3. Bölüm - Karanlık Balo

285 46 2
                                    

Prens Arlo, Raya'nın karşısına dikildiğinde Raya gözlerini ondan ayırmamıştı. Forrest uyarıcı bakışlarını kızın üzerinde gezdirse bile anlamıyordu.

"Eğilmen gerekiyor," dedi Forrest en sonunda. Kendini tutamamıştı. Raya'yı önceden uyarmamıştı çünkü bu kadar genel kültürü olduğunu düşünmüştü. Fakat karşısındaki kız prense herhangi bir kasabalı gibi davranıyordu. Hatasını anlayıp eğilmek için harekete geçtiği an prens onu durdurdu.

"Gerekli değil," dedi. "Yakında herkes onun önünde eğilecek."

Raya prensin yorumundan sonra afalladı. Onunla konuştuğuna emin miydi? Doğru duyduğunu onaylamak için prense döndü.

"Anlayamadım?" Raya'nın ses tonu prensinki gibi değildi. O kendinden emin kudretli sesi taklit edemiyordu.

"Zamanla anlayacaksın," dedi Arlo. Kolunu ona uzattığında birkaç bakış prense döndü. Herkes onunla konuşma cesareti olan kızı merak ediyordu.

Daha önce sarayın duvarları arasında görmedikleri bu yabancı prensi yıllardır tanıyor gibi onunla sohbet ediyordu. Bu etkileşimin yarısını yapmak için savaşmış onlarca asil, prens ile henüz tanışamamıştı bile.

Onun yanına yaklaşmaya bile çekinirlerken bu kızın etki alanında prensi görmek birkaç fısıltıya neden oldu. Kral ve kraliçe bunun olacağını biliyordu. Bu yüzden tüm önlemleri almışlardı. Durum kontrol altındaydı.

"İlerleyelim," dedi prens.

Raya bu kez itaat edip prensin koluna girdi. Ağzından laf almanın tek yolunun bu olacağını düşünmüştü. Balo salonunda ilerledikleri gibi insanlar makas gibi açılmaya başladılar. Tüm asiller prense ve yanındaki bu yeni yüze bakıyordu. Balonun konuşulan konusu olacaklardı. Arlo bunu umursamıyordu. Raya'yı ne kadar erken görürlerse ona o kadar çabuk alışırlardı.

"Beni neden buraya çağırdınız?" diye sordu Raya.
Sesi fısıltı olarak çıkmıştı. Prens, Raya'nın belini kavradığında salondaki konuşmalar arttı. Elini uzatarak Raya'yı dans etmeye teşvik ettiğinde Raya bir şey söylemedi.

"Dans etmeyi biliyor musun?"

Raya, prensin sorusuna gülmekle yetindi; "Önünde eğilmediğim için bilgisiz olduğumu mu düşündün?"

Prens, Raya'yı döndürdü; "Salon dansı eğitimi almadığın için tecrübesiz olduğunu."

Bu konuşma Raya'nın yaptığı en tuhaf şeylerden biri olabilirdi. Sarayın ortasında bir prensle dans ediyordu ve konuşmaları bu muydu? Asiller sıkıcı olmalıydı.

Prensin kardeşlerine bakışı ile onlar da balo salonunun ortasına ilerlemeye başladı. Edgar ve Nikolai iki şanslı kızı dansa çağırdığında Isabella yerinden kıpırdamadı. Kardeşlerinin yarattığı bu tiyatroyu uzaktan izlemek istiyordu. Oyunculardan biri olmaya niyetli değildi.
Saniyeler içinde asiller birer birer dansa çıkmaya başladılar. Etrafları dans eden çiftlerle dolduğunda, gözler hala prens ve yeni kızdaydı. Yüzünü ilk kez gördüklerinden emin oldukları şu kız.

Prens akıllıca bir oyun oynuyordu, Raya'yı insanlara böyle bir etkinlikte tanıtmak akılda kalıcı olacaktı. En azından asillerin bir çoğu onu görmüş olacaktı. Raya, prensin kollarında bir kuğu gibi süzülürken gerçeklikten uzaklaşmaya başlıyordu.

Normal bir gününden çok farklı bir an yaşıyordu. Birkaç gün önce uyandığında böyle bir gece yaşayacağını tahmin edemezdi. Her şey bir rüya gibi geliyordu. Ancak Raya bu rüyadan hiç uyanmayacaktı. Prens, zehirli sarmaşıklarıyla Raya'yı daha da içine çekerken hayatının en büyük satrancını oynuyordu.

Lanetli KrallıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin