18. Bölüm - Yollar Ayrılığı

119 17 1
                                    

Kiera ne yapacağını, ne düşüneceğini bilmiyordu. Fakat bildiği tek bir şey vardı. Kardeşi ona asla komplo kurmazdı. Ona ne kadar sinirlenirse sinirlensin, Kiera hakkında ne düşünürse düşünsün ona zarar vermezdi. Veremezdi.

Kafasından geçen tilkiler onu bütün gece uyutmamıştı. Sarayın kapısından içeri girene kadar kendinde bile değildi. Onu zorla odasına götürdüklerinde kardeşine dokunmamaları için Arlo'ya yalvardı. Fakat Arlo ona cevap bile vermedi. Kiera güçleriyle bir fırtına estirmeden Arlo parmaklarından sihrin akmasına izin vererek prensesi etkisiz hale getirdi.

Dışarı çıkıp nefes almak istediğini onlarca kez söylemesine rağmen kapısının kilidini açmadılar. Çünkü odadan çıktığı an kardeşinin yanına koşacağını herkes biliyordu. Hadley'nin hücresine gitmek için bir saniye bile kaybetmezdi. Bu yüzden odası sadece demir anahtarlarla değil, büyüyle de kilitlenmişti.

Arlo hiçbir şeyi riske atamazdı.

Kiera, sabahtan beri kovduğu gözyaşlarını yutkunarak boğazının yanmasına izin verdi. Bu kadar güçlü biri nasıl kendini böylesine güçsüz hissederdi? Tam bir şeyler yoluna girmeye başlamışken hayatı nasıl tepe taklak olabilirdi?

Kapısı tıkırdayınca merakla arkasına döndü. Çünkü kapının arkasında olabilecek tek kişinin Arlo olduğunu biliyordu. Onun dışında kimse bu sihri kaldırmaya cesaret edemezdi. Ancak kapılar açılınca Kiera şaşkınlıkla karşısındaki manzaraya baktı. Prenses Isabella odaya hızla girerken Kiera onun arkasında birinin daha olduğunu gördü.

Kapıdaki sihri kıran kişi Sofia olmalıydı. Ona ne kadar teşekkür etse azdı. Odada boğulacak gibi hissediyordu. Fakat daha sonra aklına Isabella'nın kim olduğu geldi. Arlo'nun kız kardeşi, Arlo'nun emirlerine karşı gelecek değildi. Belki de heyecanlanmak için çok erkendi.

"Dışarıda bu kadar karmaşa varken neden odanda mühürlenmiş bir sihirle oturduğunu sorabilir miyim?"

Isabella'nın sorusu, Kiera'yı şaşırttı. Kontrolcü abin beni buraya tıktığı için, diye düşündü. Fakat bu soruyu sorduğuna göre Isabella'nın bir şeylerden haberi yok demekti. Ancak o zaman Kiera her şeyi hatırlayabildi. Arlo, bu plandan kimseye bahsetmemişti. Sadece kralın olanlardan haberi vardı.

Fakat herkes bunu eninde sonunda öğrenecekti. Kraliyete kimin saldırdığını kraliyetin kendisinden saklayacak halleri yoktu. Kiera, Isabella'ya yaklaştı. "Arlo başına dert olmamı istemiyor."

"Madem seni buraya kapatacak kadar endişeli, o zaman kendisi nerelerde?"

Kardeşimin celladı olmaya gidiyor. Kiera derin bir nefes aldı. Ne kadar kızgın olursa olsun, bu işi sakin kalarak halledebilirdi. Hem kardeşini hem kendini bu işten sıyırabilirdi.

"Bana yardım etmen gerekiyor Isabella," dedi Kiera. "Sır tutabilir misin?"

Isabella endişeli gözlerle Kiera'ya baktı. Sarayda ne olduğunu anlamak için onun odasına gitmişti ancak şimdi yanlışlıkla bir şeylere bulaşmış olabileceğini düşünüyordu. Kiera'nın umutsuz ses tonundan anladığı kadarıyla durum ciddiydi.

Isabella üzerindeki endişeyi silkerek başını salladı. Edgar ve Nikolai onu ciddiye almıyordu, kral üzerindeki görevleri oğullarına vermeyi tercih ediyordu ve Arlo ona ne olup bittiğini bile söylemiyordu. Belki de kimin tarafında olmak istediğini bir kez daha düşünmeliydi. Buraya geldiğinden beri Kiera ona bir kere bile yukarıdan bakmamıştı ve dürüstlüğünü esirgememişti. Neden işler Arlo'nun istediği gibi gitmek zorundaydı ki?

Isabella da kraliyetin bir parçasıydı ve istediği yerde durabilirdi. Arlo'ya karşı gelmek isterse bu kendi kararıydı. "Elbette tutarım," dedi Isabella.

Lanetli KrallıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin