1. Bölüm

122K 2.8K 337
                                    

Herkese merhaba.

Kısa, tatlı, kafa dağıtmalık bir kurgu olacak Mavi Deniz.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

İyi okumalar.

1. BÖLÜM "GÖRÜNCE AŞIK OLDUM O GÜZEL GÖZLERİNE"

"O son dilimi yemeyecektin."

"O son dilimi bana bırakmasaydın o zaman!"

Zeynep'le atışa atışa hastane yolunda ilerliyorduk. Baklavayı çok kaçırmıştı. Aslında ben de pek iyi değildim ama o kusmamak için büyük savaş veriyordu. Onun midesi benim gibi çöplük olmadığı için hemen etkilenmişti. Festivalde bedava diye yedikçe yemiştik. Ee öğrenciliğin esaslarında birini de yapmazsak olmazdı ama. Sonuçta fazla kaçırsak da yediğimiz şey baklavaydı. Hem de bedava baklava!

"Tansiyonum da düştü bence. Bayılabilirim her an."

"Sakın bayılma!" dedim. Neredeyse acilin önüne gelmiştik. "Bak geldik geldik." dedim kapıya kadar vardığımızda. Zeynep'i kolundan çekiştirerek kapıdan geçtik ve bir insan yığınının tam önüne düştük.

"Nasıl sıra gelecek lan!" dedim kalabalığa bakarak.

"Şu nüfus cüzdanımı al ve benim bu hastanede stajyer hemşire olduğumu söyle. Öncelik verirler belki." dedi.

Şok içinde kalabalığa bakarken usulca başımı salladım ve Zeynep'in elinden nüfus cüzdanını aldım. Kayıt yapılan yere gittiğimde bilmem kaçıncı hastayla muhatap olacağı için pek de mutlu olmayan, orta yaşlarına ha varmış ha varmamış bir teyzeyle bakıştık.

"Ne vardı kızım?" diye sordu. Evden uzakta, aylardır ailesinden uzak bir üniversite öğrencisine kızım derseniz muhtemelen yüzünde güller açabilir. Teyzenin ters bakışlarına rağmen ağzım kulaklarıma varana kadar gülümsedim ve kadına iletişim kurmayı bilmeyen bir dağ ayısı gibi 'Hı, al!" der gibi nüfus cüzdanını uzattım. Neyse ki salaklık yapmak konusundaki maharetim yaptığım salaklıkları kavrama konusunda da aynı düzeydeydi ki durumu bir şekilde düzeltebiliyordum.

"Arkadaşım. Hasta. Midesi kötü. Mide spazmı geçiriyor bence ama ben anlamam. Sonuçta sağlıkçı değilim. Aman neyse. Teyzeciğim bu arkadaşım stajyer hemşire bu hastanede. Hı hı evet, üniversite öğrencisiyiz biz. Bize bir kıyak geçer misin? Aman öncelik. Sonuçta bu kızcağız saatlerce, hiç para almadan sizlere yardımcı oluyor. Evet almıyor. Ne zaman mı alabilir? Belki son sene diye biliyorum. Asgari ücretin üçte biri evet. Sizin maaşınız ne kadardır ki? Yok o kadar almaz seneye bence ya..."

"Mavi napıyorsun?"

Zeynep'in sinirli sesini duyunca yaslandığım yerden doğrularak ona baktım."

"Sıra alıyordum." dedim gülümseyerek. Dedikodunun dibine vurduğumuz teyze bana başını sallayıp sevimlice sırıtırken "Az daha hallediyordum sıra işini, niye bozdun ki?" dedim.

Zeynep benimleyken hep yaptığı gibi "Ya Sabır!" diyerek nüfus cüzdanını elimden aldı ve teyzeden ayrıcalıksız da olsa bir sıra istedi.

Aman buna da yaranılmıyordu. Ne güzel ayarlıyordum işte ben. Boş yere gerginlik işte!

"Senin sıra falan alacağın yoktu!" dedi ona kızınca. "Orada durmuş kadının saçından konuşuyordunuz en son. Hem sen permalı saçlardan nefret edersin ne diye övüyordun kadını?"

"Sence beğendiğimden mi övüyordum ya!" dedim "Sana sıra almak içindi her şey."

Resmen bu uğurda kadının yüzüne gülümseyip yalanı bastıkça basmıştım. Ne yapma sarı saçlardan hoşlanırdım ne de permalı saçlardan. Ama kadına bu saç tipine bayıldığımı, kendisine ne kadar da yakıştığını söyleyip durmuştum.

Zeynep kusmasın diye yalan söylerken, yalanlarımdan kusma derecesine gelmiştim ya...

"Normal sıra alsaydım şimdiye muayene olmuştum belki de."

Zeynep'e laf yetiştirmek için ağzımı açtım ama o yerinden kalkarak "Sıra geldi!" diye kapıya doğru koşturmaya başladı.

"Hadi." dedi. "Gelmiyor musun?"

Omzumu silkerek ona küsmüş gibi yaptım.

"Hadi Mavi." dedi Zeynep. Yorgunca gülümsedi. Beni biliyordu, bu bakışa dayanamazdım. Dayanamadım da zaten. Sözde küskünlüğümüzü bitirdim ve hemen kalkıp peşinden gittim.

Zeynep yine ceylan gibi pıtı pıtı adımlar atarak yürürken ben elimdeki eşyalarla arkasından haldır haldır koşturarak ilerledim. Muayene olunan yere vardık sonunda.

Acilin girişi kadar kalabalıktı muayene yerleri de. İki doktor, üç hemşire ve gençli yaşlı ondan fazla hasta sırasını bekliyordu sessizce. Tek başına sedyede oturmuş etrafa bakıp duran amcayla teyzeyi görünce hüzünlendim.

"Hastaneler hep dram." dedim. Zeynep beni onaylar tarzda bir mırıltı çıkarttı ama gözü onu muayene edecek doktoru arıyordu.

"Ben şu taraftayım." dedi muayene odasının uç kısmını göstererek. Doktoruyla konuştu ardından. Hırkasıyla çantasını taşırken bir yandan da sedyelere oturmuş hastalara bakıyor, insanların yüzlerinden ne halde olduklarını anlamaya çalışıyordum.

O sırada muayene odasının tam ortasında durmuş olduğumun da pek farkında değildim. Yan tarafımda bir karartı gördüm önce. Zeynep mi diye dönüp baktım ama gördüğüm şey lacivert formalı, uzun, iri bir şeydi.

Hızlı adımlarla yakınımdan geçti ve ortadaki tek bilgisayara gidip oraya bir şeyler kaydetmeye başladı. Muayene odasındaki doktor sayısı üçe çıkmıştı, bu adam da doktordu.

Yan profilinden baktım ilk olarak. O an aklımda bir şey yoktu. Sadece işini ne kadar da ciddi yapıyor diye geçirdim içimden. Sonra bilgisayarda işi bitti ve yüzünü direkt bu tarafa çevirdi. Bir şeyleri tartar gibi geldiği yöne doğru düşünceli düşünceli baktı ve sonra bakışları bana kaydı.

İzlendiğini fark etmiş olmalıydı. Kaşları birkaç saniye çatıldı. Bakışlarını da hemen çekti. Biraz daha baksaydı nolurdu ki. İçim gide gide kumral yakışıklıyı kesiyordum ben hala.

O ise biraz önceki romantik bakışmamızı ve beni hiç önemsemeden yanımdan geçip gitti. 

Nasıl başladık?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Nasıl başladık?

Instagram, iremk.hikayeleri

💙

MAVİ DENİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin