44

407 35 19
                                    

Bir yandan eşyalarımızı kolilere yerleştirirken bir yandan da kalecimin canlı yayınlanan röportajını izliyordum. Günlerdir gündemi meşgul etmesinin üstüne artık konuşmasının vakti gelmişti. Can Bartu Tesisleri'ne vedalaşmaya gitmişken orada bir röportaj vermeye karar vermişti.

"Merhaba sevgili futbolseverler. Bugün İngiltere devi Manchester City'e imza atarak günlerdir adından söz ettiren başarılı kaleci Altay Bayındır ile beraberiz. Hoş geldiniz Altay bey."

"Hoş buldum Nermin hanım."

"Öncelikle çok tebrik ediyoruz yeni anlaşmanızdan ötürü. Nasıl oldu bize biraz bahsetmek ister misiniz?"

"Teşekkür ederim. Bahsedilecek pek bir şey yok aslında. Gelen birçok teklif vardı. Sözleşmem de sona ermek üzereydi biliyorsunuz, son senenin içerisine girecektik. Hem Fenerbahçe'ye katkım olmasını istedim hem de mutlu olacağım bir yere gitmek. Yanlış anlaşılmasını istemem bu arada, Fenerbahçe'de de çok mutluydum. Sadece yeni bir sayfa açmanın zamanı gelmişti, bunu hissettim ve Manchester City'nin teklifini değerlendirdim."

"Size gelen çokça teklif olduğunu söylediniz Altay bey, peki neden City sorusunun bir cevabı var mı?"

"Çünkü eşim sıkı bir Manchester City taraftarı. İngiltere liglerini takip ediyorduk halihazırda, öyle olunca fazla düşünmeye gerek kalmadı."

Hanımcılığın kitabını yazanlarda bugün: Benim kaleci.

"Eşinizden bahsetmişken çocuklarınız da size eşlik etmiş sanırım buraya gelirken."

Sunucunun konuyu bebelerime çekmesiyle kaşlarımı çattım ve ne alaka dercesine ekrana kilitlendim. Kamera arkasından yükselen sesle yüksek sesle gülmeye başlamıştım.

"Baba! Anne burada yok!"

Arel çığlık çığlığa Altay'ın kucağına atlamıştı. Sanırım arkada zapt edememişlerdi bizimkileri o yüzden konu buraya gelmişti.

"Evet babacığım, anne evde. Bizi izliyor şu an."

İris de Altay'ın yanına yere oturduğunda gülümsemişti benimki.

"Küçük bey ve küçük hanım da yerini aldığına göre sanırım sıradaki sorumu sorabilirim ben."

"Tabii buyurun."

"Herkesin bildiği üzere İngiltere'ye yani futbolun kalbine gidiyorsunuz. Oğlunuzu da kendiniz gibi futbola yönlendirmeyi düşünüyor musunuz orada bulunmuşken."

Soru beni şaşırtmıştı açıkçası çünkü daha bir yaşında bebek için düşüneceğimiz bir şey değildi bu. Merakla Altay'ın cevabını beklemiştim, o da tıpkı benim gibi şaşırmış görünüyordu.

"Kızım da oğlum da istedikleri takdirde onlara seve seve yardımcı olurum ancak bunları düşünmek için çok erken henüz bir yaşındalar. İkisinin de ne istediklerini zaman gösterecek."

Konuyu en dar açıdan yaptıkları cinsiyetçilikliği kınadığını belli ederek kapatmıştı.

Uzun bir röportaj olmamıştı. Altay takımla vedalaşmak istediği için kısa tutmak istediğini söylemişti. Ben yanında gitmemiştim çünkü gidersem hüngür şakır ağlardım ki telefonla konuşurken bile ağlamıştım.

Açacağımız yeni sayfadan biraz korkuyordum.

Herkesten uzak olacaktık, bir telefonumla yanımda biten Ceyda'dan bile.

*

Artık yazarken tıkanıyorum, sanırım finale yaklaştık :")

Kapının Ardında | Altay BayındırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin