyordu.
Çocukları düşürmesem bari heyecandan.
İçeride gülüşme sesleri duyulurken birini diğerlerinden ayırt etmem daha kolay olmuştu. Kaleci bizden önce gelmişti haliyle.
"Selam beyler!"
"Hoşgeldiniz."
Ay az önce Uğurhan Özay bana hoş geldin mi dedi, bana mı öyle geldi? Ay bir de elini uzattı. Şimdi küt diye bayılıp gideceğim.
"Siz şaka mısınız?"
Evet ilk kurduğum cümle bu oldu.
Bulunduğumuz odada Uğurhan Özay, Oğulcan Ava ve tabii benim kaleci vardı. Ve hepsi bana gülüyordu şu an.
Hoay maşallah şampiyonlar ligi kadrosu gibi.
"Gülmeyin bayılmak üzereyim şu an ben."
"Aman güzelim, sen bir otur soluklan."
Çok seviyorum ben bu adamı ya!
-Sevgi'ye bir kurguda kaç kere seviyorum dedirtebilirim, oynat bakalım.-
"Altay'la biraz sohbet ettik de anlaşılan çok güzel şeylere vesile olmuşuz. Çok mutlu olduk sizin adınıza. Çok tebrik ederiz."
"Teşekkür ederiz."
Derin bir sohbete daldığımızda birden bana baktığını hissedip Altay'a döndüm. Dudaklarını oynatıp sessizce "İyi ki doğdun." demişti.
Bir anda Altay ayaklandığında az kalsın ayaklarına kapanıp gitmeyelim diye yalvaracaktım ama neyse ki gitmiyormuşuz daha.
Üç yaşında değilim, gebeyim ben.
"Şimdi biraz iş konuşalım."
"Ne işi aşkım?"
"Ben cevap vereyim buna."
Oğulcan lafa atladı ben merakla onlara bakarken.
"Şöyle ki Altay sana sürpriz olacağını söylediğinden tek kelime edemedik geldiğinizden beri ama ben şu an ilk defa kendimizden başka birine kayıt yapacağımız için çok heyecanlıyım."
"Kayıt?"
"İkinizi bizim şarkılardan birini söylerken kaydedeceğiz hatıra olacak. Ha çok beğenirseniz yayınlarız da hiç problem değil."
"Ama ben şarkı söyleyemem ki. Sesim bunun için hiç uygun değil."
"Sesi olan herkes şarkı yapıyor Sevgi hanım. Hiç merak etmeyin."
"Tamam, itiraz etmeyeceğim çünkü bu hayatımda yapacağım en şahane şey."
Çocuklarım siz bunu duymayın lütfen.
"O zaman neyi kaydetmek istediğinize karar verin ve başlayalım."
"Anamız Babamız Yok Deriz!"
"Madem!"
"Altay bu şarkıyı çocuklarımız da dinleyecek olmaz."
"Sanki hikayemizi anlatmayacağız onlara."
"Ama zamanı gelene kadar bilmeseler daha iyi."
Ceyda gülmekten yerlere yatacaktı, az kalmıştı.
"Tamam, Madem diyoruz o zaman"
"Seni çok seviyorum."
"Ben de seni seviyorum güzelim. İyi ki varsın."
💙
Doğum günün kutlu olsun Sevgi. Biliyorum daha 2 ocak olmadı ama gözlerim gidiyor muhtemelen uyuyakalacağım o yüzden şimdiden atmak istedim. İlk kutlayan ben olmuşumdur umarım 😆 Şu bir yılda özellikle de bu platformda tanıdığım en güzel insan olabilirsin. Kalbin o kadar güzel ki gülüşüne bile yansıyor bu. İyi ki seni tanımışım. Sen olmasan kim bana çocuk videoları atıp benden bölüm isteyecekti :) Şaka bir yana dursun, bu yaşın ve önümüzdeki tüm yaşların umarım çok güzel geçer. Bol bol DKTT konserine gittiğin ve Altay'ı gördüğün günlerin olsun :D Seni çok seviyorum güzellik. İyi ki doğmuşsun <3
