14. Bölüm

35.4K 1.8K 86
                                    

14.BÖLÜM

Deniz

"Neye dalıp dalıp gidiyon be oğlum?"

Serco'nun koltukta yayılmış bir şekilde oturarak çayını höpürtedişini izledim. Ona ters ters bakarak geçen bir yarım saniyeden sonra Serco bana her zaman attığı çok sıkıcısın bakışlarından birini atarak koltuğun kenarına uzattığı bacağını usulca çekti.

"Kafam bir şeye bozulmuş gibi." dedi gözlerini kısıp sorgulayıcı bir şekilde bana bakmayı sürdürüyordu bir yandan da. "Söyle işte abiciğim. Biz birbirimizden sır saklar mıyız hiç?"

Seni bilmem ama ben senin gevşek ağzına pek güvenmediğimden her şeyi ortaya öylece dökemiyorum dememek için kendimi zor tuttum. Serco düşünceli tavrımdan iyice işkillendi. Rahatsız olmuş gibi koltukta bir o yana bir bu yana kımıldandı.

"Aşk olsun..." dedi benim sessizliğime tepki olarak.

"Tamam lan!" diyerek ben de yükseldim bir anda. Bu herifin ısrarı baş ağrıtan cinstendi. "Anlatacağım ama abuk sabuk imalarda bulunup beni sinir etme!"

"Etmem Deniz'ciğim." dedi Serco. Gözleri kocaman açılmış, anlatacaklarımı epey merak etmiş bir şekilde nefesini tutmuş beni dinliyordu. Bir de koltuktan kayıp iyice bana yaklaştı. Devlet sırrı verecektim sanki şerefsize...

Gözlerim Serco'da sabit, yaptığı saçmalıkları izlerken Serco en son iki elini çenesine dayayıp beni beklemeye başladı. Benim sessiz kalmamla beraber sessizlik bir süre devam edince Serco beni teşvik edercesine mırıldandı.

"Hıhh! Coming ama dostum. Sabaha kadar seni mi bekleyeceğiz!?"

Serco'nun Amerikan dublajı eşliğinde yakınmasına gülecek gibi oldum ama son anda kendimi tuttum. Bu herife elimi verirsem kolumu kurtaramazdım.

Boğazımı temizleyerek oturuşumu düzelttim.

Tamam dercesine başımı salladım ve anlatmaya başladım.

"Sen gelmeden önce markete gitmiştim." dedim.

Serco gözlerini devirerek bunu zaten biliyorum, geç dercesine bana baktı. Dur lan sabırlı ol bakışlarımla karşılık verdim ben de.

"Okey kanka istediğin yerden başla konuyu anlatmaya, ben dinliyorum."

"İşte sonra..." diye sesimi yükselterek boş yapmamasına dair ufak bir uyarıda bulundum.

"Senin baklavayı alıp..." Serco'nun yarım kilodan fazla yediği baklavaların olduğu kutuya kısa bir bakış attım. "Reyonların orada dolaşmaya başladım. Abur cubur falan alayım dedim. Reyonlara doğru yol almışken, o sıra biriyle çarpıştım."

Serco sessizce beni dinlemeye devam ederken gözlerinde hafif bir heyecan parıltısı yandı gibi oldu. Böyle hikayelere bayılırdı kendisi. O an anlattığıma kötü mü ediyorum diye bir düşündüm ama Serco'ya güveniyordum. Biraz tatava yapar, olayı bir miktar da büyütebilirdi.

Ama içimde kalır da ben kendim bu işi büyütürüm diye korkmaya da başlamıştım ufaktan.

Neler diyordum ben ya? İradeli olmalıyım. Kafamdan atmam zor olmamalı, umursamamak zor olmamalı.

"Eee?" dedi Serco anlat dercesine elini salladı. "Tanıyor muydun çarpıştığın kişiyi?"

"Yani." dedim.

"Nasıl yani? Tanıyor muydun tanımıyor muydun?"

Başımı belli belirsiz salladım.

Serco sıkılmışçasına ofladı.

"Ben tanıyor muyum?"

"Eh!" dedim başımı sallayarak.

"Bir de bana dersin ne değişik herifsin diye! Deniz abiciğim artık ana konuya geçip neler olup bittiğini anlatacan mı yoksa bu kıvranmaların geçsin diye sana bir serum mu bağlayayım!"

"Mavi denilen o kızla!" dedim birden. Serco ilk saniyeler anlamadı. Sonrasına ağzını kocaman açıp "Oha!" dedi. "Aşk romanlarındaki gibi!"

"Ne aşkı lan!" dedim bir anda yükselerek.

Serco daha da neşelendi. Hatta kahkaha bile attı.

"Sen niye bu kadar sinirlendin ki? Aşk'a mı takıldın? Tamam kanka, sakin ol! Aşk demeyeceğim bir daha. Aaşşk!"

Serco son cümlelerde epey abartılı ses tonuyla konuşunca benim kafa iyice attı. Bir yandan da halen bana bakıyor, benden olanları anlatmamı bekliyordu kocaman açtığı gözleriyle.

"Hadi! Söz bir şey demeyeceğim bu sefer."

Dudaklarını fermuar çekiyor gibi kenetledi birbirine.

"Kızla çarpışana kadar durum gayet normaldi. Tanıyınca da bir sıkıntı olmadı." dedim. "Ama sonra bir baktım ki kız evlik kıyafetleriyle. Bu da demek oluyordu ki buralara yakın oturuyor. Bir anda bunu fark edince sinirlendim. Kıza ters davrandım."

"Niye sinirlendin ki?" Dedi Serco. Cidden niye öyle bir tepki vermiştim ki? Nerede oturursa otursun, bana neydi sanki.

Serco'ya baktım. Halen benden bir cevap bekliyordu. Bunu kabullenmek biraz zordu ama Serco'nun sorusu oldukça yerinde ve bu durumda benim de epey merak ettiğim bir soruydu.
"Sanırsam." Dedim biraz düşündükten sonra. "Biliyorsun o gece acildeki hareketleri pek hoş değildi. Ondan dolayı, yakınlarımda biryerlerde oturuyor olması canımı sıktı."

Serco gülmek isteyen dudaklarını gererek kendine hakim olmaya çalışıyordu bu sırada. Ona kızgın bir ifadeyle baktım. O da başını salladıktan sonra kızmamı pek umursamadan
"Ve sonra?" dedi gözlerini kırmadan anlattıklarımı dinleyen Serco? "Sonra ne oldu?"

"Kız yüzünü astı. Ona sert çıkışmamı doğal olarak hoş karşılamadı..."

Mavi'nin gözlerinde beliren hayal kırıklığına benzer ifade gözümün önüne gelince kendimi yine kötü hissettim. Bir insanın kalbini kırmaktan olabildiğince kaçınan biriyim ama bazen oluyor ve bir anlık öfke patlamalarıyla hiç istemediğim bu şeyi yapıyorum. Bu hiç hoşuma gitmiyor. Sonrasında içime koca ağır bir şey oturuyor sanki ve bu şey pişmanlıkla birlikte bana doğru düzgün nefes aldırmıyor.

"Sonra ne yaptın peki? Benim tanıdığım Deniz kızdan özür dilemiştir muhakkak."

"Özür diledim elbette." dedim. "Ama bunu yaparken epey zorlandım."

"Nasıl?" dedi Serco. Bir tık şaşırmıştı sanki.

"Yani benim de anlayamadım bu. Kızdan çekindim. Ne yapayım, nasıl özür dileyeyim diye düşündüm. Sonra da..."

Mavi'nin çikolata reyonundaki Antep fıstıklı o çikolataya elinin gidip etiketine baktıktan sonra vazgeçtiği hali aklıma geldi. Bu kız üzülünce hep dudaklarını mı büzüyordu öyle?

Kafamı iki yana sallayarak o andan koptum. "Ona çikolata alarak özür diledim."

Serco hafiften sırıttı. "O ne yaptı?" dedi.

"Kırılmadığını, önemli olmadığını falan söyledi. Tabii öncesinde biraz laf çarptı. Ama sonra sanki biraz mahcup oldu çikolatadan dolayı."

"Vay be!" dedi Serco. "Dışarıdan bakınca biraz tantana seven biri gibi duruyor ama özünde sakin biriymiş demek ki."

"Öyle." dedim.

"Eee?" dedi Serco. "Kız hakkındaki düşüncelerin biraz yumuşamış gibi."

"Abiciğim ne önemi var ki?" dedim en sonda. "Kızı bir daha nerede göreceğim ki? Görsem bile... Görmem bence." 

MAVİ DENİZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin