37

598 31 33
                                    

"Kaleci bana su getirir misin?"

"Getiriyorum aşkım."

Artık son ayımıza gelmiştik ve yerimden kalkmaya halim bile yoktu. İkiz olunca hamilelik zor olur demişlerdi de inanmamıştım.

Haklılarmış.

"AY!"

"Sevgi?!"

"Yok bir şey tamam, sancı girdi sadece."

Altay ben suyu içene kadar iyi olduğumdan emin olmak ister gibi bana bakıyordu. Bardağı elimden aldıktan sonra sakinlemek için biraz sırtüstü uzandım koltuğa ve gözlerimi kapadım.

Ama sık sık ve kuvvetli gelen sancılar peşimi bırakmamıştı. 

"Sevgilim gel bir doktora gidelim. Böyle olmaz."

Cevap vermedim ama ağır hareketlerle kalkıp koluna girdim. Altay da elini belime koyup destek oldu yürürken.

*

Altay'dan

Hastaneye geldiğimizde Sevgi'yi acilen doğuma almaları gerektiğini söyleyerek hazırlamışlardı. Bebeklerimizin erken geleceği tutmuş. 

Yahu rahat rahat yatıyorsunuz işte bütün gün, derdiniz neydi?

Her şeyi planlamıştık: Yanında ben olacaktım, fotoğraf çekimi olacaktı, doğumdan sonra herkes toplanacaktı... Şimdiyse hiçbir şey plana sadık gitmiyordu.

Ceyda'yı aramış ve hastaneye geldiğimizi söylemiştim. Tabii o da en az benim kadar telaş yapmıştı. O derece ki hiçbir şey söylemeden yüzüme kapatmıştı telefonu.

Çok geçmeden de Rıdvan'la beraber gelmişlerdi hastaneye.

Şu çocuk da her an dibinde bitmezse olmuyor yani. Sanki hiç işi gücü yok beyefendinin.

Neyse.

"Evet evet, İris ve Arel. Ne kadar hızlı olursa o kadar iyi."

Telefonda konuşarak gelmişlerdi yanıma.

"Ne oluyor?" Fısıldayarak sormuştum ama işaret parmağıyla 'bir dakika' der gibi susmamı işaret etmişti.

"Teşekkürler, iyi günler."

"Kiminle konuşuyordun?"

"Organizasyon şirketi."

"Sebep?"

"Seni ilgilendirmeyen konular şu an kıvırcık. Her şey kontrolüm altında. Sen bizimkilerden haber ver."

"Bekliyoruz işte. Belli değil ne zaman çıkacakları."

Gerçekten de bilemiyorduk. Saatler geçmişti aradan ama hâlâ kimse çıkmıyordu doğumhaneden. Kimseye bir şey soramıyorduk ve gittikçe endişe kaplıyordu içimizi.

Nihayet aradan geçen 6 saatin sonunda kapı açılmıştı. Ve bebekleri götürmüşlerdi doktorun benimle konuşacağını söyleyerek.

Fakat Sevgi hâlâ çıkmamıştı. Gelen ameliyathane hizmetlilerinden birine sordum.

"Sevgi Bayındır nasıl? Onu da odaya almayacak mısınız?"

"Sevgi hanım..."

💙

Hiç ama hiç istediğim gibi bir bölüm olmadı ama Sevgi'nin baskıları sonucu çok az bir şey yazabildim. Şimdi de gidiyorum bb.





Kapının Ardında | Altay BayındırNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ