20.bölüm

5.9K 539 22
                                    

Aydın'a geleli tam bir hafta olmuştu ne ara geçmişti zaman anlayamadım.
Bu bir hafta dolu dolu geçmişti ama ananemle günlere gitmiş, dedemle kahveye gitmiştim bir ara dayımla büroya gitmiştim çok eğlenmiştim orada.
Tabi annemi her gün ziyaret etmeyi unutmamıştım.

Abimle her gün konuşuyorduk beni ne kadar özlediğini anlatıyordu uzun uzun bu benim komiğime gitsede bir şey demiyordum.
Bir ara abimle konuşurken dayım bilerek 'hadi Vira beraber uyuyacağız çabuk gel' demişti ve bunu sırf abim duysun diye yapmıştı.
Bunu duyan abim bir şeyleri bahane ederek tam iki saat kapatmamıştı telefonu.
Yemin ederim kulağım yok olacak sandım bir ara.
Babamlada konuşmuştuk ama iki güne bir falan.
abim belki rahatsız olurum sık sık aramasından diye aramadığın söyledi.
Bunu duyunca üzülmüştüm demek ki öyle hissettirmiştim.
O yüzden ona fırsat vermeden ben arıyorum artık.

Bugünse Ediz geliyordu bir iki saate burada olurdu.
Babaannesinde kalacaktı ama bu bizim her gün bir boklar yememize engel değildi zaten hemen alt mahalledeydi sevgi teyzelerin evi.

Şimdi ise ananemin zoruyla pazara gidiyorduk Ediz beni gebertecekti.
Bensiz pazara, denize gitme demişti ama ne yapayım çabuk gelseydi o da hem Ananeme nasıl hayır diyeyim terlikle kovalar vallahi.

Pazar'a geldiğimizde Ananem her zaman ki gibi kendini kaybetmişcesine alış verişe başlamıştı.
Çok titizdi alış veriş konusunda ah ahh.
Onu kendi halinde bırakıp ben yine ona buna salça olmaya başladım.

"piştt nasıl bu elmalar kurtlu mu" diye sordum pazarın pimpirik meyvecisine.

"sen yine geldin mi" diye sordu Kaşlarını çatarak, ben gidinde kurtulduğunu sanmıştı zarr.

"geldim kör misin" diye bağırdım bir tiktoker edasıyla.

"Vira'cığım yüzünü gören cennetlik, ah nasılda özlemişim seni gittiğinden beri aklım sende" diyen Mustafa'nın sesini duymamla sabır diledim vazgeçmiyordu pezevenk.

"Mustafa birazdan Ediz geliyor bak yemin ederim tutmam onu Allah'ına kavuşturur seni" dedim bıkkınlıkla.

"gel he de kıyalım nikahı gülüm buradan ayrıda kalmazsın hem" ben ne diyorum bu pezevenk ne diyor ulan.

"ulan benim dayım avukat abim avukat tüm bunları geçtim babam savcı ulan ne bu cesaret süründürürüm seni" diye bağırıp ananemin yanına gittim.
Yine sinirlerim gerilmişti anasını.
Ediz'e söyleyeyimde gör gününü it.

Ananemin alışverişini bitirmesiyle eve doğru yürümeye başladık.
Peşimden sürüklediğim pazar arabasıyla savaş veriyordum anasını.
Bu nasıl benden daha ağır olabilir ki.
Hiç sevmiyorum şunu Allah'tan babam pazara gidip şu arabayla uğraşmıyor.
Böyle diyincede gülesim geldi.
Babamı pazarda elinde pazar arabasıyla meyve sebze seçtiğini hayal edemiyorum.

Çoktan eve gelmiş, aldıklarımızı dolaba yerleştirmiştik bile.
Şimdi ise salak Ediz'i bekliyordum birazdan buraya gelecekti ve dışarı çıkacaktık.
Sevgi teyzelerle özlem gidermişlerdi bir iki saat yeterdi onlara.
Şimdi sıra bizdeydi zaman itlik serserilik zamanı.
Zilin çalmasıyla kapıya koştum.

"tepinme evin içinde Vira" diye bağıran Ananemi duymamazlıktan geldim at mıyım ulan ben tepineyim.
Kapıyı açar açmaz üstüme uçtu resmen şerefsiz.

"viviiii bebeğim ben geldim" diye bağırdı..

"görüyorum geri zekalı" diyip kafasına şaplak attım.
O umursamadan içeri daldı, ezbere bildiği mutfağa gidiyordu şerefsiz ananeme yağcılık yapacaktı.
Göz devirerek peşinden mutfağa girdim.

V İ R AWhere stories live. Discover now