33. Bölüm - Lanetli Krallık

192 16 14
                                    

Son bölüme geldiğimize inanamıyorum ama küçük bir yazar notu olmadan Lanetli Krallığı bitirmek istemedim. Bu hikaye size bir şey öğrettiyse, o da herkesin iyiye ya da kötüye yönelik değişebileceği, kurtarılabileceği ve büyüyebileceği olsun. Lanetli Krallığı, hayat bizi onlarca noktaya sürüklemek isterken gideceği yönü ısrarla belirleyen herkese hediye ediyorum.

Her bölümde eklediğim şarkıların toplu playlisti: https://open.spotify.com/playlist/7DQX8pRcQzheWkZjF3VI6O?si=UJXTjBLGSZul87-TaX8_GA&pt=ea68b4761f8ff1d4da528bbe2d07a0f8

Buradan tekrar Marisanda'nın büyüsünü bulabilir, kendi hayatınızda küçük krallığınızı kurabilirsiniz. Benimle bu yolculuğa çıktığınız için teşekkür ederim. Arlo ve Raya size minnettar olurdu. Son kez, keyifli okumalar! :)

⚔️

Aleksander çoktan atıyla yola çıkmıştı. Genç Kassandra ise kendi başına odasına dönmüştü. Arlo istediği her şeyi gerçekleştirdiğinde Raya hala olanları kabul edemiyordu. Boğuluyormuş gibi hissediyordu. Prensin az önce onu oyaladığından bile habersizdi.

"Hayır Arlo," diye ısrar etti. "Seni kaderine terk etmeyeceğim."

Arlo saatin kaç olduğunu biliyordu. Bu senaryoyu ezberlemişti. Kendisi de geçmişe gitmeye çalışmıştı. Hem de çok kez. Ancak bunda başarılı olamamıştı. Şimdi karşısında başarılı bir örnek varken bunu harcamak istemiyordu. Tekrar prensese baktı.

"Bunun için çok geç. Kral Aleksander birkaç dakika içinde ölmüş olacak."

Prenses panikle prensin gözlerine baktı; "Ha- Hayır. Ben bir şey yapmadım."

"Biliyorum. Ben yaptım."

Prenses arkasına dönüp pencerenin ötesine baktı. Yerinde durmayan atlara. Çoktan odasına giden kraliçeye. Boğazındaki yumruya engel olmaya çalıştı. Çünkü bunun nereye gittiğini biliyordu.

"Ama istemiyorum," diye itiraf etti titrek sesiyle prenses. "Sensiz bir hayata uyanmak istemiyorum."

Arlo, ellerini Raya'nın yanaklarına götürdü. Alınları birbirine değdiğinde prens Arlo hayatta olduğu son dakikaların tadını çıkarttı. Eğer ölecekse, bu şekilde ölmek istediğini biliyordu.

"Bende," dedi Arlo. "Ama yemin ederim yanında kalacağım. Sesim, ruhum, benliğim hep seninle olacak Raya."

Prensesin gözünden yaşlar akmaya başladı. "Aynı şey değil."

"Bir kere ruhlarımız bağlandı. Onlarca hayattan birinde birbirimize bağlanmaya yemin ettik. Bil ki bundan sonraki her hayatta bir parçam seninle olacak. Tıpkı senin de bir parçanın benimle olacağı gibi."

Kafasını aşağı yukarı sallayan prenses, Arlo'nun sözlerinden emin değil gibiydi. Tek istediği onunla uzun, sorunsuz bir hayat sürmekti. Olanlar onları nasıl böyle bir noktaya getirmişti o da hala emin değildi. Onsuz bir geleceği düşünmek nefesini tıkıyordu. Fakat her şey için çok geç olduğunu farkındaydı.

"Senden nefret ederken bile seni çok sevdim Arlo," dedi prenses.

Her kavgaları, her tartışmaları ve yaşadıkları anlaşmazlıklarında bile bir tarafı hala Arlo'nun yanındaydı. Bunu bilmesini isterdi. Daha sonra hatırlayamayacak olsa bile.

"Senden nefret bile etmedim," dedi Arlo. "Sadece kendime seni sevdiğimi itiraf edemediğim için yaptığım bir savunma mekanizmasıydı Raya. Her nefesimde seni çok sevdim."

Prens, son sözünü söylediği anda şeffaflaşmaya başladı. Raya, prensin dokunuşunu yanaklarında hissedemiyordu ve artık onun yaşamının yanından ayrıldığını biliyordu. Panikle olanları durdurmaya çalıştı fakat prens karşısında tozla buz oluyordu.

Lanetli KrallıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin