10. Bölüm - Gerçek Varis

230 25 29
                                    

Kraliyet ailesinin beraber yediği bir yemekten sonra Raya, prensle vakit geçirmek istediğini söyleyerek aralarından ayrılmıştı. Bunu söylerken bile midesinde hazımsızlık oluyordu ancak Arlo ile günlerdir yalnız kalamamıştı. Prensin bilerek ondan uzak durduğunu düşünüyordu. Prens sorgulanmak istemiyordu. Ancak sorgu vakti gelmişti.

Gözlem odasına girdiklerinde Raya kapıyı arkasından kapattı; "Nihayet. Benden bilerek uzak durduğunuzu düşünmeye başlamıştım majesteleri."

"Doğru düşünmüşsün," diye yanıtladı onu Arlo. "Yoksa sahte nişanımızın arkasında gerçek bir aşk mı var prenses? Gözleriniz hep beni mi arıyor?"

"Kes saçmalamayı," dedi Raya.

Prense karşı mahcup olduğu yeterdi. Her şeyin tersine döndüğü gün bugündü. Raya'nın gerçek cevaplara ihtiyacı vardı. Hem de hemen.

"Kabalık ediyorsunuz."

"Beni sihrinle sustur o zaman."

Arlo, prensesin cevabıyla buz kesildi. Hafızasını silebilseydi silerdi. Ancak böyle bir şeyin mümkün olmadığını biliyordu.

"Ailene alevleri benim söndürdüğümü söyledin. Yükselen olduğunu kimse bilmiyor mu?"

Prens temkinli yaklaşıyordu. En monoton sesiyle cevapladı. "Alevleri zaten sen söndürdün."

"Bana aptalı oynama. Ne yaptığını ikimiz de biliyoruz."

Arlo, prensesin her şeyi gördüğünü biliyordu. İnkâr edebilirdi, yokmuş gibi davranabilirdi ancak bu gerçeği değiştirmeyecekti. Raya olan biteni farkındaydı. Ve çenesini kapalı tutmazsa tüm krallığı karıştıracaktı. Arlo bunun olmasına izin veremezdi.

"Birine ağzını açacak olursan seni mahvederim," dedi Arlo.

Raya gülümsedi. Mazlum tavırları gitmiş, geriye gerçek Arlo kalmıştı. "Bende tanıdığım hırçın prens nerede diyordum, gerçek yüzünü ortaya çıkarttın."

"Dalga geçmiyorum Kiera. Seni öldürürüm."

Arlo'nun bu ismi kullanması Raya'yı rahatsız etti. Gözlem odasında sadece iki kişilerdi. Arlo kendini bu isme ne kadar inandırmışsa tehlike olmadığı zamanlarda bile bunu kullanıyordu. Kendini yalanlara inandırmayı iyi biliyor olmalıydı. Yirmi bir yıldır hem kendini hem tüm ailesini kandırıyordu.

"Diğerleri nasıl anlamadı? Kral? Kraliçe? Forrest? Onca yükselen senin gücünü neden hissedemiyor?"

Arlo küçümsercesine gözlerini kıstı; "Onlardan çok daha kuvvetliyim. Kendi gücümü bastırıp onlara hissettirmeyecek kadar kuvvetli."

"Hep böyle miydi?" diye sordu Raya. "Yani çocukken bile gücünü böyle saklıyor muydun?"

"Kendimi bildim bileli."

Raya kendini aptal gibi hissetti. "Ama neden? O zaman beni neden buraya getirdin? Tüm bu yardımcı saçmalığı ne? Forrest, Sofia, Paul ve Vladamir de bir oyundan mı ibaret?"

Arlo başını iki yana salladı; "Hiçbir şey oyun değil. Kardeşlerimin güçleri yok. Benim güçlerim olduğunu da bilmiyorlar. Kimse ama hiç kimse yükselen olduğumu bilmiyor. Böyle de kalmasını istiyorum."

Raya anlayamıyordu. Her şey bu kadar kolayken, krallığın güçlere sahip bir varisi varken Arlo işleri neden bu kadar zorlaştırıyordu? Tek yapması gereken gerçekleri söylemekti ve hayatına devam edebilirdi.

"O zaman bırak beni gidiyim," dedi Raya.

"Mümkün değil."

"Bana ihtiyacın bile yok Arlo! Herkesten daha güçlüsün, bir şeyi vardan yok edebilecek kadar güçlü! O zaman neden herhangi birini yanına almadın? Neden kasabadaki en güçlü kızı bulmak zorundaydın? Neden ben?"

Lanetli KrallıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin