24.bölüm

6.2K 573 39
                                    



Zehirlenmemin üzerinden iki gün geçmişti ve bugün günlerden salı.
bir hafta raporlu olduğum için okula gitmeyecektim.
O günün sabahına eve gelir gelmez odama kapanmıştım abimle bir çok defa yanıma gelip konuşmak istese bile yorgun olduğumu söyleyerek geri çevirmiştim.
Çünkü ciddi anlamda çok kırılmıştım Abime.

O gün Tüm itirazlarıma rağmen babam yanımda yatmıştı.
Aslında ne kadar nazlansamda hoşuma gitmişti ilk defa babamla uyumuştuk.
Saçlarımı severek uyutmuştu.
Tabi bunun öncesinde kavga etmiştik, konuşmak istediğinde itiraz etmiştim ama dinlememişti.
Bende o na o gün neden haber vermeyip üzerine birde telefonlarımı açmadığını sormuştum.
Sen böyle mi babalık yapacaksın bana ölebilirdim demiştim en son.
Bunu der demez babamın gözündeki üzüntüyü görmüştüm.

O gün geç kalacağını Abime söylediğini çok önemli bir dava için adliyede olduğunu diğer savcılarla falan toplantı yaptıklarını ve benimle konuştuktan sonra telefonu sessize alarak çeketinin cebine koyduğunu eğer duymuş veya görmüş olsa ne olursa olsun o telefonu açardım demişti.
Aslında haklıydı babamı tanıdığım kadarıyla eğer görmüş olsa açardı o telefonu.

Bir de bana aydın'da olanlar için kızmadım, olanları haber vermedin diye kızdım demişti.
Ne olursa olsun iyi veya kötü babam olarak haberinin olmasını istiyordu.
Annemi ziyaret etmek için habersiz Aydın'a gittiğimde ne kadar korktuğundan bunun yanlış olduğundan da bahsetmişti. Haber verip gitmeliymişim istesem zaten o götürürmüş.
Bir yerde haklı olabilirdi ama bunu söyleme tarzı yanlıştı.
Bende bunları anlatmıştım.
Daha bir sürü şey konuşmuştuk.
Sanki bir adım daha yaklaşmıştık birbirimize bu konuşmadan sonra çünkü ilk defa sakince birbirimizi dinleyip anlamaya çalışmıştık.
Bir de bu zamana kadar olan Tutumu için özür dinlemişti tabi bende dinlemiştim yaptıklarım için.
Sonrasında zaten sarılarak uyumuştuk.

Ediz'e olanları anlattığımda yemeyip içmeyip dayıma haber vermişti salak mandalinam.
Dayımları iyi olduğuma ikna edene kadar canım çıkmıştı.
En son bana inanmayıp mert abiyi göndermiş ve beni kontrol ettirmişti manyak adam.
Mert abi de iyi olduğumu söyleyince ikna olmuştu.
Gelmek istiyordu önemli bir davanın üzerine çalıştığı için gelmesini istememiştim o kadar işinin arasında uğraşmasındı.

Bugünse babaannem ve dedem geliyordu akşam yemeğine bu ziyaretin sevindiğim tek yanı amcamın gelecek olmasıydı.
Uzun zamandır görüşememiştik ve ben gerçekten özlemiştim.
Onun dışında babaannem garip bir kadındı iyiydi ama nedense ben çok kasılıyorum yanında belkide çok ciddi durduğu içindir.
Dede bey tam bir facia tutturmuş bir hukukçu ailecilik.
Hayır sen, karın, oğlun, torunun hukukçu neyine yetmiyor be adam.
Bir de amcam doktorluğu seçtiği için üzerine çok gidiyordu garibim.
sanırım amcam kadar benimde üzerime gelecekti ama hiç umrumda değil açıkçası.
Benim hayatıma karışa bilecek bir konumda değil.
Ben düşüncelere dalmışken odamın kapısını açıp kafasını içeri uzatan babam ile gerçek dünyaya dönüş yaptım.

"sadece kafanı uzatınca zaten hiç içeri girmiş sayılmazsın baba" diyip güldüm.
Kendisi müsait misin demek için kapı çalmak yerine kafasını uzatıyordu ve bu benim aşırı komiğime gidiyor.

"babayla dalga geçilmez küçüğüm Allah taş eder" dedi.
Ee zaten öyleyim aşko.

"özür dilerim sayın savcım" diyerek ellerimi teslim olmuş gibi kaldırdım.

"eşşek sıpası seni hadi gel bana yardım et bakalım tabi kendini iyi hissediyorsan" diye sordu.

"iyiyim baba abartma bir şeyim yok" dedim.
Sanki kalp krizi veya önemli bir ameliyat geçirmişim gibi davranıyordu.

V İ R AWhere stories live. Discover now