35

725 29 37
                                    

"Kaleci!" 

Eve elimde kocaman bir torbayla girmiştim. Altay her zamanki gibi bir şeyleri unuttuğundan yılbaşı ağacını süslemek de bana kalmıştı. Ah kaleci ah! Aklı neredeyse artık :)

"Banyodayım."

Hazır ortalıkta değilken ona aldığım hediyeyi göremeyeceği bir yere sakladım. Sonra da salona geçip koltuğa bıraktım kendimi. İki çocuk taşımak kolay mı? Yoruldum tabii ki.

"Hızlı ol, biz çok açız."

"Sen ye güzelim. Ben çıkınca atıştırırım bir şeyler. Çok aç değilim."

Dediğini yapmadım. Çünkü evde yemek yoktu ve Altay şefin yapması lazımdı.

Onu beklerken televizyonu açmak için sehpaya uzattım elimi ama kumandayı almadan önce dikkatimi çeken başka bir şey görmüştüm: Bir kitap.

"Baba Olmak Hakkında Her Şey"

Kıyamam ya! Resmen her şeye en ince detayına kadar çalışıyor. 

Salona girdiğinde gülümseyerek ayağa kalktım.

"Aşkım sınava iyi hazırlan. Sınıfta kalırsın yoksa."

"Ne?"

Yaklaşıp dudağına bir öpücük bıraktım ve kitabı gösterdim.

"Ha onu mu diyorsun? Sana da aldım bir tane."

"Ben iyi anne olamam mı yani Altay? Onu mu demeye çalışıyorsun?"

"Aşkım onu nereden çıkardın?"

"Aşkım deme bana. Kızdım sana,  trip atacağım."

"Ya sevgilim yapma ama böyle. Ben bebeklerimizi düşündüğümden aldım."

"Ben düşünmüyorum yani bebeklerimi öyle mi?"

"Tamam, bu konuşmanın sonu gelmeyecek belli. Gel sarılıp dizi izleyelim."

"Açım ben!"

"Yarım saate annem gelir. O kesin getirir bir şeyler."

"Annenin geleceğinden benim niye haberim yok Altay'cığım?"

İyice üzerinde durarak sinirle tane tane söylediğim cümleyle Altay bana masum kedi bakışlarını göstermeye başlamıştı.

Zorda kalınca hep böyle yapıyordu. Biliyor tabii dayanamadığımı böyle yapınca.

Ama artık üç kişiyim ben bir bünyede. Yer miyim bunları?

Yerim, tamam. Sormadım varsayın.

*

"Hoş geldin Türkan anneciğim!"

"Hoş buldum güzel kızım benim."

Elindeki poşetleri koşar adımlarla mutfağa bıraktı ve bir anda geri gelip sarıldı sıkı sıkı.

"Ah nasıl da özlemişim. Nasılsınız bakayım? Zorluyor mu seni bücürler?"

"Yok anne ya daha zorlamıyorlar öyle boş yatıyorlar bütün gün karnımda. Sıkıldım, gelsinler bir an önce de sevelim bol bol."

"Şimdi tadını çıkar bence bugünlerin. Doğunca da ah ben ne rahatmışım o zamanlar, dersin. İkiz doğurmak kolay değil vallahi."

"Haklısın anneciğim. Ne istersin, ne hazırlayayım sana.?"

"Sen geç otur kızım. Ben getirdiklerimden tabaklara çıkarıp getiririm. Altay! Neredesin sen? Ben geldim, insan bir hoş geldin der."

"Hoş geldin Türkan sultan. Telefonla konuşuyordum. Kapatınca da baktım çok güzel konuşuyorsunuz; hiç bölmeyeyim, dedim."

"Bahane üretme de yardım et anana."

Ben onların bu haline gülerek salona kaçtım ve o sırada Ceyda'dan gelen zibilyon tane mesaja bildirimlerden bir göz attım. Aradan seçtiğim kelimelere göre yine Rıdvan'la ilgili bir şeyler söylüyordu. Türkan anne gittikten sonra cevap vermek üzere bildirimlerden sildim-çok ayb- ve Instagram'da gezinmeye devam ettim.

Tüm fan sayfalarında Altay'a teklifler yağdığını yazıyorlardı. Fakat hiçbiri Altay'ın gideceğini düşünmüyordu. Büyük sürpriz olacaktı hepsine.

Eh yetenekli adam olunca vazgeçemiyorlar ondan. Haklılar da. Bana kalsa ben de gitmek istemeyebilirdim ama Altay fazlasıyla hak ediyordu artık İngiltere'de devler liginde oynamayı.

"Babanızla gurur duyduğumu söylemiş miydim ben hiç?"

💙

Pek içime sinmedi ama Sevgi'ye sözüm vardı. Simay'a da yazıp 1 ay buraya uğramamak üzere kacicam herhalde gözlerim iflas etti artık ejdjsjdjjd










Kapının Ardında | Altay BayındırWhere stories live. Discover now