27.bölüm

4.4K 441 27
                                    

"Girişiriz kinin'ciğim" sesimi incelterek babama seslendiğim de gözlerinin devirerek Allah'tan sabır istedi.
Bense gülerek asansöre yönelttim adımlarımı servisin gelmesine az kalmıştı.

Bir hafta önce babama ziyarete gittiğim gün çok eğlenmiş ve bolca sinirlenmiştim en son babam kızıl şeytanı dövmemem için sebepler söylüyordu.
Adliyeden çıkmadan önce o kızıl şeytan ve tanımadığım başka bir kadınla karşılaşmıştık ve ikiside görüşürüz kenan'cığım demişti babama.
O günden beri bulduğum her fırsatta sesimi incelterek aynı şeyi söylüyordum bu abimi deli gibi eğlendirse bile babamı canından bezdirmişti.
Ama verdiği tepkiler çok komiğime gittiği için devam ediyordum söylemeye.
Bir sürede devam edecektim.

Servise biner binmez kulaklığımı taktım, Ediz'in evi okula yakın olduğu için kendi gidiyordu yada babası bırakıyordu o yüzden tek kalmıştım serviste.
Buradaki kendini beğenmişleri de sevmiyordum.
Düşünün insan canlısı olan ben bunları sevmiyorum kesinlikle sorun onlardaydı.

Bu aralar derslerime yoğunluk vermiştim ve vasat olan ders notlarımı yükseltmeye başlamıştım.
Bunun fark eden hocalar iki gün önce ki veli toplantısında babama anlatmışlardı.
Çok çabaladığımı ve notlarımı düzelttiğimi.
Babamsa buna çok sevinmiş ve aferin demişti.
Toplantı sonrası babamla her zaman gittiğimiz tatlıcıya gitmiştik.
Orada sohbet ederken atları ne kadar sevdiğimden ve merak ettiğimden bahsetmiştim.
Bu hafta sonu babaannem ve dedemin çiftliğine götürecekti babam beni.
Onların bir çiftliği olduğunu yeni öğrenmiştim babaannemin bir kaç hastalığından dolayı temiz hava alması gerektiği zamanlar oluyormuş zaten yazın hep orada olurlarmış.
Hafta Sonu için sabırsızlanıyordum ayrıca, eve gidince Abime de bizimle gelmeyi teklif etmeyi aklımın aklımın bir köşesine yazdım servisten inerken.

Servisten iner inmez koştur koştur okula girdim hala soğuktu havalar ve ben tam bir yaz aşığıyım.
Merdivenleri ikişer ikişer çıkarak sınıfa geldim, Ediz bey totosunu sıraya yaymış kafası masada uyuyordu.
Bir gün elimde kalacaktı bu çocuk sabaha kadar oturup oyun oynuyor en fazla bir iki saatlik uykuyla geliyordu okula.
Bu uykuzusuz halleriyle başına bir şey gelmesinden korkuyordum.
Sessiz adımlarla yanına yaklaşıp ensesine şaplağı yapıştırdım.

"noluyo mına koyayım" diye kafasını kaldırdı mal çocuk.

"sen yine sabaha kadar oyun mu oynadın şerefsiz" diye sordum.
Gözlerini kaçırdı aha biliyorum işte ben malımı.

"Ediz cidden sinirleniyorum hafta sonu oyna şu oyunları gözlerinin altına bak uykusuzluktan mosmor ayrıca başına bir şey gelmesinden korkuyorum" diyerek yanına oturdum.

"saatin farkına varmadım bebeğim dikkat edeceğim bundan sonra, sen merak etme bana bir şey olmaz" diyerek kendine çekip sarıldı.
Ne yaparsa yapsın kıyamıyordum bu şerefsize benim için o kadar değerli ki.
Hemen bende kollarımı ona sardım.

"Şş öğle arasında sana çiğköfte ısmarlayayım mı lan" diye sordu.
Can evimden vuruyor it beni.

"ayran" diye sordum.

"ayran da" dedi.

"okey dostum" diyerek onayladım onu.
Bir saat öğle arası vardı yakında ki çiğköfteciye gidip geliyorduk çok rahat.
Zaten hasan abiyle de kanka olmuştuk.

Hoca sınıfa girer girmez defterimi ve kitaplarımı çıkardım.
Örnek öğrenci olma yolunda emin adımlarla ilerliyorum resmen, bu halime Ediz de şaşırıyordu ama mecburdum.
Meleğimde verdiğim bir sözüm vardı.

-----------

Öğle arasına girmiştik, Ediz ve ikizlerle hasan abinin mekanına gelmiştik.
Her zaman oturduğumuz masamıza geçip siparişleri vermiştik.

V İ R AWhere stories live. Discover now