1.bölüm

15.3K 597 72
                                    

'ananeeeeee formamı bulamıyorum " diye bağırdım.

Allah bilir yine nereye koyupta unutmuştu tontonum.
Birde ben ne bileyim diye bana kızıyordu her seferinde.

" ben ne bileyim vira'm" diye bağırdı.
Ben demiştim demekten yoruldum ama ben demiştim.
Ah benim güzel kalplim.

Göz devirip aramaya devam ettim.
Dört odalı evde nereye koyardı ki.
Söylene söylene her yere bakarken elinde formamla dayım girdi içeri.

"bunu mu arıyor benim güzel vira'm" dedi.
Dayımı görünce gözlerim dolmuştu.
Bir süredir burada yoktu.
Onu o kadar çok seviyordum ki.
Benim için her zaman bir dayıdan daha fazlası olmuştu.
Yeri geldiğinde abi.
Yeri geldiğinde baba.
Yeri geldiğinde arkadaş.

"dayıııı seni çok özledim. Hem nereden buldun onları" diye hem sarıldım hem sordum

"bende seni özledim güzel vira'm. Bunlar bahçede ipte asılıydı senin anneme sorman da taa dışarıdan duyuluyordu" dediğinde sadece omuz silktim.

Artık alışmışlardı benim bu halime.
16 yıldır benim kahrımı çekiyordu bu mahalle.
Annemle beraber ananem ve dedemle yaşıyorduk.
Dayım başka şehirde okumuştu tatillerde gelirdi buraya.
Şimdiyse başarılı bir avukattı ve merkezde yaşıyordu işine daha yakındı.
Bizide götürmek istemişti ama biz gitmedik.
Hem o zamanlar annemin işi buradaydı, ayrıca dedem ve ananem burayı çok seviyor.

O zamanlar Annem çalıştığı için ananem büyütmüştü beni.
Bende emekleri çoktu hepsinin.
Aydının küçük bir mahallesiydi burası.
Herkes bir birini tanır, sever buralarda.

Tabi Akçakonak mahallesinin bizden illallah ettiği gerçeği vardı bir de.
Biz derken ben ve Ediz.
Ediz benim en en en yakın arkadaşım.
Ama bir yıl önce babasının işleri nedeniyle İstanbul'a taşınmışlardı.

Ediz gittiğinde herkes şükür ayrıldı bu ikili demişti domuşuklar.
Ne var beraber kavgalara girip, insanlarla uğraşıyorsak.
Birde sürekli karakolluk oluyorduk.
Allah'tan Salih amca hemen bırakıyordu bizi.

Zaten o olmazsa da dayımı arıyordum hemen gelip çıkarıyordu.
Boşuna mu avukat olmuştu ayol.

Gerçi bunlar bir yıl önceydi.
Bir yıl da her şey boka sarmıştı.
Önce Ediz gitmişti.
Sonra annem.

Gitti dediysem mecburi bir gidişti.
Yoksa hiçbir güç anneme beni bıraktıramazdı.
Hastaydı annem son bir yıldır.
Önceleri benden saklamıştı ama bir şekilde öğrenmiştim işte.

Tedavi için geç kaldığımızı öğrendiğim gün içim çıkana kadar ağlamıştım.
Umursamaz, gamsız, dünya yansa aman banane diyecek Vira o gün dağılmıştı.
Ve iki ay önce kaybettim meleğimi.

Melek gündoğdu.
Kalbim, huzurum, cennet kokulum.
Annemi kaybetmek kimsesiz kalmışım gibi hissettirmişti kendimi.
Biliyorum ananem dayım ve dedem vardı ama.
Aması vardı işte.

Bu iki ayda anca toparlamıştım kendimi.
Okula yeni yeni gidiyordum.
Bu sürede eve kapatmıştım kendimi.
Kimseyle konuşmuyordum.

Ama yaptığım şeyin bencillik olduğunu farkettim.
Ananem ve dedem'de kızlarını kaybetmişti oysa ki.
Ama kendi acılarını unutup benim için çabalamışlardı.
Dayım ablasını kaybetmişti ama beni toparlamaya çalışmıştı.

Benim onunları daha fazla üzmeye hakkım yoktu.
Ayrıca Annem bana çok kızıyordur eminim.
Çünkü öyle diyordu benim meleğim.

Flash back

V İ R AWhere stories live. Discover now